Rektör Ayhan, açılışta, Ankara'da yüksek lisans ve doktora öğrencileri dahil 200 binin üzerinde öğrenci bulunduğunu, bunların yaklaşık 70 bininin Gazi Üniversitesi öğrencisi olduğunu dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkabilmesi için eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra araştırma faaliyetlerine de ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Ayhan, GÜ'nün uluslararası yayınlar açısından her geçen yıl büyük ilerleme gösterdiğini bildirdi.
- 'ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ SAYISI ARTMali'-
İktidarın Türkiye'de yükseköğretimin yaygınlaştırılması için gayret gösterdiğini, bu gayreti desteklediklerini ifade eden Prof. Dr. Ayhan, yeni üniversite kurmanın önemli olduğunu, ancak bazı şeylere de dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
53 devlet üniversitesi varken, bu sayının önce 94, sonra 101'e çıktığını dile getiren Ayhan, 53 üniversite için ayrılan kaynakların 101 üniversite için kullanıldığı vakit, dünyada ilk 500'e giren Türk üniversitelerine haksızlık yapılacağını savundu.
Ayhan, 'Bizim 69 bin öğrencimize hizmet edebilmek için yeni mekanlara, yeni imkanlara ihtiyacımız var. Adımızı devam ettirebilmemiz için adalete ihtiyacımız var. Bütçe paylaşımında devletin yapacağı yardımda adalete ihtiyacımız var. 2009-2010 bütçe kanununda maalesef Gazi Üniversitesi olarak bu adaleti göremedik' dedi.
20. yüzyıl sona erdiğinde üniversite anlayışında değişmeler olduğunu, öğrenci ve öğretim üyesi hareketliliğinin ön palana çıktığını, uluslararası araştırmalara öncülük eden üniversiteler haline geldiğinin altını çizen Ayhan, artık devletin de üniversitelerden beklentisinin değiştiğini, sadece diploma verilen kuruluşlar olması yerine, ekonomide, bilimde kalkınmanın öncüsü olmasının istendiğini ifade etti.
- 'YÖK'ÜN TEŞKİLAT YAPISI DEĞİŞMELİ'-
YÖK'ün 29. senesini tamamladığını anımsatan Ayhan, bu süre içinde de vazifesini yerine getirme başarısını yaşadığını söyledi.
Ayhan, YÖK'ün 27 devlet üniversitesi için kurulduğunu, ancak şu anda 53'ü vakıf üniversitesiyle birlikte toplam 154 üniversite bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
'Üniversiteler evvelce yerele hitap ediyordu. Şimdiyse üniversal olmak zorundadır. 21. yüzyılın mümeyyiz vasfı küreselleşme diyorlar. Üniversitelerin de buna mutlaka uyum sağlaması lazım. YÖK'ün, artık Anayasanın 131. maddesinde belirtilen vazifelerini ifa edebilmesi için teşkilat yapısını mutlaka değiştirmesi lazım. Danışmanlarla, sorumsuz danışmanlarla YÖK'ü idare edebilmek mümkün değil. Ne yapılması lazım? Çeşitli öneriler olabilir, ama bağımsız idari otoriteler gibi teşkilatlandırılabilir. Sermaye piyasası,rekabet kurulu, enerji piyasası, tütün piyasası, şeker piyasası fevkalade önemli de eğitim, bilhassa yükseköğretim önemli değil mi? Türk üniversitelerinin önünün açılabilmesi için YÖK'ün teşkilat yapısının mutlaka değiştirilmesi lazım. Eğer bu teşkilat yapısı değişirse, ancak ve ancak o zaman Türk üniversitelerinin hem Mali, hem idari sorunları çözülebilir. Türk üniversitelerinin Mali sorunu sadece bütçe yoluyla çözülemez. Devletin imkanları bellidir. Üniversiteler kendi kanyaklarını kendileri yaratmalıdır. Bunun bir değil, birkaç yolu var. Eğer mevzuat değişikliğine gidilir, Türk üniversitelerinin önündeki bu kendi kaynağını oluşturma hususundaki engeller kalkarsa Türk üniversiteleri kendi ayağı üzerinde durabilir.'
Üniversiteleri diğer eğitim-öğretim kurumlarından ayıran temel niteliğin, özerklik ve akademik Hürriyet olduğuna işaret eden Ayhan, Türk üniversitelerinin herhangi bir kimse tarafından cezalandırılma korkusu olmadan, bilimsel doğruları öğretmek, akademik veya akademik olmayan konularda, çoğunluğun paylaşıp paylaşamadığı tartışmalarla ilgili olmaksızın kendi bilgi ve fikirlerine göre hareket etmek durumunda olduğunu kaydetti.
Ayhan, bu doğrultuda yükseköğretim sisteminin yeniden ele alınarak üniversite özerkliğinin ve akademik hürriyetlerin korunmasına yönelik özel önem verilmesi gerektiğini vurguladı.