Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, bir yüksek yargı organının başkanı olarak hukuk, demokrasi kurallarına uygun görmediği bir konuyu gündeme getirmek zorunda olduğunu belirterek, ''Bu benim hem yetkim hem sorumluluğum'' dedi.
Gerçeker, makamında gazetecilerin, askere sivil yargı yolu açan düzenlemeyle ilgili sözlerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in verdiği yanıtı değerlendirdi.
Düzenlemeyle ilgili yaptığı değerlendirmenin bir bütünlük içinde ele alınmasını isteyen Gerçeker, şunları kaydetti:
''Söylediğim sözler bir bütünlük içinde değerlendirilseydi zaten öyle bir anlam çıkması mümkün değil. Bu tür düzenlemeler usulüne uygun yapılsaydı, usule uygun yasalaşma sürecinden geçirilseydi, Anayasa değişikliğiyle birlikte yapılsaydı bu tartışmalar ortaya çıkmazdı, bu sıkıntılar olmazdı. Biz 'askeri yargı alanında bir değişiklik yapılmasın' demiyoruz. Geçen seneki adli yargı açılış konuşmamda da söylemiştim. Bunlar yapılsın ama bütünlük içinde yapılsın, bu tür tartışmalara zemin hazırlanmasın.''
Bir yüksek yargı organının başkanı olarak hukuk, demokrasi kurallarına uygun görmediği bir konuyu gündeme getirmek zorunda olduğunu belirten Gerçeker, ''Çünkü yapılan bir yanlışlık varsa yanlışlığın devam etmemesini sağlamak açısından bu benim hem sorumluluk hem yetkim dahilinde olan bir şey'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek'e cevap vermiş gibi konuşmak istemediğini ifade eden Gerçeker, ''Ben sadece kendi düşüncelerimi ortaya koyuyorum. Sadece şunu söylüyorum; benim konuşmalarım bir bütünlük içinde değerlendirilseydi, bu reaksiyonun, tepkinin fazla gerekli olmadığı zaten anlaşılacaktı'' diye konuştu.
''BİR KELİMEYİ DEĞİŞTİRMEKLE İŞ BİTMİYOR''
Askeri yargıyla ilgili değişikliklerin Anayasa değişikliği ile birlikte gündeme getirilmesi yönündeki önerilerinin başkaları tarafından da dile getirildiğini söyleyen Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Askeri yargı sisteminde Avrupa Birliği müktesebatına aykırı konular varsa elbette bunlar olmalı ama Anayasa değişikliği ve yasa değişikliği yapılarak bunlar halledilebilir. Bunun demokratik bir tartışma ortamında olması gerekli. İlgili kurumların görüşleri alınır. Belki bizim bilmediğimiz, düşünemediğimiz, aklımıza gelmeyen şeyleri başkaları söyler, hocaların görüşleri alınır, ondan sonra sağlıklı şekilde her şey ortaya konulsun. Bu tartışmalara da gerek kalmasın.
Bir kelimeyi değiştirmekle iş bitmiyor. Anayasa maddesiyle, Askeri Ceza Kanunu ile Askeri Usul Kanunu ile çelişki var mı yok mu? Bunlara bakılmalı. Çelişki ortaya çıkıyor. Bunlar bizim görevimizin içinde olan şeyler. Yarın bunlar sorun olarak, görev uyuşmazlıkları olarak karşımıza çıkacak. Ben burada doğru bildiğim şeyi söylemeyeceğim de ne söyleyeceğim? Bunun siyasallaşmayla ne alakası var? 'Siyasetçiler gibi her mikrofona konuşmasın' demek de güzel bir tabir değil. Söylediklerimi gelişigüzel, ayaküstü söylemiş değilim. Düşünüp taşınmadan bir şey söylemem. Yanlış gördüğüm bir şeyin tekrarlanmaması için ortaya konulmuş düşünceler bunlar.''
Konunun burada kapanmasını istediğini dile getiren Gerçeker, hayatını hukuka adadığını, hukuk fakültesinden 40 yıl önce mezun olduğunu belirterek, ''Hayatım boyunca, demokrasi mücadelesi vermiş bir insanım. Özgürlükçü demokrasiyi herkesten fazla isteyen bir insanım'' dedi.
OLAY NASIL BAŞLAMIŞTI?
Yargıtay Başkanı Gerçeker, askerlere sivil yargı yolunun açılmasına ilişkin yasayla ilgili olarak "Anayasaya aykırı" açıklamasını yapmıştı.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de Gerçeker'in bu açıklamasına şöyle yanıt vermişti:
"Sayın yargı mensuplarının açıklamalarını yerinde görmüyorum. CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu, sonucu beklemeliyiz. Bir yasanın anayasaya aykırı olduğuna karar verecek olan Yargıtay değildir ki. Böyle bir açıklama hukuken de doğru değildir. 138'inci maddeye aykırı bir açıklamadır. Görülmekte olan davalar sırasında yargı mensupları bu tür açıklamalar yaparsa yargı yıpranır. Bir demokratik ülkede yargı mensupları her mikrofon uzatıldığında siyasiler gibi bu tür konuşmalar yapmaları yanlıştır."