Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
HABERLER>GÜNDEM
18 Haziran 2020 Perşembe - 12:43

Empatiden yoksun kişilerde ırkçılık daha çok görülüyor

Amerika’da polis şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren George Floyd’un ölümüyle gündeme gelen ırkçılık, tek ve homojen şekilde gelişen dünya düzeninin inşa ettiği sonuçlardan biri olarak değerlendiriliyor.

Empatiden yoksun kişilerde ırkçılık daha çok görülüyor

Irkçılık genetik mi?

Irkçılık genetik değil, sosyal öğrenme ile öğreniliyor

Amerika’da polis şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren George Floyd’un ölümüyle gündeme gelen ırkçılık, tek ve homojen şekilde gelişen dünya düzeninin inşa ettiği sonuçlardan biri olarak değerlendiriliyor. Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, ırkçılığın asla genetik olamayacağını belirterek sosyal öğrenme ve model alma faktörlerinin etkisiyle ortaya çıktığını kaydediyor. Irkçılığın empati duygusu az olan kişilerde daha çok görüldüğünü söyleyen Süleymanlı, toplumların refahları için bütün bireylerin empati duygularını geliştirmekten sorumlu olduklarını ifade ediyor.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, ırkçılığın sosyolojik boyutları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Irkçılığın bir modernite söylemi olarak görülebileceğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu bağlamda ırkçılık tek ve homojen bir şekilde gelişen dünya düzeninin inşa ettiği sonuçlardan biridir. Irkçılığın kendi dışında olana yaşam hakkı tanımayan ve kendi dışındakini öteki olarak konumlandıran bir söylem ve eylem biçiminden neşet ettiği açıktır. Bu çerçevede ırkçılık bütün toplumsal yapılanların meşruluğunu sağlamaya çalışan düşünsel ve eylemsel bir düzeye işaret etmektedir” dedi.

 

Sosyal öğrenme ve model alma ırkçılıkta etkili

Irklara ve insanlığa hümanist bir bakış açısıyla bakıldığında bütün insanlığın birbirine denk olarak dünyaya geldiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, ırkçılığın sosyal öğrenme ve model alma faktörlerinin etkisiyle ortaya çıktığını kaydederek şunları söyledi:

“İnsanlardan biri diğerinden üstün veyahut biri diğerinden daha az değerli değildir. Çocukluğun ilk dönemlerinde gelişen evrimsel dürtülere dayanan bireyler, kendileri gibi insan niteliklerine sahip olanları diğer varlıklardan ayırt ederek insanlar arası bir eşitlik değeri geliştirir. Birçok sosyal deneyde bebeklerin ve küçük çocukların ırk, görüntü ve davranış ayrımı yapmadan farklı görüntüdeki insanlara aynı şekilde davrandıkları gözlenmiştir. Bu şekilde hayatına başlayan çocukların ilerde ırkçı bireylere dönüşmesinde sosyal öğrenme ve model alma faktörlerinin etkisi görülebilir. Yüksek oranda ebeveynlerinin, daha sonra ise çevrelerinin etkisi ile çocuklar karşılaştıkları yeni bilgileri zihinlerinde kavramlaştırırlar. Bu kavramsallaştırmaya çocukların farklı ırktan biri ile karşılaştıklarında ne düşünecekleri, hissedecekleri, nasıl davranacakları ve hangi yargılara varacakları da dâhildir. Irkçı düşüncelere sahip olan aile ve toplumların çocukları, ergin olduklarında kendi çabaları ile bu oluşan ırkçı düşünce şemalarını bozup tekrar yapılandırmadıkları sürece kendileri de ırkçı düşüncelere sahip bireylere dönüşebilirler.”

 

Toplumsal ruh hali göz ardı edilmemeli

Irkçılığa zemin hazırlayan veya onu besleyen, onun dışavurumuna etki eden toplumsal ruh hallerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bunları, gözlemin ve gerek akademik gerek akademi dışı analizlerin önemli bir odağı haline getirmek önemli. Geçmiş, bugün ve gelecek arasında bu sayede bağ kurabiliriz. Tarihte norm olan fakat artık aşılmış kabul edilen bir olgunun, ne şekilde varlığını sürdürdüğünü ve neden, nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışmak da böyle mümkün olabilir. Bu gibi olayları, münferit ve talihsiz vakalar olarak değerlendirmemeli, dönüşen yapılar içinde sürekliliğini devam ettiren yapıları, söylemleri, mekanizmaları ve ruh hallerini ortaya çıkarabilecek bir kesişim alanı olarak ele almalıyız” dedi.

 

Günümüzde ırkçılık kavramı değişti

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, feminizm kavramının değiştiği gibi ırkçılık kavramının da zamanla değişikliğe uğradığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nasıl ki Feminist Terapinin gelişmesi ile erkekler karşısında ayrımcılık gören kadınların haklarının savunulması olan feminizmin anlamı, din, dil, ırk, cinsel yönelim ve benzeri her türlü gruplar arası farktan kaynaklı ayrımcılığa maruz kalan bireylerin haklarının gözetilmesi olarak değişti ise ırkçılık kavramının da aynı bu şekilde değiştiğini söyleyebiliriz. Öncesinde sadece ırk ve ten renklerinin farklılığından dolayı gelişen ırkçılık düşüncesinin, toplumların özelliklerinden dolayı her türlü farklı bileşene göre gruplaşma ve zorba - mağdur ilişkisine dönen bir sürecin içinde olduğu görülüyor. Sadece insanları beyaz, sarı, kahverengi ve siyah olarak ayırmak değil, toplumsal davranış biçimleri, gelenekler ve inançlar gibi çeşitli bileşenlere göre bir grubu diğerine göre üstün görme durumunun da ırkçılık kapsamına girdiğini ifade etmek yanlış olmaz. Örneğin Hint kökenli bir bireye ırkçılık yapmanız için illa ki ten rengine atıfta bulunmak zorunda değilsiniz. Köri gibi koktuğunu söylemek de ırkçılıktır.”

 

Toplumlar empati duygusunu geliştirmeli

Sadece ırkçılık konusu için değil, genel olarak empati duygusu daha az olan kişilerin başka bireyleri incitecek davranışlarda bulunma ihtimalinin daha fazla olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Irkçılığa maruz kalan kişide oluşan öfke, üzüntü ve korku duygularına karşı empati kuramayan bir kişinin kasıtlı durumlarda vicdan duygusu hissetmeden karşı tarafı incitebileceği açıktır. Beynimizde empati işlevini sürdüren İnsulada bir sorun olmadığı sürece herkes empati yapabilir. Fizyolojik bozukluklardan kaynaklı empati yoksunluğu olan antisosyal bireyleri bir kenara koyarsak, toplum refahı için bütün bireylerin empati duygularını geliştirmekten sorumlu olduklarını ifade edebiliriz. Yalnızca patlak veren olayların ertesinde ve onların taze etkisiyle değil, yaşadığımız her an ve topluma katıldığımız her durumda bu soru üzerine düşünmeyi hatırlamamız gerekiyor” dedi.

 

Irkçılık kesinlikle genetik değildir

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, ırkçılığın asla genetik olamayacağını söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:“Irkçılık öğrenilen ve öğretilen düşünsel bir kavramdır. Irkçılıkta önemli olan şey; bireyde yabancı korkusunun yoğun yaşanması ve de bireyin farklılığa karşı geliştirdiği savunma mekanizmasıyla ilgilidir. Günümüz ve günümüzden yüzyıllar öncesi dahil olmak üzere ırkçılığı doğuran, körükleyen ve besleyen etmenin sosyal öğrenme, model alma ve sonradan öğrenme olduğunu düşünmek yanlış olmaz.”


Hibya Haber Ajansı

 
Çin’in Türkiye’ye enerji yatırımı 10 milyar doları geçti, sırada nükleer var
 
BM Genel Kurulu’na ilk kez Türk başkan
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Sağlık Bakanı Koca, Bilim Kurulu'nun ardından konuştu
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından ...
Genel sokağa çıkma kısıtlaması gündemde değil
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önümüzdeki dönemde genel anlamda sokağa ...
Koronavirüs salgınında ölenlerin sayısı 4 bin 861'e ulaştı
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ...
 
Vaka sayısına göre vefat oranının en yüksek olduğu il Gümüşhane, en düşük il ise Kilis
Sağlık Bakanı Koca: Vaka sayısına göre vefat oranının en yüksek olduğu ...
Koronavirüs gerçeği ile yüzleşmeye hazırız
Koronavirüs pandemisi dünya çapında milyarca insanı evlerine kapattı. ...
Koronavirüs salgınında ölenlerin sayısı 4 bin 842’ye ulaştı
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ...
 
Erdoğan, Merkel ile görüştü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ...
Adliye girişinde uzun kuyruk oluştu
Adliyelerin açılmasıyla, bu kurumlarda işleri olanlar kapılarda uzun kuyruklar oluşturdu.
İstanbul’da 22 milyon mobil telefon abonesi var
2019 yılında mobil telefon abone sayısı yüzde 1,6 artarken, sabit telefon ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri