ANKARA / Londra çıkışlı güzel yıldız İran ve Fas kökleriyle son albümü ‘La Tsadika’da keşfedilmemiş Fas sefaradlarının repertuvarını da şarkılarına kattı.
Mor Karbasi, Endülüs’ten Ortadoğu ’ya uzanan repertuvarını, Sefarad şarkılarının doğasından ve tarihinden gelen flamenko etkileriyle ve büyüleyici bir yorumla sunuyor. Güzel ses sanatçısı, Başkent konseri öncesinde, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı:
* Ladino söylerken ne hissediyorsunuz?
Bazı şarkılar da ben de hiç bilmediğim yerlere gidiyorum, bana kalırsa kederli şarkıların böyle güçlü bir tarafı var. Sizi öykülerine sürüklüyorlar. Ladino şarkılardaki acının ve melankolinin hep yaşanılan acılardan aktarıldığını biliyoruz ama melankoliden de acıdan da kaçışımız yok çünkü zaten hayatın içindeler. Bence tüm bu duygularla yüzleşebilmek büyük bir güç ve bu şarkıları söylerken dinleyenlere o öyküleri hissettirebildiğim her an ben de kendimi çok güçlü hissediyorum.
ALBÜMDE ANNEMİN YAZDIĞI SÖZLER VAR
* ‘La Tsadika’ albümünüz ile bambaşka bir repertuvarın kapılarını açıyorsunuz, dinleyicileri bu kez nasıl şarkılar bekliyor?
Yeni albümüm önceki albümlerimden müzikleriyle çok farklı ama açıkçası şarkı söyleyişime yerleşen bir tarz yakaladığımı da hissediyorum. ‘La Tsadika’ içinde de beni çok etkileyen aşk öyküleri var ve farklı kültürlerden birbirlerini sevenlere yapılan eziyetlerin de hikayeleri var. Müzikler Fas’ın geleneksel Sefarad şarkıları ve ailem Fas Sefaradları olduğundan aile geleneğinden ve çocukluğumdan itibaren bildiğim tüm zenginliklerden dinleyen herkesle paylaşabilmek istiyorum. Albümde yine annemin yazdığı sözler de var.
* Annenizden nasıl etkilendiniz?
Annem kariyerim için sadece bir rehber olmakla kalmadı ayrıca bana büyük bir ilham kaynağı da oldu, onun sesinden dinlediğim geleneksel ladino şarkılara ve Sefarad öykülerine her zaman büyük ilgi duyarak büyüdüm. Genç bir kız olarak arkadaşlarım pop ve rock dinlerken, ben en çok geleneksel şarkılara merak duyuyordum ve itiraf etmek gerekirse aslında hep hüzünlü şarkıların peşindeydim.
* Aynı zamanda genç bir annesiniz, peki bir anne olarak nasıl duygular içindesiniz?
Kızım hayatımın en büyük armağanı. Hayatım hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Güne onunla başlamak gibisi yok. Şimdiden müzik yolculuklarına başladı bile. Hamileyken sahnede şarkı söylerken de benimleydi, şimdi de ona şarkılar ninniler söylüyorum ve albümlerimden şarkılar da dinletiyorum. Yasmin’le hayatımda hiç yaşamadığım kadar güzel duygular yaşıyorum.
* Kızınız en çok hangi şarkıya tepki gösteriyor?
Bir şekilde dinlettiğim tüm şarkılar arasında The Daughter of the spring albümümdeki Yasmin şarkısına bayılıyor. Yasmin benim için de hep çok özel bir şarkı ve sanki hissediyor ve en sevdiği şarkının adı kızımın da adı. Özellikle konserlerde artık hem kız kardeşim için hem de kızım için armağan ettiğim bir şarkı, sahnede yine Yasmin’i mutlaka söylüyor olacağım.
AŞK VARSA HÜZÜN SİZİ BULUYOR
* Şarkılarınızda en çok aşk ve hüzün var; sizce de aşkın sonu hep hüzün mü?
Aşk varsa bir şekilde hüzün sizi buluyor, diyelim birbirinizi çok seviyorsunuz ve mutlu bir aşk yaşıyorsunuz, öyle olduğunda da uzak kaldığınız her an canınız yanıyor. Yazdığım birçok şarkıyı sevdiğimden uzak kaldığımda yazmıştım ve aslında aşk varsa hem hüzün hem yaşam sevinci çok güçlü hale geliyor.ANKARA /