Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Gelecek yıl mart ayında düzenlemeyi öngördüğümüz ikinci forumumuzda da sizlerle yeniden buluşmayı ümit ediyoruz. Hem ülkelerinizin saygıdeğer liderleri ve bakanlarını hem de siz temsilcilerini çok daha geniş bir katılımla Antalya'ya bekliyoruz.
Bu topraklardaki yaklaşık 1000 yıllık mevcudiyetinin başlangıç noktasıdır.
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan sayıca kendisinden 4 kat fazla Bizans ordusu karşısında elde ettiği kesin zaferle 1071'de Anadolu'nun kapıları açılmıştır.
Malazgirt Zaferi ile Anadolu'daki Türk varlığı tescil edilmiş ve burası bir Türk yurdu haline gelmiştir.
Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen arasında geçen diyalog iki tarafın savaş ahlakını göstermesi açısından son derece önemlidir.
Milletimizin yolculuğunu maziden atiye kurulan sağlam bir köprü olarak görüyoruz. İçeride ve dışarıda adımlarımızı atarken maziden aldığımız güç ve ilhamla politikalarımızı belirliyoruz..
Afganistan'a bu zor günlerinde yardım etmesi ve dayanışma gösterilmesi zaruri Türkiye olarak kardeşlerimizin gereğini yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
Görevli askerlerimiz ve diplomatlarımız olağanüstü çaba harcıyor. Afganistan'da mahsur kalan vatandaşlarımızın tahliye işlemlerini zor şartlar altında başarıyla sürdürüyor.
Uluslararası kuruluşlar ve diğer ülkeler arasındaki diplomatik ilişkiler ile beraber diplomatik temsilcilikleri ile vatandaşlarına yönelik tahliye çalışmalarına da destek sağlıyoruz.
Afganistan'da tüm toplum kesimlerinin yansıtan kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yönetimin kurulması gerekiyor. Taliban liderlerinden gelen mesajlara şimdilik ihtiyatlı bir iyimserlik de yaklaşıyoruz.
Elbette önümüzdeki sürecin nasıl şekilleneceğini Taliban'ın sözleri değil icraatları eylemleri ve atacağı adımlar belirleyecektir.
Tabii bir başka önemli boyutta giderek artan düzensiz göç baskısıdır. Halihazırda çeşitli statüleri de 5 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye-Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz.
Ama şunu da söylemek zorundayım. Türkiye'nin maalesef öyle bir ana muhalefeti var ki bir buçuk milyon Afganlının Türkiye'de olduğunu söylüyor baştan aşağı yalan. Şu anda ülkemizde kayıtlı kayıtsız 300.000 Afganlı göçmen vardır.
Göç baskısının azaltılması bunun içinde Afganistan'ın istikrara kavuşması önem taşıyor. Türkiye bu amaç doğrultusunda Afganistan'daki tüm taraflarla yakın diyalog içinde olmaya devam edecek.
Dili dini rengi ne olursa olsun tüm insanlığın 8 milyarlık büyük bir aile olduğunu göstermiştir.
İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından hiçbirimizin azade olmadığını artık görüyor yaşıyor tecrübe ediyoruz.
Giderek büyüyen bu tehdit ve mücadele konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere herkese hepimizin önemli sorumlulukları olduğunu hatırlatıyor.
Son hadiseler ışığında gördük ki hiçbir ülke bu tehditten münferiden salgın sürecinde olduğu gibi bu sorunun çözümü için de uluslararası işbirliğini güçlendirmemiz şart.
Bizlere emanet olan dünyayı gelecek nesillere daha yaşanabilir şekilde bırakmak hepimizin ahlaki ve vicdani görevidir."
Hibya Haber Ajansı