Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarıyla geçmişte birlikte siyaset yapan, Saadet Partisi ve Fazilet Partisi'nin eski yöneticilerinden psikiyatrist Mehmet Bekaroğlu, 28 Şubat'ın yıldönümünde AKP iktidarına yönelik çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Önce Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ardında da Necmettin Erbakan ile yollarını ayıran Bekaroğlu, bu isimlere yönelttiği eleştiriler nedeniyle yıllardır 'Müslüman solcu' olarak diye biliniyor.
Akşam Gazetesi'nden Utku Çakırözer'in haberine göre; Ankara'da 'özellikle' bir 28 Şubat günü açtığı muayenehanesini kapatmak zorunda kalarak İstanbul'a yerleşen Bekaroğlu ile AKP iktidarını ve gündemdeki tartışmaları konusundaki değerlendirmeleri şöyle:
MAĞDURİYETİN SONU
'28 Şubat yarattığı mağduriyetle AK Parti'yi iktidar yaptı. Şimdi ise Erdoğan ve partisi bu mağduriyetin bitişini yaşıyor. Sadullah Ergin'in açıklaması 27 Nisan'da Cemil Çiçek'in açıklamasına benzetildi. Ama o zamanki haklı bir mağduriyetti. Şimdi biraz farklı. Bu taktik tutar mı emin değilim. İnişe doğru bir dönüm noktasındayız.'
SAVAŞ TEKNİKLERİ AYNI
'AK Parti artık 'biz güçlüyüz' havasında. Bunu en iyi anlatan Avni Doğan'ın 'şimdi de biz fişliyoruz' sözleridir. Şimdiki kavga, güçlünün güçsüzü patakladığı kavga değil artık. Eşit güçler arasında bir kavga. İkisi de psikolojik savaş yöntemleri kullanıyor. Millet ve halk bunun yavaş yavaş farkına varıyor.' 'Kendilerine uygulananları başkalarına uyguladıkları anda AK Parti mağduriyetini kaybetmiştir. Bir yerde 'yeter' denecek kendilerine de. 28 Şubat'ta askerlerin dinlettiğine benzer biçimde özel telefon görüşmeleri bu kez Ergenekon'da yayınlanıyor. Aynı ahlaksızlık. Aynı psikolojik savaş teknikleri. Bunlar bu teknikleri kullanmaya başlayınca masumiyetlerini, meşruiyetlerini, mağduriyetlerini kaybetti. Halbuki karşılarındakinin yöntemleriyle oynamak yerine, halk desteğiyle devam etmeliydiler.'
'Çok eleştirilecek yönleri var bu iktidarın. 'Cip' benzetmesini ilk ben yaptım. Bir başörtülü kadın yağmurda eskice pardösüsü, iki çocuğu ile durakta bekliyor. O arada cipiyle geçen başka bir örtülü kadın onların üzerine su sıçratıyor. Durum bu. 'Müslümanlık'ta bu olmaz, siz bunu yaptınız' demiştim. Çok tuttu.' 'AK Parti'ye yapılacak muhalefetin en temel noktası eşitlik olmalı. Eskiden muhafazakar insanlar varoşlarda aynı mahallelerdeydi. Şimdi ayrıldılar. Zenginleşen farklılaştı, mahalleyi terk etti korunaklı sitelere çekildi. Artık eşit değiller. Buradan patlak verecek. Eşitlikçi, vicdanı rahat bırakan, bu milletin değerleriyle problemi olmayan muhalefet indirecek bu iktidarı.'
DIŞ DESTEKLE GELDİLER
'Bu arkadaşlar 'biz reel siyaset yapıp dünya gerçeklerini dikkate alacağız' diye çıktılar yola. İçerideki vesayetçi baskı rejimini dışarıdaki güçlerle dengeleyerek iktidar oldular. AB, ABD, Yahudi lobisi kim akla geliyorsa herkesten destek aldılar. Ekonomik olarak da Kemal Derviş'in programını harfiyen uyguladılar. Ortadoğu'da ve diğer bölgelerde Türkiye'den ne bekleniyorsa onu yaptılar. ABD'nin söylediği 'model ortaklık' bu coğrafyadaki İslamcıları ehlileştirmek ve AK Parti gibi yaparak iktidara getirme planıdır. Ilımlı müslümanlar ve seçilmiş muhafazakarlarla devam edecekler'.
28 ŞUBAT BİTTİ Mİ?
28 Şubat'ı o dönem de Türkiye'deki gelişmeler olarak kabul ederseniz süremedi. Ama yukarıda anlattığım ılımlı İslam modeli düşünüldüğünde 28 Şubat aslında Ortadoğu'da olup bitenlerdir. Türkiye'deki sonucu AK Parti, bölgemizdeki sonucu ise büyük Ortadoğu projesidir...'
GÜL-ERDOĞAN ÇEKİŞMESİ BİR HAYAL
'Görev süresi bitince Gül emekli olur. O cenahta herkes Gül'ün Erdoğan'dan ötürü başbakan ve cumhurbaşkanı olduğunu bilir. Laikçi kesim hep Gül-Erdoğan çekişmesi bekledi ve bekliyor. Ama bu bir hayal. Böyle bir şey yok. Taraflarındaki adamları kuruyor bu söylentileri.'
GÜÇLÜLER, ZAYIFLARI DÖVDÜ
Psikyatrist Bekaroğlu, 28 Şubat döneminde Trabzon'da öğretim görevlisiydi. Bekaroğlu o dönemi 'Hakkımdaki yayınlar yüzünden İlkokul 2. sınıftaki çocuğuma arkadaşları 'Baban Atatürk düşmanıymış, sen okula gelme' dediler. Güçlüler, zayıfları böyle 'dövüyor'du' diye anlattı. 1998'de FP'den milletvekili seçilen Bekaroğlu, partinin kapatılması sürecinde Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'den gelen AKP davetlerini reddetti. 2009'da geri döndüğü SP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan Bekaroğlu, oyların yüzde 5'ini topladı.
ÇANKAYA ZİRVESİ DOLMABAHÇE BULUŞMASI GİBİ
'Son operasyonlar tarihidir. Ben destekliyorum. Benim rahatsız olduğum, aynı Dolmabahçe görüşmesi gibi bu kez de Başbakan İspanya'dan gelsin de Genelkurmay Başkanı ile görüşsün diye beklenmesi. Kapalı kapılar ardında bir şey çevriliyor havası. Yaşananların yeni, kurulanın tam demokrasi olduğunu tartışmalı hale getiren işte bu tavırlar. Kendisi kapalı kapılar ardında bir şey yapınca normal, başkaları yapınca problem oluyor.'
PAZARLIK İMAJI YANLIŞ
'Köşk'teki toplantıda gözaltındaki komutanlar için 'bu tutuklansın, bu tutuklanmasın' pazarlığı yapılıyor mu bilemiyorum. Ama böyle bir izlenim doğması, sürmekte olan yargı sürecine, savcılara, hakimlere yazık eder çünkü çok önemli işler yapıyorlar. Dün Veli Küçük ile ilgili laf söyleyemiyorduk. Bugün bir cunta yapılanması ciddi ciddi yargılanabiliyor.'
EN BÜYÜK YARAYI TEKEL'DEN ALDI
'ErdoĞan Tekel işçilerine müdahale gibi bir hata yapmaz. Zaten büyük yanlış yaptı ama bu yargı ve asker olayları onu örttü. En büyük muhalefet Tekel işçisinden geldi, en büyük yarayı da oradan aldı.' 'Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın eşlerinin başlarının örtülü olması örtülü-örtüsüz, dinci-laik demeden emekçilerin işten atılmasını engelleyemiyor bu ülkede. Abdestli MÜSİAD'ın da, başı açık TÜSİAD'ın da krizde ilk aklına gelen işçi çıkarmak.'