PKK’nın bugün ortalıkta zebililullaşan sürülerinin son numarası “Çanakkale’yi ortak savunduk, Kurtuluş Savaşında vardık” dayatmalarıdır!.. Böyle yaparak memleketten parsel koparmayı umuyorlar!..
Tekrar edelim; Çanakkale’de de, Kurtuluş’ta da PKK yoktur.. Vatan için silaha sarılan Anadolu’nun yiğit insanlarıdır söz konusu olanlar.. Bunların temel kimlikleri farklıdır, Türktür, Kürttür ve hatta Ermeni Yahudi olan da söz konusudur ve bu halk, sonra kimlikleri anayasa ile tarif edilmiş Türk Milletidir..
Hiçbiri PKK eşkıyası kanından, soyundan değildir... Bu millet emperyalizme karşı bayrak altında savaşırken, o zaman da işgalcilerin taşeronları belliydi... O zaman adları PKK değildi ama bugün PKK ne yapıyorsa, ne için taşeronsa o zaman da yapılan o idi...
Yani evet, Kurtuluş’ta PKK vardı bugün o malum vekil korosunun İmralı’dan aldıkları emir çerçevesinde söyledikleri gibi ama..
Türk Milletine karşı, emperyalizmin uşağı olarak, Türk askerine silah sıkarak vardılar...
İhanetin göbeğindeydiler o zaman da...
İşte gerçek hikaye
Diyor ki; “Tıslayın bakalım zehirli dillerinizle tıslayın. Elin ateşiyle yanan mum tez söner” yazar Gülsev Eyüboğlu İrhan... Kurtuluş Savaşı günlerini hatırlatarak, bugünün eşkıya sürüsünün sözcülerine sesleniyor..
“Vatan toprakları kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına Yedi Düvelin işgalleri altında inim inim inlerken, ” demokratik “ haklarınızı mı arıyordunuz? Onun için mi işgalcilerle omuz omuza, diz dize, el ele silahlanarak Türk Askeri Birliklerine saldırıyor, oluk oluk kan akıtıyordunuz?”
Onun kaleminden “o günlerin ihanetlerini” hatırlıyoruz..
1- İlk başkaldırı, teröristbaşı Ali Batı tarafından 11 Mayıs 1919 günü Midyat, Nusaybin ve Ömerli çevrelerinde şeyhler ve İngilizlerin teşvikleriyle Midyat’ın güneyinde 500 silahlı teröristle 5. Tümene bağlı 6. Piyade Alayına saldırısıyla başladı.
Arabistan’da İngilizlere karşı savaşan Türk Ordusu çok ağır şartlarda çekilerek Diyarbakır’a gelmişti. Damat Ferit Hükümetinin baskısı üzerine dağıtılarak 15. Kolordu haline getirildi. Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa da daha sonra İngilizlerin emriyle İstanbul’a geri çağrılarak tutuklandı ve Malta zindanlarına sürülenlere katıldı.
Güneydoğuda askeri kıtalarımız, mevcudu çok azaltılarak zayıf birlikler haline getirildi. Böylece müstakil Kürdistan zemini hazırlattırıldı.
2- 27 Eylül 1919 günü bu sefer Musa Bademlili, yobaz Hacı Halil ve Güzel Çavuş denen üç teröristbaşı Konya’da Bozkır İlçesini 1000 silahlı teröristle işgal etti.. Onlarca askerimizi şehit ettiler.
Osmanlı’da paşa olmuşlardı!..
3- 6 Mart 1920’de Koçkiri kanlı terör olaylarını başlatan, Osmanlı Hamidiye Alaylarında görevli Kürt Mustafa Paşanın Haydar ve Alişan isimli iki oğluydu. Haydar, 1908 yılında İstanbul’da demokrasi adına kurulan “Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti”nin İmranlı şube başkanı, kardeşi Alişan genel sekreteriydi. Osmanlı Türk Devletinde; Avrupa Devletlerinin demokratik hak baskılarıyla bu cemiyetle örgütlendiler, silahlandılar, çil çil İngiliz altınlarıyla ihya oldular.
Anadolu’nun batısında Yunanlılarla kanlı çarpışmalar, ölüm kalım savaşları devam ediyordu. Sakallı Nurettin Paşa’nın 5. Kafkas Tümeni ve diğer piyade alaylarının aylar süren çarpışmaları 17 Aralık 1921’de sona erdirildi.
4- 25 Mayıs 1920’de Siirt Kurtalan Garzan bölgesinde, Cemil Ceto isimli teröristbaşı, Baytiyari aşireti reisi, Hidranlı aşireti reisi teali cemiyeti üyesi ve Osmanlı döneminde Paşa olan Hüseyin’in destekleriyle “müstakil Kürdistan” hayali için 300 silahlı eli kanlı teröristiyle Türk Askeri Birliklerine saldırdı.
5- Güneydoğuyu işgal eden Fransızlarla işbirliği yapan Milli aşiretine mensup teröristler, Haziran 1920’de Siirt ve Tunceli bölgelerinde, Türk Askeri Birliklerine saldırdılar. 24 Ağustos 1920’de Fransızlardan aldıkları silah, mühimmat ve personel desteğiyle 2000 kişilik Fransız-Kürt terörist, Viranşehir’e girdiler. Tüm Devlet dairelerini yaktılar. TBMM tarafından görevlendirilen 5’inci Tümen, Diyarbakır-Urfa-Siverek hattında diğer Askeri Birlikler ve Türk aşiretlerle birlikte düşman kuvvetleriyle birlik olan bu hainleri 7-8 Eylül 1920’de bozguna uğrattı. Fransızlara sığınarak Suriye’ye kaçtılar.
6- 7 Ekim 1920’de Ovacık-Hozat-Çemişgezek-Ali Boğazı-Yılandağı bölgelerinde köylere ilçelere ve Askeri Birliklerimize saldırdılar.
Gördünüz mü “Kurtuluşta biz de savaştık!” diyenlerin marifetlerini...
Hepsi bu kadar da değildir...