MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. "25 Eylül korsan referandumu, görünüşe bakılırsa 21 günde gümlemiş, Barzani rezil rüsva olmaktan kurtulamamıştır" diyen Bahçeli, "Irak ordusu, federal polis güçleri ve Haşdi Şabi, 16 Ekim’de Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin denetimini peşmergeden geri almak için operasyon başlatılmıştı. Sonunda mezkur bölgelerin büyük bir kısmında kontrol sağlanmıştır. Bu olumlu bir gelişmedir. Barzani’nin bağımsızlık sevdası arkasında başka bir hesap ve hazırlık yoksa şimdilik ve zorunlu olarak beklemeye alınmış, rafa kaldırılmıştır. Kerkük’e yuvalanmaya, Türkmeneli’ne konuşlanmaya çalışan hainler arkalarına bakmadan kaçmışlardır. Görünüşe bakarsak, yalnızlaşan Barzani ve peşmerge çetesi tarihi bir hayal kırıklığı yaşamıştır. 15 Ekim’de kanlarının son damlasına kadar savaşmaktan, Kerkük’ün Kudüsleri olduğunu söylemekten adeta nefesleri kesilen peşmerge fitnesi ne olmuştur da deyim yerindeyse tek bir mermi atmadan tabana kuvvet kaçmayı seçmiştir?" ifadelerini kullandı.
Kerkük’te, Haşdi Şabi’nin provokasyonları ve mezhebi dayatmalarının Türkmenlerin arasına nifak sokmaktan başka bir işe yaramayacağını kaydeden Bahçeli, "Mezhep kutuplaşması konusunda tahrik edici hamleler yapan bölge ülkelerinin doğru ve isabetli bir tavır içinde olmadıklarını özellikle belirtmek isterim. Peşmergenin kaçmasının ardından, Kerkük’ün asli sahiplerine tevdii zorunluluktur. Kerkük’teki devlet dairelerinden Barzani’nin fotoğraflarının indirilmesinden sonra Irak’ın bütünlüğünü sarsacak ve mezhebi gerilimi teşvik edecek afiş ve posterlerin asılması yanlıştır, birlik duygusuna zarar verecektir. Yarın Türkiye’ye gelecek olan Irak Başbakanına bunların hatırlatılması yararlı ve yerinde olacaktır. Etnik ve mezhep temelli sıcak çatışma ihtimali Irak ve Suriye’yi tümden yutacak, Türkiye’yi her yönden olumsuz etkileyecek çok tehlikeli, çok vahim bir tuzaktır. Bu tuzağa düşülmemeli, bu oyuna gelinmemelidir. Türkiye, 25 Eylül referandumunu tanımayarak Barzani’ye uyguladığı yaptırımlarla Irak Merkezi Yönetiminin elini güçlendirmiş, cesaret aşılamış, Türkmen kardeşlerimizin umutlarını yeşertmiştir. Barzani mevzi kaybetmişse, bağımsızlık hamlesi akamete uğramışsa bunda Türkiye’nin önemli bir payı vardır. Bu kapsamda Kerkük ve diğer Türkmen yurtlarının demografik operasyonlarla tasfiye planları derhal kesilmeli, Kerkük tarihi dokusuna, kültürel derinliğine müzahir bir şekilde yönetilmelidir. Söylüyoruz, rahatsız oluyorlar. Diyoruz sancılanıyor, kulaklarını tıkıyorlar. Yine de söyleyeceğiz, yine de diyeceğiz; Kerkük Türk’tür. Türkün ebedi yurdudur. Kürt kökenli kardeşlerimize saygımız vardır, insani haklarına gölge düşürülmemelidir. Arap kökenli kardeşlerimize hürmetimiz vardır, dostluk ve tarih bağlarımız bakidir. Diğer sosyal ve etnik gruplardaki insanlara elbette kucağımız ve gönlümüz açıktır. Ancak bir yanda herkesin hakkına riayet ederken, diğer yanda da Türkmenleri savunmak, Türkmenliğin onurunu yere düşürmemek bizim için namus, şeref ve telafisi olmayan beka meselesidir" açıklamasında bulundu.
"Verin hain Gülen’i alın telefonunuzu"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ABD İstanbul Başkonsolosluğunda irtibat görevlisi olarak çalışan ve 4 Ekim’de tutuklanan Metin Topuz’un cep telefonu ve sim kartının iade talebine yönelik şunları söyledi:
"ABD bu cep telefonun ve sim kartının iadesini bir nota eşliğinde Türkiye’den istemiştir. Pensilvanya’daki hoca görünümlü terörist başını iadeye yanaşmayan, onca delile, onca kanıta rağmen 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tam olarak inanmayan ABD, telefon isteyerek şaka mı yapmış, yoksa kafa mı bulmuştur? Darbecileri Türkiye’ye vermeyen ABD, kala kala telefona mı kalmış, gözü telefona mı takılmıştır? Madem telefon bu kadar değerlidir, o zaman verin hain Gülen’i alın telefonunuzu, üstelik tepe tepe kullanın, sabahlara kadar IŞİD’ten FETÖ’ye, PKK’dan YPG’ye kadar önünüze gelen terör örgütüyle konuşun, anlaşın, uzlaşın, özlem giderin. Kontörünüz biterse yüksünmeden, milletvekili maaşımdan fedakarlık yaparak, kişisel harcamalarımdan kısarak, söz veriyorum ben size göndereceğim. Yok, telefonu alamazsanız, hükümet buna aldırış etmezse, hemen yaka silkmeyin, yine sözüm söz olsun, yeni bir telefon alıp kargoya vereceğim ve Rakka’ya göndereceğim. Nasılsa anında elinize geçer, nasılsa hemen size ulaşır. Merak ediyorum, bu kadar mübalağa ve marazi olayların arasındaki hakikat kırıntılarını hangi teleskopla görüp keşfedeceğiz? ABD kararını vermelidir; dost muyuz, düşman mı? Müttefiksek eğer, stratejik ortaksak eğer, herkes bunun gereğini yapacak, sorumluluğunu yerine getirecek ahlak, siyaset ve erdemi derhal göstermelidir. Oyalamaya, oyalanmaya, oyunlara gerek yoktur, vakit de kalmamıştır."