Çelik'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Yakın zamanda Türk Deniz Kuvvetleri, 1-2 yıl önce deniz kuvvetleri tarihinin en büyük seyir seferini gerçekleştirdi. Kara Kuvvetlerimiz, Hava Kuvvetlerimiz bütün varlıklarıyla beraber verilen emirleri yerine getirme konusunda hiçbir eksiklik göstermeden tam olarak bu misyonlarını gerçekleştiriyor. Kuşkusuz demokrasilerde bütün kurumlar eleştirilebilir. Bütün kurumlar eleştirilere açıktır, tüm siyasilerin eleştiriye açık olduğu gibi. Fakat eleştiriyle hakaret arasında çok temel bir çizgi var. Bu asla aklı başında bir siyasetçinin asla geçmemesi gereken bir sınırdır. Maalesef Sayın Kılıçdaroğlu, defalarca yaptığı gibi dün de vahim sözlerle Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırarak ve komuta kademesine hakaret ederek, bu sınırı geçmiştir. Hiçbir şekilde bir siyasetçi kimliğiyle bağdaşmayacak bu sözlerin Sayın Kılıçdaroğlu’dan gelmesi şaşırtıcı olmadı.
Kılıçdaroğlu'nun nefret siyaseti Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesine hakaret etme şeklinde haddini aşan bir boyuta ulaştı. Kuşkusuz, dediğim gibi demokrasilerde eleştiri bir haktır ama hakaret hiçbir şekilde kabul edilemez.
Şimdiki komuta kademesinin 15 Temmuz’da ülkemizi işgal etmeye çalışan FETÖ’nün ortaya koyduğu faaliyetlere karşı o zaman bulundukları görevlerden başlayarak, nasıl mücadele ettikleri milletimizin takdirindedir. Şimdi komuta kademesi dünyanın çeşitli yerlerinde Türk askeri varlığının en üstün şekilde görevini icra etmesi için teyakkuz halindedir ve bunlar başarıyla gerçekleşmektedir.
Libya’da ortaya koyulan başarı, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve KKTC’nin hak ve menfaatlerinin koruması bakımından ortaya konulan başarı ve aynı şekilde Suriye’de terörle mücadele konusunda ortaya konulan başarı herkesin şahitliğinde gerçekleşmektedir. Şimdiki komuta kademesinin görevlerini yerine getirirken özellikle terörle mücadele başta olmak üzere ortaya koyduğu etkinlik Türkiye’nin dostları tarafından takdir edilmektedir. Bunları eleştirenler sadece Türkiye’nin düşmanlarıdır.
Biz CHP’nin PKK’ya karşı yapılacak askeri operasyonlara niye destek vermediğini biliyoruz. Aziz milletimizin takdirine sunmak istediğim konu şudur; Kılıçdaroğlu’nun dünkü sözlerini alt alta yazsalardı ve deselerdi ki ‘Yunanistan’daki bir parti genel başkanı Türk ordusuna ve TSK’nın komuta kademesine karşı bu sözleri söyledi’ Ortaya çıkacak tablo net bir şekilde bunu gösterecekti. Yunanistan’daki siyasetçiler, bu dili kullanır ama bunu Türkiye’de ana muhalefet partisi pozisyonundaki olan bir siyasetçi tarafından dile getirilmesi vahimdir ve şiddetle kınanması gereken bir meseledir.
Köklü bir parti olan CHP’nin bu genel başkan tarafından bu hale düşürülmesi de Türk siyasi hayatı açısından üzücüdür. PKK ya da terör örgütlerine karşı kullanmadığı dili çeşitli toplum kesimlerine ve TSK’nın komuta kademesine karşı kullanan bir üslup sergiliyor.
TSK'nın kabiliyetlerini artıracak milli imkanlar geliştirilirken, en yıkıcı sözler yine Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarından geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız tek tek bu atılan iftiraların yalan olduğunu ifade etti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu'nun çıkıp da bu ifadeleri kullanması utanç vericidir. CHP'ye gönül veren vatandaşlarımız ve milletimizin tamamı tarafından kınanacaktır.
Türkiye’de millet iradesi temelinde konsolidasyon sağlandıkça CHP’de rahatsızlık ortaya çıkmaya başlamıştır. Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklaması da bu rahatsızlığı bir ifade biçiminden başka bir şey değildir.
Türkiye’de anayasal düzene bağlı bir işleyişin olması bunları rahatsız ediyor. Devlet başkanına gösterilmesi gereken, devlet geleneklerimizin esasına ulaştırılan saldırıyı gördükleri zaman sürekli olarak bunu sabote etmeye çalışıyorlar. Vesayet dönemleri sona ermiştir. Kendilerinin terör örgütlerine söylemedikleri sözü, TSK’ya söylemelerine asla müsaade etmeyiz.
Vesayetin yeni bir güncellemesidir bu. Önerdikleri model eski sıkıntıları yeniden gündeme getirecek tuzaklar taşımaktadır. CHP’lilerin çok sık haksız yere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni herhangi bir şekilde kavramadan kullandıkları sözcüğün asıl burası için geçerli olduğunu aslında bir seçilmiş cumhurbaşkanı değil, Altılı Masa tarafından atanmış bir cumhurbaşkanı istedikleri ortaya çıkıyor. ‘Altılı masanın onayı olmadan Cumhurbaşkanı hareket edemeyecek’ demek Türkiye’nin siyasi sistemini ve demokrasisini felç etmektir. Türkiye için önerdikleri sistem bir parlamenter sistem değil, Altılı eş başkanlık sistemidir.
Hangi adayı ilan edeceklerse, onu etkisiz eleman olarak ilan etmiş oluyorlar. Bunun son derece sakıncalı olduğunu herhangi bir siyasi kültüre dayanmadığını, siyaset dışı bir şey olduğunu ve demokrasimizi tamamen felç edecek bir siyasi girişim olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu kadar zaman tartıştıktan sonra ortaya çıkan şey bir parlamenter sistem değildir, ortaya bir kuvvetler ayrılığı da yoktur. Yasama da, yürütme de, yargı da Altılı Masa olmuştur. Bu şekilde bir model ortaya çıkmıştır."
Soru-Cevap
Soru: Suriye ile Türkiye arasında Dışişleri Bakanları düzeyinde yeni bir temas gerçekleştirilecek. Üçüncü bir ülke olmayacağı ifade ediliyor. Yakın zamanda bu temasın Türkiye’de gerçekleştirilmesi belirtiliyor. Böyle bir temas olacak mı?
Çelik: “Diyaloğun sağlanmasında Rusya’nın arabuluculuğu Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takdirle karşılanmıştır. Türkiye’de de olabilir, Rusya’da da olabilir. Bununla ilgili verilmiş kesin bir karar yok. Bu kendi ritmi içerisinde doğal bir şekilde işliyor. Önemli olan masada sorun alanlarını çözecek şekilde ilerleyebilmek. Bu bakımdan masa kendi doğası içerisinde işliyor. Acele olmasına da gerek duymuyoruz, geç kalması konusunda da herhangi bir şekilde yaklaşımımız yok.”
Soru: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni danışmanının açıklamaları konusu
Çelik: “Bu net bir şekilde iki şeyi bir araya getirdi. Birincisi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Türkiye’nin üniter devlet yapısının değiştirilmesi gerektiğini, özerklik ya da federasyonun gündeme gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda bu beyanatı verirken de CHP Genel Merkezi’nde açıklama ya da basın toplantısı yapılan formatı değiştirip oradan Türk bayraklarını kaldırıyor. Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken bir şey var. Bayrağımıza yönelik bu saygısızlık karşısında bu şahsı görevden alması gerekir. Fakat bunu yapmıyor. Aynı şekilde devlet düzeninin değiştirilmesine yönelik bu teklif genelde ‘devleti yeniden kuracağız, devletin yeniden kuruluş sürecinde şu işleri yapacağız’ diye bu literatürü daha çok HDP’dekiler kullanıyor. Bunu CHP’nde Genel Başkan adına danışmanı tarafından yapılan açıklamada da kullanıldığını görüyoruz.”
Soru: Mescidi Aksa konusu
Çelik: “Meslici Aksa’nın statüsünün korunması en yüksek hassasiyetimizdir. Her türlü saygısızlığı şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim. İsrail Hükümeti’nin bu tip olayların tekrar etmemesi için gereken tedbirleri almasını bekliyoruz.”
Hibya Haber Ajansı