Bakan Tunç’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“2005 yılından itibaren çocuk mahkemeleri kuruldu ve Çocuk Koruma Kanunu kapsamında da alınan tedbirler var. Çocukların, yetişkinlerden farklı ortamlarda adli süreçlerde bulundurulması gerekiyor. Bu konuda da gerek adli görüşme odaları, gerek suç mağduru çocukların, Çocuk İzlem Merkezlerinde ifadelerinin örselenmeden alınmasıyla ilgili uygulamalarımız devam ediyor.
Çocuk Adalet Sistemi dediğimiz özellikle çocuklara özgü yargılama yapılacak mekanların yetişkinlerden ayrı olması lazım. Bu konuda da Çocuk Adalet Merkezi dediğimiz, uygulamayı başlattık. Erzurum’da Çocuk Adalet Merkezimiz faaliyete geçti. Bursa’da yakın zamanda açılışını gerçekleştirdik. Şimdi Gaziantep’te Çocuk Adalet Merkezi’ni hayata geçiriyoruz.
Demokratik hukuk devletinde, şiddet olmaz. Demokratik hukuk devleti, şiddeti ve şiddeti teşviki suç sayar. Gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse kendi anayasamızda, mevzuatımızda bu böyledir. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesi şiddete teşviki suç sayar. Dolayısıyla bunlar fikir özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında olmaz.
Demokratik hukuk devletlerinin hiçbirinde teröre, şiddete müsaade edilmez. Ülkemizin birlik ve beraberliğini, huzurunu bozmaya çalışan terör örgütlerinin hepsiyle de mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Özellikle demokratik siyaset yaptığını söyleyenler de teröre karşı tavırlarını koymaları gerekir. Geçmişte koymadıkları için haklarında davalar açılan ve kapatılan partiler oldu. Bundan sonra da eğer böyle bir hukuki süreçle karşı karşıya almak istemiyorsanız terörle aranıza mesafe koyun, terörü reddedin. Şiddeti reddedin ve demokratik siyaset yapmak istiyorsanız özgürce siyasetinizi yapın. Çünkü millet, size oy verirken hizmet etsin diye oy veriyor, terörü desteklesin diye oy vermiyor.
Terörü destekleyen, şiddete teşvik eden açıklamalarda bulunursanız, uygulamalar yaparsanız, böyle bir politika içerisinde olursanız o zaman demokratik hukuk devleti, elbette ki buna müsaade etmez, yetkili makamlar devreye girer.
Diyarbakır Sur’da gerçekleşen olayla ilgili adli soruşturma hemen başlatılmıştı. Orada Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın resmini indirin şeklindeki ifadeleri kullanırken de devlet büyüklerine nasıl hakaret edildiğini o galiz ifadeleri kabul etmek elbette ki mümkün değildir. O çirkin ifadeler neticesinde hemen adli soruşturma başlatıldı. Gözaltı ve tutuklama işlemleri yargımız tarafından gerçekleştirildi. Soruşturma da devam ediyor.
Anayasamızda hükümet sistemi değişikliği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de dahil olmak üzere çok önemli yapısal reform denilecek düzenlemeleri hayata geçirdik. Tüm bu düzenlemeler, anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yetmedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyasi partilerimiz bu konuda inşallah uzlaşır. Meclis başkanımızın bu konuda büyük bir gayreti var."
Hibya Haber Ajansı