Yapılan araştırmalar her yüz kişiden 6’sının ağrısının ağrı kesici ile geçmediğini ortaya çıkardı.
Bu ağrıların sinir kökenli olduğunu belirten Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ersin Tan, tedavi için bazı epilepsi, yani sara ilaçları ve bazı depresyon ilaçlarının kullanılması gerektiğini söyledi. Ersin Tan şöyle devam etti:
ŞEKER HASTALARI DİKKAT
“Omurilik ve çevresel sinirlerdeki hasar sonrası ortaya çıkan ağrılara Nöropatik ağrı diyoruz. En büyük özelliği normal ağrı kesicilere hiçbir şekilde cevap vermemesidir. Sinir kökenli olan bu ağrıların tedavisinde bazı epilepsi yani sara ilaçları ve bazı depresyon ilaçlarını kullanmak gerekmektedir. Bu hasara neden olan hastalıkların başında en sıklıkla şeker hastalığı yani diyabet gelir. Bazı kanser ilaçlarının kullanımında, onun dışında beyni tutan bazı hastalıklarda, örneğin felç sonrası ya da Multipl Skleroz yani MS hastalığı sonrası benzer şekilde sinir sistemi hasarı olduğu için nöropatik ağrı ile karşılaşabiliriz.
BELİRTİLERİ YANMA VE BATMA
Çeşitli çalışmalar her yüz kişinin beş ila altısında nöropatik ağrı olduğunu gösteriyor. Nöropatik ağrısı olan bu hastalarda bildiğimiz ağrıdan farklı olarak yanma, batma, karıncalanma, elektriklenme, soğukluk, üşüme hissi veya kaşınma hissi gibi bazı belirtiler var. Bunun için bu şikayetlerle gelen hastalarda yapılan tüm taramalara rağmen herhangi bir rahatsızlık bulunmazsa, aklımızda olması gereken şey şeker yükleme testinin yapılmasıdır. Çünkü biliyoruz ki, herhangi bir bulgusu olamayan, her hangi bir laboratuvar belirtisinde hastalık tespit edilemeyen kişilerin her yüz kişinin ellisinde gizli şekere rastlanıyor. Türkiye’de yapılmış bir çalışmaya göre erişkin diyabetlilerin yüzde 16’sında nöropatik ağrı görülür. Nöropatik ağrının sık rastlandığı bir diğer durumda kronik bel ağrısıdır. İnsanların yüzde 80’ninde hayatlarının bir döneminde bel ağrısı şikayeti görülür. Bunların yüzde 30-50’si kronikleşir. Kronik bel ağrılarının da üçte birinde nöropatik ağrı ile karşılaşırız.”