8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde açıklanan kadına yönelik şiddet verileri bir kez daha yüz kızarttı. Ankara Barosu’nun şiddet gören kadınlara destek sağlamak amacıyla 2011 yılında hayata geçirdiği ‘Gelincik Projesi’ne bugüne kadar 53 binin üzerinde başvuru yapıldı. ‘Gelincik Merkezi’, yalnızca 2018 yılının ilk iki ayında 100 şiddet mağduru kadına hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmeti sağladı. Ankara Barosu Gelincik Merkezi’nin Başkanı Avukat Aslı Koçak Arıhan, “Hepimiz bu şiddetin mağduruyuz. Kadın erkek diye ayırmadan şiddet mağduru kadınların sesi olmalıyız” dedi. Son dönemlerde merkeze başvuru yapan kişilerin 20’li yaşlarda ve bekar olduğuna dikkat çeken Arıhan, şiddetin sadece aile içinde yaşanmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
GENÇLERİN ŞİDDET EĞİLİMİ ARTTI
Son dönemlerde ne yazık ki genç kızlar, erkek arkadaşlarının şiddetine maruz kalıyor. Bunların çoğu üniversite öğrencileri ve durumların ailelerine söyleyemiyorlar. Sosyal medyadaki rol modelleri, ve ailelerinde tanımlanan şiddet algısı erkekleri etkisini almış durumda. Bu durum ileriye dönük evlilikleri de tehlike altına alıyor. Kadına şiddeti fiziksel olarak tanımlamak yeterli değil. Psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddete de maruz kalıyorlar. Örneğin ekonomik özgürlüğü olmasın diye, zorla çalıştırılmayan kadınlar var. Bunun yanı sıra eşlerinin zorla yasa dışı işlerde maşa olarak kullandıkları kadınlarımız var.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ AİLEDEN GEÇİYOR
Şiddetin tohumları aileden atılıyor. Erkek egemen bir evlilik tipi var, aile ortamında sadece erkeğin sözü geçmesi gerektiği düşünülüyor. Kadına yönelik şiddetin yaşandığı ailelerin çocukları da bunu görüyor ve şiddeti ‘doğru’ olarak tanımlıyor. Bunu sadece kadın sorunu olarak görmemek gerekiyor. Toplumumuzdaki erkeklerin büyük bir çoğunluğu da kadına yönelik şiddetin kaynağı olarak görülmekten rahatsız oluyor. Bu konuda erkeklerin daha sesli bir farkındalık yaratması, kadınların sesi olması gerekiyor.”