RESSAM Yalçın Gökçebağ, farklı tekniği ve bakış açısıyla Anadolu insanını, yaşam ve çalışma hayatını tuvalinde yansıtıyor. Gökçebağ, soyut çizimlerle başladığı resime, portrelerle devam ettiğini ve daha sonra Anadolu’yu tuvalinde yansıttığını belirtti. Gökçebağ 50 yılı geride bıraktığı resim hayatını anlattı.
“1966’da Gazi Üniversitesi resim bölümünden mezun olduğumda tamamen soyut ve lekeci dediğimiz tarzda resim çiziyordum. Akşehir’e tayin oldum ve çalışmaya başladım. Soyut yapıyordum ve müthiş bir tepki alıyordum. Anlaşılmamam ve tepkiler sonucu biraz tarzımı değiştirdim ve portre yapmaya başladım.
Anadolu’dan etkilendim
TRT’de kameraman olarak işe başladım. Biz TRT programları için Anadoluyu gezmeye başladık. Mersin’in portakal bahçeleri, Karadeniz’de çay bahçeleri, Konya’nın uçsuz bucaksız buğday tarlalarını, Mardin’in mükemmel evlerinden etkilendim. Ve resimlerini yapmaya karar verdim. İzlenimci tarzda Anadolu’nun resimlerini çizdim. Bana nedenİstanbul’a gitmediğimi soruyorlar. Para ve sanat İstanbul’da diyorlar. Ama ben direniyorum. Ve benim gibi birçok Ankaralı ressam da direniyor. İstanbul ve Ankara ekolu var. İstanbullu ressamlar bizlere sizin paletinizde renk yok diyorlar. Siz çamur gibi resim yaparsınız derler. Ama bizim paletimiz çok canlıdır, hayatın renklerini taşır ve yansıtır.”