Çocukluk yıllarında başlayan müzik tutkusunu, el becerisiyle birleştiren saz ustası Dündar Altun, 23 senedir Cebeci Fidan Sokak’taki küçük dükkânında saz yapıyor. Sabah erken saatlerde açtığı ustasınınkine bitişik dükkânında tezgâh başına geçen Altun; dut, maun, ardıç gibi ağaçlardan yapılan tekneleri, sap, kapak ve telleriyle buluşturarak hayat verdiği sazları tesviye ediyor. Ahşap kokusu içinde bir hayat süren Dündar, “Müzikle uğraşan, toplum insanı olur. Bu bizim kültürümüz, sanatımız. Üretimin bitmemesi lazım” diyor. Aralarında sazın da bulunduğu farklı enstrümanları çalabilen Altun, şunları söyledi:
ARTIK ÇIRAK YETİŞMİYOR
“Lise yıllarında başladım bu işe. Zaten müziğe ilgiliydim, sağolsun Cevdet Ustam da elimden tuttu. Ama maalesef artık bu meslekte el işçiliği bitiyor. Çırak yetişmiyor. Okullarda çalgı yapım bölümleri var ama oralarda da çocuklar çizim ve tasarım aşamasında kalıyor. En fazla bir iki zanaatkâr çıkıyor. Bu işe merak salan gençler var ama devamlılıkları olmuyor. Geliyor, buradaki tozu, toprağı görünce bir daha uğramıyor.
EN ÖNEMLİ ŞEY DENGE
Sazlar genelde sipariş geliyor. Genelde dut, maun ve ardıç ağaçlarını kullanıyorum ama isteğe göre zeytin, paduk, vengi, çınar da kullanıyorum. Hepsi el işçiliği. Tekneye sap ve kapağını takıyorum. Tesviye edip, tellerini takıyorum. Sazda en önemli şey denge. Denge olmazsa ses çıkaran herhangi bir alet olur. Fabrika üretimi ucuza sazlar var dışarıda ama burada en düşüğü 600 liradan başlıyor.”