MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
"19 Haziran 2010 günü Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Gediktepe’deki askeri birliğimize yapılan kanlı terör saldırısında 8 askerimizin şehit düşmesi ve 14 askerimizin yaralanması Türk milletinin yüreğini dağlamış ve derin bir yasa boğmuştur.
Türk milleti ayaktadır, haklı bir infial ve öfke içindedir.
125 ŞEHİT
Aziz Şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailelerine, yakınlarına ve silah arkadaşlarına başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.
Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
AKP hükümeti 2002 yılında iktidara geldiğinde terörün bitme noktasına geldiği bir Türkiye devralmıştır.
Aradan geçen sekiz yıla yakın süre içinde terör sürekli tırmanmış, Türkiye teröre 800 şehit vermiştir.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın PKK açılımını başlatmasından bu yana ise şehit sayısı 125’e ulaşmıştır.
AKP döneminde kanlı terör cesaret ve cüret kazanmış, etnik bölücülüğün önü açılmış ve ayrılıkçı ve bölücü emellerinin hayata geçirileceği ümitleri yeşertilmiştir.
Bu vahim ve karanlık tablonun mimarı ve baş sorumlusu Başbakan Erdoğan ve hükümetidir.
• Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti;
- Terörle mücadelede tarihin ve mili vicdanın affetmeyeceği büyük bir acz sergilemiş,
- Güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini zaafa uğratacak adımlar atmış,
- Dış baskılarla terörün ve etnik bölücülüğün emellerinin adım adım ilerletileceği süreçleri başlatmış,
- Kuzey Irak’tan kaynaklanan terör tehdidine karşı etkili caydırıcı önlemler almamış,
- Kuzey Irak’a geniş çaplı kara harekâtının önünü kesmiş,
- Bunun yerine terörün hamisi Barzani’ye ağabey diyerek siyasi akrabalık ilişkisi kurmuş ve bu peşmerge reisini kırmızı halılarla karşılayarak kucaklamış,
- Türkiye’nin güvenliğini ABD’nin istihbarat desteğine ve Barzani’nin inisiyatifine terk etmiş,
- PKK açılımıyla terörle mücadeleden vazgeçip terörle müzakere dönemine girerek etnik bölücülüğün taşeronluğuna soyunmuş ve
- Bugün karşımızdaki felaket ortamını bilinçli çabalarla adım adım hazırlamıştır.
Aziz şehitlerimizin kanları, PKK açılımı ile etnik bölücülüğün önünü açan, bunun ilk provası olan Habur rezaletinin mimarı Başbakan ve hükümetinin elindedir.
Çok ağır bir ihanet kuşatması altına alınan ve karanlık bir uçurumun sürüklenmek istenen Türkiye tarihi bir yol ayrımına gelmiştir.
Başbakan Erdoğan ve hükümetine buradan seslenmek ve teslimiyeti etnik bölücülüğün taşeronluğunu bırakıp terörle mücadelede acil ve etkili önlemler alma çağrısında bulunmak istiyorum.
ERDOĞAN'A ÖNERİYORUM
• Başbakan Erdoğan’a somut önerilerimiz şunlardır;
- 24 Haziran 2010 günü yapılması planlanan MGK toplantısı öne çekilerek önümüzdeki pazartesi günü yapılmalıdır.
- PKK terörü ve etnik bölücülük özel gündemiyle yapılacak toplantıda terörle mücadele için kapsamlı önlemler karara bağlanmalı ve PKK açılımı zırvasından vazgeçildiği ilan edilmelidir.
- Bu kapsamda terörün iç kaynakları ve unsurlarına karşı gerekli tedbirlerin alınabilmesi için Anayasanın 120. maddesine göre bölgede Olağanüstü Hal ilan edilmelidir.
- Kuzey Irak’a karşı siyasi, ekonomik ve askeri tüm imkânlar kullanılarak etkili bir caydırıcılık stratejisini uygulamaya konulmalıdır.
- Terör saldırılarının kaynaklandığı bu bölgeye geniş çaplı bir kara harekatı yapılmalı ve teröristlerin geçiş yollarını emniyete almak için Kuzey Irak’ta askeri ihtiyaçları karşılayacak geçici güvenlik kuşağı oluşturulması için gerekli hazırlıklara süratle başlanmalıdır.
- Kandil dağındaki terör elebaşlarına ve altyapısına karşı etkili bir askeri harekat icra edilmelidir. Kandil terör karargahı olmaktan kalıcı bir şekilde çıkarılmalıdır.
- Terör örgütünü İmralı’dan serbestçe yöneten teröristbaşının yakınları ve avukatları ile irtibatı ve dış dünyayla temas kanalları bütünüyle kesilmelidir.
Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu kriz ve kaos ortamından çıkabilmesi için acilen Türk milletinin hakemliğine başvurulması artık kaçınılmaz hale gelmiştir.
ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI
Başbakan’a son çağrımız TBMM’de acilen erken seçim kararı almasıdır.
Başbakan Erdoğan Türkiye’nin geleceğini şahsi ve siyasi ikbal ve çıkar hesaplarıyla ateşe atmanın bedelinin çok ağır olacağını unutmamalıdır.
Şemdinli’de 8 şehidimizin toprağa düştüğü gün bölücülükle özdeşleşen ve PKK’nın sözcülüğünü yapan malum kişilerin televizyon ekranlarında boy göstererek zehir saçmaya devam etmeleri aziz milletimizi derinden yaralamaktadır.
Medya patronları ve yöneticilerine bölücülük sicili bilinen bu mihrakların televizyonları ve gazeteleri terör propagandası ve güvenlik güçlerimize karşı yıpratma ve karalama kampanyası amacıyla kullanmalarının önlenmesinin vatan sevgisinin asgari bir icabı olduğunu bu vesileyle hatırlatmak isterim"