Aktif siyasi yaşamı devam etmiyor olsa da, 26 Mart 1989 Yerel Seçimleri’nde 26 bin 612 oy farkla Melih Gökçek’i gerisinde bırakarak, Keçiören Belediye Başkanı olan Hamza Kırmızı, Ankara yerel siyasetinin ‘unutulmaz’ isimleri arasına girdi. Hamza Kırmızı’yı unutulmaz kılan 24 yıl önce aldığı seçim galibiyeti kadar, Melih Gökçek’in siyasi kariyerindeki yükselişi de oldu. Gökçek, Kırmızı’ya seçimi kaybetmesinin ardından önce Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürü olarak göreve geldi. Ardından 1991’de Refah Partisi’nden Ankara Milletvekili seçildi ve 1994 Yerel Seçimleri’nde ise yine Refah Partisi’nden aday olduğu Büyükşehir Belediye Başkanlığını, 6 bin 471 oy farkla kazandı. Kırmızı, dört dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapan ve beşinci dönemine göz kırpan Gökçek’in 29 yıllık siyaset hayatında, ‘Melih Gökçek’e mağlubiyet tattıran tek isim’ diye tarih sayfalarında yerini almış oldu.
24 yıl önce başlayan Ankara’nın Kırmızı Siyaseti’ni, ‘bir başka pencereden’ Hamza Kırmızı’ya sordum. Kırmızı, sürgün sonucu görevinden istifa ederek döndüğü Ankara’da, kısa ancak dikkat çekeci bir dönemde geçen günlerini şöyle anlattı:
* Öncelikle Ankara serüveniniz nasıl başladı?
Maliye Bakanlığı’nda vergi kontrol memuru olarak görev yaparken, o dönemin Siyasi İktidarı’nın Sol’a dönük sürgünlerinden ben de nasibimi aldım. Kahramanmaraş’a sürgün olarak gittim. Maraş olaylarının en ateşli dönemlerinde sıkıntı yaşadığım için memuriyetten istifa etmek zorunda kaldım ve Ankara’ya döndüm.
* Siyasetle nasıl tanıştınız?
Altındağ’dan ayrılan Keçiören’de örgütlenme hareketi içinde olan SODEP’in Kurucu İlçe Başkanı olarak 1983’te atamayla göreve geldim. Bir yıl sonra yapılan Kongre’de yeniden ilçe başkanı seçildim. Ve 1984 Yerel Seçimleri’nde Büyükşehir ve Keçiören Belediye Meclis Üyesi oldum. O zaman Keçiören Belediye Başkanı Melih Gökçek’ti. Keçiören Belediye Meclisi’nde ANAP ve SODEP vardı. Gökçek, güçlü ve her istediğini alan bir belediye başkanı olarak, Keçiören’i yönetiyordu. Beş yıl Keçiören Belediye Meclisi Üyesi ve İlçe Başkanı olarak görevimi sürdürdüm. Tabii 1985’te SHP çatısı altında toplandık.
* Peki adaylık süreciniz?
1989 Yerel Seçimi öncesinde, parti içinde ‘ön seçimle belediye başkan adayları’ belirlendi. Ben de ön seçimde SHP’nin Keçiören Belediye Başan Adayı olarak çıktım. Çalışmalara başladık. Tabii Keçiören’de İktidar Partisi’nin güçlü bir adayı olan Melih Gökçek şanslıydı, hatta en şanslı adaydı.
* Melih Gökçek’e karşı kazandığınız seçimde, unutamadığınız bir anınız var mı?
Parti otobüsü ile Keçiören’de dolaşırken, basın mensupları Sayın Erdal İnönü’ye, ‘Ankara’da ne olur’ sorunusu yönelttiler. O zaman Ankara’da da 7 merkez ilçe vardı. Rahmetli İnönü, ‘Ankara’da biz 6-1 alırız’ yanıtını verdi. ‘Peki o 1 neresi’ diye sordular. İnönü ise, ‘Keçiören. Sayın Kırmızı kaybeder’ dedi. Rahmetli çok iyi bir insandı ancak seçime girmeye hazırlanan bir adayını daha ilk baştan ‘mağlup etmek’ gibi bir hata yaptı. Ankara’da Sol cephede Melih Gökçek’i en iyi tanıyanlardan biri benim. Melih Gökçek, İnönü’nün bu sözünü çok iyi kullandı. Benim işim daha da zorlaştı. Çok çalıştık, iyi örgütlendik ve farkla kazandık. Seçimi kazandığımı öğrendiğim anda, eşimden önce rahmetli Erdal İnönü’yü aradım. ‘Sayın Genel Başkanım, ben Hamza Kırmızı, sizi Keçiören Belediye Başkanı olarak arıyorum’ dedim.
* Melih Gökçek, size karşı kaybettiği seçimden sonra bir dönem milletvekilliği ve dört dönem de Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazandı. Peki size karşı neden kaybetti?
Sadece benim iyi çalıştığımla izah edilemez. O zaman ANAP düşüşe geçmişti. Seçimi kazandığımda Melih Bey’in bana bir itirafı oldu. ‘Deselerdi ki dünya tersine dönecek inanırdım, ben bu belediyeyi kaybedeceğime inanmazdım’ dedi. Ben de, ‘Siz bu kadar güçlüyken kaybettiniz. Benim de kaybetmem mümkün. Ben hep bunu düşünerek çalışacağım’ dedim.
Altınok yargılansa mahkum olurdu
* 1994 seçimlerinde Melih Gökçek Büyüşehir Belediye Başkanı olurken, siz de Keçiören’i MHP’li Turgut Altınok’a kaybettiniz. Bu süreç nasıl gelişti?
CHP-SHP birleşmesi olmadı. Tek parti girebilseydik, biz o seçimi alabilirdik. Turgut Altınok bu fırsattan yararlandı.
* Turgut Altınok’un sizden sonra yaptığı çalışmaları nasıl buluyor sunuz?
Bana Turgut Altınok’un, ‘projesi’, ‘yapımı’ ve ‘açılışı’ kendisine ait üç büyük proje saysınlar. Kale, Kule, Teleferik. Teleferik atıl vaziyette, Estergon Kalesi ölmüştü, Mustafa Ak farklı bir yapılanmaya döndürdü, canlandırmaya çalışıyor. Kule zaten yasal değil, Mustafa Ak ne yapacağını bilmiyor. Bu üç projeden dolayı Turgut Altınok yargılansaydı, mahkum olurdu. Özellikle kulenin o şekilde yapılması belediyeyi zarara uğratmanın çok açık bir delili.
Belediye binasını biz yaptık
Belediye binası, şelale ve iş merkezleri Turgut Altınok’un eseri değil. Mevcut Belediye Binası’nı biz yaptırdık. Ben Başkanlık Binası’nda oturmuştum. Turgut Altınok, Belediye Binası’nın açılışını yaptığı için binayı kendi yapmış gibi gösterdi. Reklama önem verdi. Esnaf ve çalışanlara baskı uygulayarak, antidemokrat bir çalışmayla Keçiören’de iki dönem geçirdi. Beni, 73 davadan yargılanmak üzere mahkemeye verdi. Bunların 72’siden beraat ettim. Birinden de usul yönünden hatalı bulundum.
* Gerek Melih Gökçek, gerekse Turgut Altınok ile yarıştınız. Bu iki ismi nasıl anlatırsınız?
Melih Bey ile santranç oynar gibi konuşacaksınız. Bir sonraki hamlede söylediğiniz sözü size karşı kullanabilir. Turgut Altınok ise işi otoritiyle, tehditle, şantajla götürür. Yanına 50 adam bulur pazara gider, herkesi döver. Turgut Altınok’un başarılı olan yanı düğüne gider oynar cenazeye gider ağlar. Bu işi çok iyi becerir.
* Ankara yerel siyasetinin dönüm noktaları var mı?
Sayın Murat Karayalçın Genel Başkan olmayacaktı. Projeleri bitirmeden, meyvelerini toplamadan bıraktı. Murat Bey seçime girse kesin kazanırdı. Ankara’nın yerel siyasetinin dönüm noktaları 1994’te SHP ile CHP’nin birleşmemesi ve Murat Bey’in Büyükşehir adayı olmak yerine Genel Başkan görevini tercih etmesiydi.
* 2014 Yerel Seçimleri’nde Melih Gökçek ile Turgut Altınok karşı karşıya gelirse sonuç ne olur?
Turgut Altınok’un aday olması halinde AKP ile CHP arasında geçer. Altınok’un Mansur Bey kadar oy alabileceğini sanmıyorum.
* Başkent’in ilçe belediye başkanlarını nasıl buluyorsunuz?
Mustafa Ak’ın Turgut Altınok’a göre insani yönü daha iyi. Her ne kadar başka bir partinin ismiyse de insanlarla konuşuyor, sorunlarını anlatabiliyorsun. Daha medeni. Diğerlerinde görmediğim şeyleri gördüm. Ankara’da çok başarılı bir belediye görülmüyor. Ancak Yenimahalle’deki Başkanımız halkla ilişkilerini iyi sürdürüyor. Örgütle olan sıkıntısı performansını zayıflatıyor. Bülent Tanık Çankaya’yı iyi kullanamadı. Doğan Taşdelen’den bu tarafa iyi yönetilemedi.
* Siyasete yeniden dönmeyi düşünüyor musunuz?
Yerel düşünmüyorum. Haksızlığa uğradım. Ama milletvekili adayı olmayı düşünüyorum. O da ön seçim olursa iddialı bir şekilde önümüzdeki süreci değerlendirmek istiyorum. Ama bizim partide vefasızlık var.