TÜRKİYE’yi dünya genelinde Çin’de yapılacak Miss Model of World’de temsil edecek modelin seçildiği Miss Model of Turkey yarışmasında bu yıl Ankara Joker Ajans’tan finale 4 model birden kaldı.
Ankara kızları bu yıl 30 Mayıs’ta Bodrum’da kampa girecekler ve 6 Haziran’da 22 finalist ile birlikte Miss Model of Turkey seçilmek için yarışacaklar.
Ankara’nın dört güzel modeli, Ankara Hürriyet’in sorularını yanıtladılar.
ÖZGE ACI
Sizi tanıyabilir miyiz?
- 23 yaşındayım. Anadolu üniversitesi Zihinsel Engelliler Öğretmenliği bölümü 2009 mezunuyum. Halen zihinsel engelliler öğretmeniyim. Voleybolcuyum, aynı zaman da modern folk dansıyla profesyonel olarak 5 yıl ilgilendim. Ankaralıyım ancak ailemin işi dolayısıyla memleketim olan Ankara ya 9. şehrimde ulaşabildim.
Modellik serüvenine nasıl başladınız ?
- 2005 yılında üniversiteye girdiğim sene aklında sadece voleybol olan hatta, üniversiteyi bile spor faaliyetlerine göre seçen biri olarak, modellik serüvenim de voleybol sahasında maç sırasında başladı. O yıl üniversitemizde mezuniyet defilesinin koreografı da tesadüf maç sırasında beni görmüş. Teklif etti. Üç ay gerçekten sıkı bir eğitimden geçtik. O yıl modellik serüvenim Nigar Talibova, Merve Buyuksaraç gibi bir çok ünlü isimin katıldığı özel bir defileyle başladı.
Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
- Dört yıldır modellik yapıyorum. Ankara’ya bu yıl geldim. Daha öncesinde İstanbul, İzmir, Antalya gibi bir çok büyük şehirle bağlantılı olarak güzel defileler, kaliteli işler yapmıştım. Ankara’da Joker Ajans’ın sahibi Burak bey ile tanıştıktan sonra “Ankara Kızları 2010“ güzellik yarışmasında modellik ve zarafet eğitmenliği yapmaya başladım. Yakın çevrem her yıl katılmam konusunda ısrarcıydı.
Şu an yaptığınız meslek yani öğretmenlik, ki zihin engeliler öğretmenliği ve modellik çok farklı meslekler değil mi? Nasıl birlikte yürütebiliyorsunuz?
Öncelikle şu an yaptığım işi, yani öğretmenliği çok seviyorum. Verdiği haz çok ayrı, ne parayla ne de başka bir şeyle ölçülemeyecek değerde bir mesleğim var. Öte yandan modellik, 5-6 yaşında iki el bele konulup annemin bigudiyle sardığı o kıvırcık saçlı fotoların çekilmesiyle başlanmış uzun bir yol. Bir hayal aslında bu, alkışlanmak, takdir edilmek, beğenilmek, en önemlisi dönüşünü hemen almak. Heyecanı bitmeyen, her ayrı defilede ayrı bir gizemi yaşamak. Beni de modelliğe bağlayan, koparmayan bu. Öğrencilerim (benim öğretmenim manken) diyorlar, (televizyona çıkıyor) diyorlar. Mutlu oluyorlar. Velilerim de izliyor bazen.
İleride kendinizi nerede görüyorsunuz ?
- İleriyi düşündüğümde, bu mesleği hakkıyla yapan kişi kim diye sorulduğunda akla gelen ilk isimlerden olmak istiyorum. Ve yurt dışında da Türkiye ve modellik denildiğinde listenin başlarında bir de Özge Acı’yı görmek istiyorum. Belki ütopik ama, hayal etmezsem yapamam. Her hayal gerçeğe daha yakın.
ELİT ÇAM
Elit Çam’ın ismini duyurmasını sağlayan ilk proje neydi?
- Best Model of Turkey 2009 ismimi duyurmamı sağlayan ilk proje oldu. Hiç aklımda yokken tesadüfen katıldım bu yarışmaya ve aldığım iki ödül (Best Press ve Best Friendship) önümde cok güzel kapılar açtı. Ayrıca çok da önemli bir deneyimdi.
Mankenliğe adım atmanız tesadüfler sonucu mu oldu?
- Uzun boylu, fiziği düzgün ve bakımlı her kızın aklına sokarlar aslında mankenlik fikrini, arkadaşları, ailesi, çevresi.. Ama tabi bu fikri hayata geçirebilmektir önemli olan. Biraz cesaret, biraz şans, bolca özgüven ve tabi doğru insanlarla doğru adımlar atmak önemli olan. Ama çok daha önemli bir nokta var ki, hayatın her alanında ‘hırs’ eninde sonunda yıkım getirir. Yanlış yollara sapmaktan ve harcanıp gitmekten korunmak ancak hırslarımızdan arınmakla mümkün bu meslekte.
Mankenlik, hayatınızda ne kadar önem taşıyor?
- Mesleğimle aramda tutkulu bir bağ olduğunu söyleyemem, ama işime ve öncelikle kendime saygı duyuyorum. Tutku doğru bir başlangıç noktası değil bence. Öyle hevesler kısa zamanda sönüp gider. Ben işimi iyi yapıyorum ve bundan aldığım haz bana yetiyor. İşin maddi boyutu da önemli tabi ki ama asla bu işi para için yapıyorum diyemem, haksızlık olur bu. Hayatımda tutkuyla bağlandığım tek bir şey var o da tiyatro ve oyunculuk.
Ekranda gördüğümüz Elit Çam, sizi tam olarak yansıtıyor mu?
- Elbette hayır. Benim içimde birden fazla Elit var. Manken Elit, tiyatrocu Elit, ODTÜ Sosyoloji öğrencisi Elit, ailesinin küçük kızı Elit.. Ekranda gördüğünüz bunlardan sadece bir tanesi. ODTÜ’de derse giderken podyumdaki gibi yürümüyorum mesela.. İçimdeki bu farklı karakterleri dengede tutabildiğim ölçüde mutlu oluyorum ben. Bir taraf eksik kalırsa ben, ben olamam. Ve tek bir Elit’le mutlu olamam.
Kendinizi oyunculuk konusunda başarılı buluyor musunuz? Bu alanda nasıl bir hedefiniz var?
- Kendimi mankenlikten önce oyunculukla tanımlıyorum ben. Altı senedir aktif olarak tiyatro yapıyorum. Konservatuar sınavlarını kazandım ama okulumu bırakıp gitmek istemedim, Sosyoloji beni her anlamda çok besleyen bir bölüm çünkü. Şu an Ankara’da haftada 3 gün oyunum var. Değişim Atölyesi Oyuncuları’yla Canlı Maymun Lokantası adlı oyunda. Dib Sahne’de de Erdal Beşikçioğluyla Jerry ve Tom adlı oyunda oynuyorum.
Elit Çam’ın bir günü nasıl geçiyor?
- Öncelik okulumda her zaman. Derslerden sonra arkadaşlarımla vakit geçirememekten şikayetçiyim çünkü mutlaka her gün ya provam, ya çekimim ya da bir defile, turneler oluyor. Benim günüm çok erken saatlerde başlayıp geç saatlerde bitiyor. Ailem İzmir’de ve onların yanına tatile gittiğimde hissediyorum ne kadar yorulduğumu. Bölümüm gereği çok fazla kitap okuyorum, boş vakitlerimde bir kütüphane kuşuna dönüşüyorum.
GÜLCAN ODABAŞ
Modellik kariyeriniz nasıl başladı?
- 1988 Ankara doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Maliye Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. Spor yapmaktan, film izlemekten çok hoşlanıyorum ve hayatımı sevdiklerimle dolu dolu yaşıyorum. Modellik kariyerime Joker Ajans’la tanıştıktan sonra başladım ve çok kısa bir zamanda birlikte çok yol katettik.
İlk kez podyuma çıktığınızda neler hissettiniz?
- içimde çok güzel bir heyecan vardı, tabi ki biraz da kaygı... Fakat ilk defilemde podyuma adımımı attığım anda kendimi sanki bu işi yıllardır yapıyormuş gibi hissettim. İlk defilemi ailemden bir tek annem izliyordu. Onunla göz göze geldik. Onun o güzel bakışı ve hiç bir zaman esirgemediği desteğiyle iyice rahatladım.
Okul ve işiniz dışında ilgilendiğiniz alanlar var mı?
- Aslında oyunculuk yeteneğime, diksiyonuma ve müzik kulağıma çok güveniyorum. Herhangi bir yerde otururken bile müzik çaldığında, müziğin içindeki enstrümanları anlamaya çalışıyorum. Bunun haricinde, okulumun satranç topluluğundayım, fakat bu aralar işim dolayısıyla fazlasıyla aksatıyorum.
ÇAĞLA ZORALİOĞLU
Kendinizi tanıtır mısınız ?
- 19 yaşındayım. Ankara üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 2. sınıfta okuyorum. Modern pentatlon Milli takımındayım. Aynı zamanda Balkan Şampiyonluğun ve Dünya kupası 2.liğim var.
Yarışmaya katılma fikri nasıl ortaya çıktı?
- İki yıldır modellik yapıyorum. Yarışmayı duydum ve kendime güvendiğim için katılmaya karar verdim. Ailemin ve arkadaşlarımın desteği de beni cesaretlendirdi.
İleride kendinizi nerede görüyorsunuz ?
- İleriyi düşündüğümde, kendimi ekonomik özgürlüğümü kazanmış, kendi ayakları üzerinde durabilen başarılı bir manken olarak görüyorum. Arzum onan ve Yüksel Ak’ı beğeniyorum, çünkü çok prensipli ve dürüst çalıştıklarını düşünüyorum. Genelde insanlar bu işe önyargıyla bakıyorlar. Ayrıca Türkiye‘de, bu mesleğe hak ettiği kadar değer verilmediğini düşünüyorum. Ama bunlar değişmeyecek şeyler değil.
Yarışmada iddialı mısınız?
- Doğru işlerde, doğru inanlarla bu mesleği en iyi şekilde yapmak istiyorum. Kendimi ilk 3 de görüyorum çünkü, fiziğime, duruşuma, niteliklerime güveniyorum.