Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı'nda konuştu. Altun konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Biz şuna inanıyoruz ki eğer bu yürüyüş devam ederse yeni dönem Türkiye'nin dönemi olacak. Çünkü Türkiye, gerçekten eskisi gibi değil. Gerçekten büyük ve güçlü bir ülke bugün itibarıyla sadece oyunbozan değil, oyun kuran bir ülke. Sadece bir istikrar adası değil aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç"
"Bu küresel sömürü sisteminin en temel aygıtlarından biri olan faiz ekonomisine karşı Sayın Cumhurbaşkanımız, daha bir hafta öncesinde 'battık', 'bittik' naraları atılırken birden bire bütün dünyanın ağzını açık bırakacak şekilde birkaç adımla, birkaç çözüm önerisiyle kararlı siyasi duruş sergilemiş oldu. Bu anlamda bağımsız ekonomi modelinin nasıl işleyeceğine ilişkin kararlılık ortaya konulmuş oldu"
"Kamu diplomasisi, ulusal ve uluslararası ilişkiler, halkla ilişkiler, stratejik iletişim ve kriz yönetimi alanlarında bütün teknolojik imkanları ve araçları kullanacağız. 360 derecelik bir yaklaşımla 'Türkiye' markasını güçlendirmek, dünyada anlatıp etkinleştirmek noktasında gayret sarf edeceğiz. Ülkemizin bir dünya gücü ve küresel aktör olmasında gayret sarf edeceğiz"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, güçlü bir yürüyüşle yeni dönemin Türkiye'nin dönemi olacağını vurgulayarak, "Çünkü Türkiye, gerçekten eskisi gibi değil. Gerçekten büyük ve güçlü bir ülke bugün itibarıyla sadece oyunbozan değil, oyun kuran bir ülke. Sadece bir istikrar adası değil aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca 2020-2021 Dönemi Stratejik Değerlendirme ve 2022-2023 Vizyonu Çalıştayı ile Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı düzenledi.
Fahrettin Altun, Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı'nda, "Türkiye İletişim Modeli: İletişimde 2023-2053-2071 Vizyonu" başlıklı sunum yaptı.
Sunumunda Başkanlığın, kamu diplomasisi, CİMER, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Basın Yayın alanlarında yaptığı faaliyetler hakkında da bilgi veren Altun, söylem birliğinin sağlanmasının, yeni nesil doğrulama sisteminin ve kriz yönetiminin önemine değindi.
Dünya savaşları sonrası oluşan konjonktür, darbeler ve askeri yönetimler, devlet ve millet arasındaki derin uçurumlar dolayısıyla 1923-2001 Türkiye'sini "İletişimsizlik Devri" olarak tanımlayan Altun, 2002-2018 Türkiye'sini ise "hizmet ve millet odaklı yeni iletişim dilinin inşası" dönemi olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'de devlet ile millet arasındaki gerçek helalleşmenin 2002 yılından sonra gerçekleştiğine, toplumun farklı kesimleriyle kucaklaşan devletin bu dönemde ortaya çıktığına vurgu yapan Altun, Türkiye'nin yeni kimliğine, yeni rolüne uygun yönetim modelinin inşası anlamına gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 2018 yılı itibarıyla dünyada düzen kurucu bir aktör haline geldiğini ifade etti.
Altun, 2002-2018 yıllarının Türkiye'de tarihte örneği olmayacak şekilde güçlü bir demokratikleşme sürecinin yaşandığı dönem olduğunu dile getirerek, "Birçok alanda yaşanan devrim niteliğinde dönüşümlerle birlikte aslında bu dönemde iktidarın merkezine vesayet odakları, dışarıdan topluma etki eden unsurlar değil bizatihi milletin iradesi yerleşmiştir. Halkın kararıyla iktidarın belirlendiği bir dönemden bahsediyoruz artık. 2002 sonrası Türkiye'de, halkın merkezinde olduğu bir yönetişim modelinin tarih sahnesine çıktığı bir dönemdir. Bütün bu dönüşümlerin merkezinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi perspektifi, mücadelesi vardır." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, bölgesel ve uluslararası alanda etkin şekilde rol oynuyor, düzen kuruyor"
Fahrettin Altun, 2018'de devletin içinde yeni hükümet sistemine uygun bir şekilde kurumsallaşma çabaları sürerken, diğer taraftan çok etkin bir şekilde Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası alanda rol oynamaya, düzen kurmaya başladığını, oyun bozduğunun görülmeye başlandığını vurguladı.
2019 yılında Kovid-19 pandemisiyle küresel belirsizliğin derinleştiğini, salgın sürecinde haber tüketiminin arttığını anlatan Altun, bu dönemde yaşanan yalan haber ve dezenformasyonlara dikkati çekti.
Altun, salgında birçok sosyal devlet çökerken, istikrarlı yönetimiyle küresel süreçleri etkilemeye başlayan Türkiye'nin küresel kıskaçlara alınmaya çalışıldığını söyledi.
Türkiye'de iletişim alanında büyük dönüşümler yaşandığının altını çizen Altun, enformasyon savaşları, dijital tekelleşme, algı operasyonları, siber güvenlik ve hibrit tehditler gibi birçok başlığın belirgin hale geldiğini kaydetti.
"Küresel kaos ortamında istikrar adası Türkiye"
Türkiye için "küresel kaos ortamında istikrar adası" ifadesini kullanan Altun, "Bu gelişmeler sürecinde ülkemiz küresel kaosun ortasında istikrar adası olarak konumlandı, kendi hedeflerinden sapmadı ve dahası Türkiye dış politikada sağlık sisteminde, insani yardım politikasında, savunma sanayisinde kendi modelini üretti ve bu noktada kendi modelini daha etkin bir şekilde hayata geçirme noktasında gayret ortaya koydu, koymaya devam ediyor." şeklinde konuştu.
Altun, savunma sanayi, sağlık sistemi, dış politika ve insani yardımlarla beraber, küresel markalar ve yeni ekonomi modeliyle Türkiye'nin bölgede ve dünyada model olduğunu dile getirdi.
"Battık, bittik naraları atılırken, Cumhurbaşkanımız bütün dünyanın ağzını açık bıraktı"
Diğer taraftan yeni bir ekonomik modelle Türkiye'nin küresel bağımlılık zincirinden kopmak namına çok güçlü bir adım attığına dikkati çeken Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu küresel finans kapitali ya da nasıl ifade ederseniz edin, küresel sömürü sisteminin en temel aygıtlarından biri olan faiz ekonomisine karşı Sayın Cumhurbaşkanımız çok açık ve net bir biçimde karşı durduğunu uzun yıllardır vurgulamasına rağmen her ne pahasına olursa olsun bunun Türkiye'nin yönetiminin asli unsuru haline gelmesi için adımlar attı ve çok açık söylüyorum nihayetinde bütün kurumsal direnç mekanizmalarına rağmen son derece dirayetli, kararlı biçimde politikasını uyguladı ve daha bir hafta öncesinde 'battık', 'bittik' naraları atılırken birden bire bütün dünyanın ağzını açık bırakacak şekilde birkaç adımla, birkaç çözüm önerisiyle hem kararlı siyasi duruş sergilemiş oldu hem de bu anlamda bağımsız ekonomi modelinin nasıl işleyeceğine ilişkin kararlılık ortaya konulmuş oldu. 2002'den bu yana verdiğimiz mücadelede esas itibariyle ekonomik özerkleşme, bağımsızlaşma ve dış politikada özerkleşme, bağımsızlaşma çok temel iki unsurdur."
Altun, bağımsız Türkiye'nin menfaatlerine, Türk toplumunun çıkarlarına uygun bir şekilde ekonomi modeli inşası noktasında Türkiye modeli inşası noktasında, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde çok güçlü bir performans ortaya konduğunu anımsatarak, bunun önümüzdeki süreçlerde yeni adımlarını göreceklerini ve milletin çok daha somut kazanımları yaşayacağını ifade etti.
İletişimde Türkiye modeli
Türkiye'nin inşa ettiği güçlü modelleri anlatmak için iletişimde "Türkiye modeli"ne geçildiğini, bu modelin inşasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "insan odaklı bakış", "adalet duygusu", "gönül kazanma çabası", "hakikat yolundan ayrılmama" ve "sürekli daha ileriye" vizyonunun temel alındığını belirten Altun, Türkiye İletişim Modeli ile Türkiye'nin inşa ettiği güçlü modellerin bütün dünyaya doğru, güvenilir ve zamanında içeriklerle anlatılacağına değindi.
Son 3 yıldır iletişimin devlet yönetim kültürünün asli unsuruna dönüştüğüne işaret eden Altun, İletişim Başkanlığı'nın temel amacının "Türkiye" markasını güçlendirmek ve en yeni teknolojilerle dünyaya anlatmak olduğunu ifade etti.
Altun, en önemli çabalarının Türkiye markasını güçlendirmek, Türkiye'nin gücünü, kabiliyetlerini, imkanlarını dünyaya göstermek ve ülkeyi bir çekim merkezine dönüştürerek, hak ettiği yeri bütün dünyaya bildirmek olduğunun altını çizdi.
"Türkiye Marka Ofisi kuracağız"
İletişim Başkanlığı bünyesinde yapılan çalışmaları örneklerle anlatan Altun, dünyanın en büyük kamu iletişim platformu haline gelen Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'nin (CİMER) ülkenin en güvenilir devlet araçlarından birisi olduğuna vurgu yaptı. Altun, CİMER'in geri dönüş hızı ve oranının yüzde 90'lara çıktığını kaydetti.
Altun, Devlet Enformasyon Sistemi ile Türkiye ve bölgedeki gelişmeleri anlık takip ederek binlerce bülten oluşturduklarını, milyonlarca haberi işlediklerini ve onlarca medya kuruluşunu bu sisteme entegre ettiklerini aktardı.
Bundan sonra, "kriz yönetiminde tek merkezden güçlü bir iletişim ağı kurmak", dezenformasyonla etkin mücadele için yeni nesil doğrulama sistemi "Doğru mu?" uygulamasını hayata geçirmek için çalışacaklarını belirten Altun, Türkiye'nin global marka kimliği alanında çalışmalar yapmayı amaçlayan, ülke imajı ve marka değerinin güçlendirilmesi ve stratejik iletişim vizyonu hedeflerinin gerçekleştirilmesi için Türkiye Marka Ofisi'ni kuracaklarını açıkladı.
Kriz yönetiminde güçlü bir odak olmanın önemine işaret eden Altun, "Tek merkezden güçlü bir iletişim ağı kurmak zorundayız. Bu çerçevede gayretlerimiz var. Bu çerçevede politika belgesi üretiyoruz." dedi.
"Sadece oyun bozan değil, oyun kuran bir ülke"
Türkiye Cumhuriyetinin 2023'de bir asrı geri bırakacağına dikkati çeken Altun, yeni yüzyılın dünyadaki yıldızının Türkiye olacağına inandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu güçle el ele vereceğiz, gönül gönüle hareket edeceğiz. Kamu diplomasisi, ulusal ve uluslararası ilişkiler, halkla ilişkiler, stratejik iletişim ve kriz yönetimi alanlarında bütün teknolojik imkanları ve araçları kullanacağız. 360 derecelik bir yaklaşımla 'Türkiye' markasını güçlendirmek, dünyada anlatıp etkinleştirmek noktasında gayret sarf edeceğiz. İnşallah el birliğiyle daha ileri gideceğiz, böylelikle ülkemizin bir dünya gücü ve küresel aktör olmasında gayret sarf edeceğiz."
Türkiye 100 yıl iletişim kampanyası için bütün çalışanlardan katma değer üretmesini beklediğini dile getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çünkü şu çok açık ve net, biz şuna inanıyoruz ki eğer büyük bir yürüyüş ki, bu yürüyüş devam ederse yeni dönem Türkiye'nin dönemi olacak. Çünkü Türkiye, gerçekten eskisi gibi değil. Gerçekten büyük ve güçlü bir ülke bugün itibarıyla sadece oyunbozan değil, oyun kuran bir ülke. Sadece bir istikrar adası değil aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç. Bu istikrarlaştırıcı güç olarak etkilerini pek çok farklı ülkede görüyoruz, birçok uluslararası örgütte bunun etkilerini görüyoruz. Dolayısıyla da bu yeni durumu bütün araçlarımız ve imkanlarımızla ve elbette Türkiye'nin yeni iletişim modeliyle kendi kamuoyumuza ve bütün dünyaya anlatacağız ve bu noktada da en kritik imkana, Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğine sahibiz."
Söz konusu çalıştaylara, TRT Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan, İletişim Başkanlığı başkan yardımcıları, daire başkanları, bölge, şube müdürleri ve çalışanlar ile yerli-yabancı basın mensupları katıldı.
2020-2021 Dönemi Stratejik Değerlendirme ve 2022-2023 Vizyonu Çalıştayı'nda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kurumsallaşma yolculuğu anlatıldı, iletişimin geleceğine dair konu başlıkları ele alındı.
598 kurum personeli ile 116 yerel basın mensubunun katıldığı Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı'nda ise alanında uzman kişiler tarafından, Bilişim Güvenliği , "Türk Medya Hukuku", "Kamu Personelinin Sosyal Medya Kullanımında Dikkat Etmesi Gereken Hususlar", "Protokol" , "Sıfır Atık-İş Güvenliği ve Sağlığı", "Kamu Harcamalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar" konu başlıklarında eğitim verildi.
Hibya Haber Ajansı