Deniz Feneri ne oldu?
ERDOĞAN’a “Deniz Feneri ne oldu?” diye soran Baykal, “Zahid Akman niye yargılanmıyor. Var mı bir cevabı; yok!... Şimdi ben sana mı emanet edeceğim, hukukun şerefini” diye konuştu.
Baykal zehir zemberek
CHP lideri Baykal, yargıdan Ümraniye davasına, Kürt açılımından Deniz Feneri’ne kadar pek çok konuda yüklendiği Başbakan Erdoğan’ı ‘yalancı çoban’lıkla suçladı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında AKP’yi TSK’dan sonra yargıyı sindirmekle suçladı. İşte Deniz Baykal’ın açıklamasından satırbaşları:
* Yaz başında silahlı kuvvetlerle ilgili çok önemli iddiaların suçlamaların, güya belgeye dayalı olarak suçlandığını gördük. Bütün TSK ayakta, hükümet ayakta. Cunta gele geçirildi, hakkında gereken yapılacak e ne oldu? Bu ne biçim iştir? Bu ortaya atıldığında üç ihtimal sıralamıştık. Bunun iç yüzü nedir? Bu belgeyi kimler hazırlamıştır? Hazırlayanlar devletin hangi birimlerinde bulunmuşlardır? Bu olay neyi ortaya koydu? Yaşamamış rüyada gibiyiz. TSK’yı yıpratmak için sistematik bir çabayı görmemek mümkün değildir. bu çaba kimler tarafından götürülmektedir?
Ümraniye davası
* Şimdi ’Güvenlik güçleriyle tam bir işbirliği içindeyiz’ dedi. Arkasından dedi ki, ’Durun bekleyin daha neler gelecek.’ Davayı kim götürüyor? Geçenlerde Başbakan Yardımcısı Ergenekon’u ezdik dedi. Başbakan çıktı ’Ergenekon terör örgütü’ dedi. Savcılıktan da hakimliğe terfi etti. Yardımcısı da ’Ergenekon’u ezdik’ dedi. Daha ortada hüküm yok karar yok ifade yok. Haklı haksız insanların mağdur edildiği, baskınla ifadelerinin alındığı, evlerinden apar topar çıkarıldığı, insani boyutu eksik diğer boyutu eksik bir tablo yaşanırken, yargı üzerinde denetim konusunu konuşuyoruz. Yargı bu hale getirilmiş. Şimdi HSYK’nın konumuyla ilgili olarak Başbakan diyor ki Adalet Bakanlığı listeyi hazırladı, HSYK bunu onaylayacak. Sıkıntı var diyor.
* Yani Başbakan’a ne yapacağız? Hukuku demokrasiyi Anayasa’yı mı anlatacağız. Savcıya endeksli dava olmaz. Hakime endeksli dava olmaz. Falan savcının davası olmaz. Hukuk gayri şahsidir. Hakim savcı seçmeyeceksin.
Başbakan yalancı çoban
* Başbakan ilginç aylakçılıklar taslamaya başladı. ’Evlatlarınıza sahip çıkın, davulcu zurnacı’ diyor. Bir kere sen onu bunu bırakta kendi işini yap. Başbakan yalancı çoban gibi. Gerçek dışı şeyler söylediği için söylemiyorum sadece. Başbakan Askerlerin yargılanmasıyla ilgili yasa konusunda dedi ki “Altında imzalar var.” Arkadaşlarımız çıktı dedi ki Anadol, “Getir imzayı ben milletvekilliğinden istifa edeceğim” dedi. Bunun üzerine Başbakan çevirdi dedi ki “El kaldırdılar” İşte film burada. Hangi CHP’li orada elini kaldırmıştır, Başbakan çıksın söylesin. Bu yasaya el kaldıran hiçbir CHP’li yoktur.
* Başbakan’a ’darbe geliyor darbe geliyor’ diye, o meşhur hikayedeki gibi, kurt geliyor kurt geliyor derya çoban o arada yapacağını yapar. Şimdi Başbakan, kurt geliyor deyip yargıyı TSK’yı vatandaşı avutmaya korkutmaya yıldırmaya çalışıyor. Bu anlamda kendisi bir yalancı çobandır.
Akman’a neden dokunmuyorsun
* Dokunmayın bunlara kardeşim demeyeceksin. Yargı sürecini işletmediniz, mesele Zahid Akman’la ilgili olarak işletmiyorsunuz. Almanya’da işliyor, Türkiye’de izin verilmiyor? Niye vermiyorsunuz, hangi kamu halk demokrasi hukuk yararı? Zahid Akman niye yargılanmıyor. Var mı bir cevabı yok. Şimdi ben sana mı emanet edeceğim, hukukun şerefini. Yaptığın takdirler ortada. Zahid Akman olayında ortada. Bir sürü son zamanlarda örnek. Okkır’ın ölümüyle ilgili dava açılamıyor. Gerek yok deniliyor kapatılıyor. Ergenekon savcıları hakkında soruşturma talep ediyor en saygın hukukçular açılmıyor. Ondan sonra da diyorsun ki kardeşim hakkında soruşturma mı var. Sonra hakkında soruşturma olmadığı için bu burada bulunsun diyorsun. Bunu alınsın diye değil, olayın nasıl siyasallaştığını söylemek için söylüyorum. Bu ödenmesi gereken bir bedel demek o kadar kolay mı? .
Söz ola kese savaşı
* Başbakan dün ilgi çekici bir değerlendirme yaptı. Bir yandan kendi söylemini ifade ederken, öte yandan da ’söz ola kese başı noktasına bizi getirmeyin’ dedi. Buradaki mesele şu. Öyle bir bekleyiş yaratıyorsunuz ki, öyle bir izlenim bırakıyorsunuz ki birileri sizin o konularda bir şeyler yapacağınız bekleyişi içine giriyor. Bunu siz yaratıyorsunuz. Birileri hareket geçmeye çalışınca ’söz ola kese başı’ diyorsunuz. Sen önce ’söz ola kese savaşı’ noktasına gel. Onun ötesine de geçme. Yanlış bekleyiş yaratıyorsun, ondan sonra da ortaya çıkan dağılma karşısında tepki gösteriyorsun. Bundan uzak durmak lazımdır.
Bak yanlıştan dönüldü
* Başbakan diyor ki, ’33 defa Anayasa Mahkemesi’ne gittiler, böyle şey olur mu, kulübe kuracaklar’ falan. Ortada bir Anayasa var, ortada CHP var. Biz mahkemeye kendi çıkarımız hesabımız için gitmiyoruz. Tazminat alayım diye mahkemeye gitmiyoruz. Türk milletinin haklarını korumak için gidiyoruz.- Mayınla ilgili yasa yanlış. Söyledik sana anlattık, AKP’liler bile yapmayalım dediler. İnat ısrar çıkardılar. Elbette ihaleye çıkarsın, istediğine verirsin, ver... 49 yıllığına bunu yapan firmaya verme işi yanlış. Bak, yanlış Anayasa Mahkemesi’nden döner.