Ruhsal hastalıklar konusunda depresyonun ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Kılıç, anksiyete, sosyal fobi ve takıntıların depresyonu takip ettiğini söyledi.
Ani sıçramalar yok
Ruhsal hastalıkların yaygınlığının saptanabilmesi için ciddi ve kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiğini kaydeden Kılıç, “sıcaklarla birlikte depresyon arttı”, “sınav öncesi strese girdi” gibi haberlerin tam anlamıyla gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bu hastalıkların çok fazla değişime uğramadığını ve sayısının büyük felaketler yaşanmadığı sürece, ani sıçramalarla artmayacağını belirten Kılıç, şöyle devam etti:
“Ruhsal hastalıkların yaygınlığı çok fazla değişime uğramaz, büyük sıçramalarla ilerlemez. Değişen tek şey insanların farkındalığının artmasıdır. Ekonomik iyileşme ve eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte ruhsal hastalıklar bir nebze de olsa konuşulur hale geldi. Buna rağmen kişiler hekime ulaşmakta zorluk yaşıyor. 100 hastadan sadece 15’i yardım arıyor.
Bazı psikolojik rahatsızlıkların maalesef hastalık olduğunu bilmiyoruz. Yükseklik korkusu olan bir kişinin, bu korkusunu hastalık değil de kişilik özelliği zannetmesi sıklıkla karşılaştığımız bir durum.
İş gücü kaybı
Depresyona giren bir kişinin iş gücünde yarattığı düşüş, kalp hastasının yarattığı düşüşten çok daha fazla.
Doktora önyargıyla yaklaşıyoruz
İNSANLARIN psikolojik problemlerinin farkına varsa bile, damga yememek için doktora gitmekten çekindiğini ifade eden Kılıç, şunları söyledi: “Psikiyatrik hastalıklar kişide ciddi güç yitimine, sosyal anlamda ekonomik yıkıma neden olabilecek hastalıklardır. Psikiyatri başvurularının yaygın olmasını beklerken başvurular hastalıkların yaygınlığı kadar olmuyor. Bunun sebebi de, hala dünyada ve ülkemizde psikiyatriye dair önyargı, yanlış bir inanış var. İnsanlar toplumun ‘deli’ olduğunu düşüneceği endişesi ile psikiyatriste gitmiyor. Bu şekilde davranmak, ileride daha büyük problemlere yol açabilir.”