Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 103 kişinin yargılanmasına devam edildi. Tutuklu sanıklardan Muammer Beluk, "Örgütün Adana il imamının Öner Ekinci olduğunu biliyorum. Fetullah Gülen haini önce insanların gönlüne, sonra ruhuna, daha sonra ise ceplerine girdi. Ben lanetliyorum" dedi. Fetullah Gülen'in İzmir'de imamlık yaptığı dönemde arkadaşı olan tutuklu imam Mahmut Yesari Kahraman ise, "Hayatımda 15 başbakan gördüm hiçbiri Hocaefendi'ye böyle iftira atmamıştı" şeklinde röportaj verdiği iddialarını yalanladı.
FETÖ/PDY'e yönelik soruşturma kapsamında örgüte finans sağladıkları iddia edilen 36'sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün üçüncü gününde devam edildi. Hakim karşısına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBGİS) ile çıkarak savunmasını yapan tutuklu sanık Kamil Üzüm, ByLock bulunduğu iddialarını yalanlayarak, "Kullandığım iOs sistemli telefona zaten teknik olarak ByLock kurulamadığını biliyorum. Ben indirmedim de, kullanmadım da" dedi.
Tutuklu sanıklardan muhasebeci İshak Ekinci de telefonunda örgütün kripto haberleşme programı ByLock çıkmasına ilişkin, "Cemaate ait bir kurumda genel müdürün isteği üzerine bir hat satın aldım. Hattı genel müdürüm kullanıyordu. Devrini daha sonra yapacaktık ancak müdürüm işten ayrılınca devir yapamadık. Hat sadece 2 ay kullanıldı. Telefonu zaman zaman ben de kullanıyordum ancak dakikalarını kullanıyordum. İnternetini başka iş arkadaşlarım kullanıyordu. ByLock'tan haberim yok" diye konuştu.
"Kasamdan çıkan 1 dolarları çocuklarıma harçlık veriyordum"
Tutuksuz sanıklardan iş adamı Kurtuluş Ulular'a ise kasasında bulunan 1 dolarlar ile FETÖ'ye finansman sağlaması soruldu. Çocuğunun iyi eğitim alması için Burç Kolejine yazdırdığını söyleyen Ulular, okulun düzenlediği ABD gezisi için 250 dolar vize parası istendiğini, ödediği paranın cemaat bağlantılı bir kuruma gittiğini bilmediğini anlattı. Ulular, kasasından çıkan 1 dolarların çocuklarına verdiği harçlıklar olduğunu savundu.
"Bank Asya'nın şirket cirosundaki hacmi bindelik rakamlar"
Adana'nın tanınmış iş adamlarından Mehmet Kıvanç da örgütle herhangi bir bağının olmadığını savunarak, suçlamaları kabul etmedi. 17-25 Aralık sürecinden sonra Anadolu Genç İşadamları Derneği (AGİD) üyeliğinden istifa ettiğini ve Kanuni Üniversitesindeki görevinden de noterden ihtarname çekerek ayrıldığını anlatan Kıvanç, Bank Asya'daki hesap hareketliliğine ilişkin de, 26 aylık hesap hareketliliğinde 404 kalem işlemden bahsedildiğini, diğer bankalarda günlük 250 kalem işlem yapıldığını belirterek, Bank Asya'nın şirket cirosundaki işlem hacminin bindelik rakamlara karşılık geldiğini anlattı.
"İsteseydik tüm işlem hacmini Bank Asya'ya kanalize ederdik"
FETÖ'ye destek olmak istemeleri halinde tüm ciroyu Bank Asya'ya kanalize edebileceklerini ancak böyle bir destekte bulunmadıklarını savunan Kıvanç, yaptıkları hayır işlerinden de bahsederek, kentte imam hatip lisesi yaptıklarını söyledi. Örgüt adına kurs açma, burs verme gibi faaliyetlerde de bulunmadıklarını bildiren Kıvanç, bünyelerinde çalışan bin 500 kişinin çocuklarına burs ve ailelerine kurban yardımı yaptıklarını söyledi. Yurt dışına kaçma ihtimali bulunmadığını vurgulayan Kıvanç, isteseydi 15 Temmuz'dan sonra gittiği İspanya'dan bir daha geri dönmeyeceğini kaydetti. Şirketinde FETÖ sayesinde bir kalkınma olmadığını, maddi olarak da örgüte katkıda bulunmadığını ileri süren Mehmet Kıvanç, şunları söyledi:
"Liseden sonra ABD'ye dil kursuna gittim, ondan sonra da bir daha hiç ABD'ye gitmedim. Afrika'ya da hiç gitmedim. Örgütle ilgili gezilere katılmadım. Çocuklarımı örgüt okullarında okutmadım. Ayrıca, Kanuni Üniversitesinde benim atmadığım imzalar var. Taklit imzaların tespit edilmesini istiyorum. 60 ülkeye ihracat yapıyorum. Yurt dışı seyahatlerim var ancak hepsi işle ilgili. Yurt dışı yasağı ve adli kontrolün kaldırılması ve beraatimi istiyorum."
Fetullah Gülen lehine verdiği röportajı ağlayarak yalanladı
'Terör örgütüne yardım' ve 'terör propagandası yapmak' suçlarından yargılanan tutuklu sanık 68 yaşındaki Mahmut Yesari Kahraman'a ise mahkeme heyeti, FETÖ lideri Fetullah Gülen lehinde kullandığı ifadeleri sordu. Basında yer alan "Hayatımda 15 başbakan gördüm hiçbiri Hocaefendi'ye böyle iftira atmamıştı" başlıklı röportajını yalanlayan Kahraman, ifadelerinin çarpıtıldığını öne sürdü. Aynı röportajda Fetullah Gülen'in 45 yıllık dostu olduğunu ve Türkiye'nin, milletin, dinin zararına olacak hiçbir işin yakınından bile geçmediğini anlatan Kahraman ağlayarak, "Fetullah Gülen ile 45 yıl önce İzmir'de imamlık yaptık. Maaşlarımız o dönemlerde elden verilirdi ve uzun kuyruklar oluşurdu. Bu kuyruklarda ara sıra selamlaşır, resmiyet içerisinde samimi olmadan sohbet ederdik. 1971 yılında İzmir'den ayrıldım, İskenderun'da bir fabrikada çalışmaya başladım. Oradan emekli olduktan sonra Adana'ya geldim ve Büyükşehir Belediyesinde dönemin Belediye Başkanı Aytaç Durak ile çalıştım. Fetullah Gülen'i 40 senedir görmedim, görüşmedim" dedi.
"Fetullah Gülen'in iyi görünen tarafını gördüm"
Ağlamaktan zaman zaman konuşamayan Mahmut Yesari Kahraman, "Fetullah Gülen'in kötü yüzünü görmedim, iyi görünen tarafını gördüm" diye konuştu.
FETÖ'nün medya grubuna yapılan operasyonlarda yaptığı basın açıklaması ile diğer iddiaları yanıtlayan Kahraman, şöyle devam etti:
"Katıldığım basın açıklamasında söylediğim sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini istiyorum. Zaman abonesi değilim. Bank Asya ile ilgim yok. 10 yıldır basit bir telefon kullanıyorum; ByLock'tan haberim yok. 68 yaşıma kadar hiçbirine bulaşmadım. 15 Temmuz darbe girişiminde de Tömük'te yazlıktaydım. Bugüne kadar ismim hiçbir yerde geçmiyordu da 40 sene sonra mı keşfettiler beni? Cezaevinde sağlığım da kötüye gidiyor. Tahliyemi istiyorum."
"Adana'nın il imamı olarak Ö.E'yi biliyorum"
Tutuklu sanıklardan iş adamı ve AK Parti Adana eski Milletvekili Adayı Muammer Beluk ise örgütle ilgili bildiği pek çok şeyi anlatıp, bağlantılı olan isimleri açıkladı. FETÖ yapılanmasıyla 2001 yılında bir arkadaşının davet ettiği Anadolu Girişimci İşadamları Derneğiyle birlikte gittiği Ankara'daki Türkçe Olimpiyatları'nda tanıştığını anlatan Beluk, şunları söyledi:
"Orada siyahi bir çocuğun İstiklal Marşı'nı ezbere okumasından çok etkilendim. Yurt dışı gezileri ile bazı toplantılara katıldım. Böylece içlerine girmiş oldum. Bu yapıyla birlikte 2012 ve 2013 yıllarında ABD'ye, bunun yanı sıra da Kongo, Mısır, Senegal, Cezayir'e de gittim. Gittiğimiz yerlerde bize bu yapının okullarını gezdiriyorlardı. Amaçları bana okul yaptırmaktı. Çünkü benim hayır için okul yaptırdığımı biliyorlardı. Ancak daha önce Bilim ve Teknoloji Üniversitesine Mimarlık Fakültesi ve Adana'ya bir lise yapma sözü vermiştim. Bu yüzden herhangi bir okul yaptırmadım onlar için. ABD'ye ilk ziyaretimizde 4 kişi Fethullan Gülen'i görmeye gidecekti. Ancak Gülen hasta olduğu için görüşmenin iptal edildiğini söylediler. Kongo'ya gittiğimizde yanımızda dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan da vardı. Hatta Çelikcan, benim de geziye katılmam için çok arayıp ısrar etti. Bu gezide Zihni Aldırmaz da bulunuyordu. Burada bize fakir aileleri de gezdirdiler. Senegal'de kurban kestik. Hatta oradakiler yavaş olduğu için kurbanları ben kendi elimle kestim. Oradakiler derisini yüzüp parçaladı. Parasal olarak bu yapıya hiç yardım yapmadım, yapmam da. Zaten bunu en başta onlara söylemiştim. Dağlıoğlu Mahallesi'nde bulunan Altınçocuk Okuma Salonu'nu yaptım. Bunu benden C.Ş. istedi. Toplantı ve sohbetlere katıldım. Toplantılarda Barış Hoca diye bildiğimiz kişi dini sohbetler yapardı. Mavi Marmara olayından sonra bu yapıya karşı soğudum. 7-25 Aralık'tan sonra da pişman oldum. Adana'nın il imamı olarak Ö.E'yi biliyorum. E. ile K.E., Adana'da başrollerdeydi. Kanuni Üniversitesi mütevelli heyetinde M.V., T.A., K.E., A.C., H.K. ve A.Ç.'nin A takımında olduğunu biliyorum. Bana yaklaşmalarındaki amaçları okul yaptırmaktı. Benim katıldığım toplantılarda himmet toplanmadı. Fetullah Gülen haini önce insanların gönlüne, sonra ruhuna, daha sonra ise ceplerine girdi. Ben lanetliyorum." Duruşmaya yarına kadar ara verildi.