Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Cumhur İttifakı'na karşı CHP'nin lokomotifliğinde kurulan yapının terörle mücadele başta olmak üzere yaşanan her hadisede tel tel dökülmesi, oturduğu zeminin çürüklüğünden kaynaklanıyor.
CHP, bir yanına terör örgütünün güdümündeki partiyi, diğer yanına yerli ve milli hassasiyetlerini koruduğunu umut ettiğimiz bir başka yapıyı alarak, ortaya da kimi bulursa doldurarak, kendince bir siyaset terazisi kurdu.
CHP sadece lafını ettiği, istismarını yaptığı demokrasinin D'sinden bile nasibini almamış, süzme faşist bir partidir.
CHP'nin içinde sürekli istismarını yaptığı değerlerin hiçbiri yoktur. Çünkü CHP kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına saplanmıştır.
CHP hakiki bir siyasi parti olmaktan çıkıp heyula haline dönüşmüş amorf bir yapıdır.
Ülkemizde kendi devletine düşman, kendi milletine hasım, kendi vatanını bulduğu her fırsatta sırtından hançerleyen kirli bir zihniyet vardır.
Bu kirli zihniyetin siyasetteki temsilciliğini de CHP ve giderek iç içe geçtiği terör örgütünün güdümündeki parti yapıyor.
Geçtiğimiz günlerde Irak’ın kuzeyinde bir mağarada alenen infaz edilen 13 silahsız masum insanın başına gelen acı hadise bile, karşımızdaki kirli zihniyeti utandırmaya yetmemiştir.
Bunlar öyle utanmaz ki, çıkıyor, şu anda, onu bile benim üzerime yıkmaya çalışıyor.
Ülkemizin terörle mücadeledeki kararlılığı, sadece içimizdeki terör sevdalılarını değil, dışarıda da epeyce bir kesimi rahatsız ediyor. Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında yürüttüğü terörle mücadele harekatları hem meşru hakkıdır hem de insani görevidir.
PKK ve PYD'den FETÖ'ye, DHKP-C'ye kadar her çeşidinden terör örgütünün mensuplarını savunmak için genel başkanından milletvekillerine, il başkanlarından belediye başkanlarına kadar seferber olan siz değil misiniz? Terör örgütü mensuplarıyla kol kola Ankara'dan İstanbul'a yürüyen siz değil misiniz?
Yıllardır batılı dostlarımıza terör örgütleri tabiatları gereği sizi de ısırır diyoruz aynı yanlışları tekrarlanıyor.
Türkiye gibi dünyanın en köklü devletlerinden biri ile beraber olmak yerine eli kanlı terör örgütleri ile iş tutmayı tercih edenler, aynı kafayla gittikleri sürece sürüklendikleri kara delikte kaybolup gideceklerdir.
Tüm sınırlarımızı yeteri kadar derine inerek güvenli hale getirene kadar durmayacağız.
Koronavirüs salgınını da yakından takip ediyoruz. Dünyada Kovid-19 vakası sayısı 113 milyonu, virüsten ölen insan sayısı da iki buçuk milyonu geçti.
Koronavirüs salgını tüm dünya ile birlikte ülkemizde de etkili olmuş 2000645 bine yakın vatandaşımızın virüse maruz kalmasına 28 binden fazla vatandaşımızın da vefatına yol açmıştır.
Salgına rağmen Türkiye büyümesini sürdüren az sayıdaki devletler arasında yerini aldı.
Kılıçdaroğlu sürekli sorup durdu. Dövizlerin önemli bir bölümü işte bu mücadelede kullanılmıştır hamdolsun.
Milletimize doğrudan ve karşılıksız olarak aktardığımız kaynak miktarı da 53 milyar lirayı aştı.
Destek ve teşviklerin kalıcı çözümler olmadığının da farkındayız. Üretimi, ticareti yeniden canlandırmanın yolunun normalleşme adımlarından geçtiğini asla unutmuyoruz.
Önümüzde bir tarafta her gün milletimizle paylaşılan hasta ölüm sayıları var, diğer tarafta ise normalleşme adımları için belirlediğimiz takvim var. Dengeli bir şekilde uygulayacağız.
Kontrolsüz bir normalleşme yaşanırsa bir süre sonra yeniden artan vaka ve vefat olayları sebebiyle çok daha sert tedbirleri hayata geçirmemiz kaçınılmaz olur.
Bunun için milletimden sabır istiyorum. Ayrıca sadece Türkiye olarak bizim normalleşme adımlarını atmamız de yetmiyor. Bu sürecin tüm dünya ile birlikte özellikle de yakın ekonomik ve insani ilişkilerimizin bulunduğu Avrupa coğrafyası ile birlikte yürümesi şart.
Dünyanın pek çok yerinden uçuş yapılmadı. Sınır kapılarımız diğer taraftan kapalı olduğu için hammadde temin edemediğimiz, ürettiğimizi yerine teslim edemediğimiz bir normalleşme hiçbirimizin işine yaramaz.
Son kabine toplantımızda sağlık bakanlığımız tarafından belirlenen kriterlere göre şehirler bazında normalleşme adımları atılmaya başlanacağı müjdesini milletimizle paylaşmıştık.
Bu kapsamda eğitimde ilk adımları atmaya başladık. İnşallah 1 Mart'tan itibaren diğer alanlarda da kriterleri karşılayan illerimizde beklentileri karşılayacak adımlar atmaya başlanacaktır.
Vatandaşlarımızdan salgının kendi illerindeki durumu yakından takip etmek ve kurallara harfiyen uymak suretiyle bir an önce normalleşme kriterlerine ulaşılmasını sağlamalarını bekliyoruz.
Bu mücadele ancak 84 milyon tek birlikte aynı kararlılıkla hareket edersek başarıyla netice sağlayabilir.
2020 yılında üretimi sürdüren 16 milyon turist rakamına ulaşan yılı pozitif büyüme ile kapatacağı anlaşılan Türkiye için 2021 yılını yeni bir atılım dönemi haline dönüştürmemiz şart.
Dünyanın pek çok yerinde paniğe yol açan gıda üretimi ve dağıtımı konusunda da hiçbir sıkıntımız bulunmuyor. Şu anda Tarım Kredi Kooperatifi de yoğun bir şekilde sayısını 180'den süratle 500'e çıkarma talimatını verdim. Çünkü biz tarım kredinin bu marketleri ile zincir marketlerin özellikle yüksek fiyatlarla vatandaşımızı gerçekten adeta sömürdüğü bir noktada piyasayı bizim balance etmemiz gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan ocak ayı beyaz eşya iş pazar satışı ve ihracat rakamları büyümenin güçlü bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.
Buna göre Ocak'ta beyaz eşya iş pazar satışı yıllık %50 9 artarken aynı ürünlerin ihracatında da yüzlü 17 büyüme gördüğü, bütün bunlara bağlı olarak Ocak'ta beyaz eşya üretimi %38 arttı. İnşallah yakında diğer alanlarda da benzer Sevindirici haberleri almayı sürdüreceğiz.
Faizleri aşağıya çekme konusundaki kararlılığımızı attığımız her adımda gösteriyoruz. Bir süredir yavaşlamış olan uluslararası finans ve yatırım çevrelerinin ülkemize ilgisi giderek artıyor. Harekete geçmeye, üretime, ihracata ve istihdama katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Milletimizin moralini bozmaya, esnafımızı kışkırtmaya, halkı birbirine düşürmeye çalışanlara fırsat vermedik. Bu sıkıntılı süreci nihayete erdirmekte kararlıyız.
Hibya Haber Ajansı