Önceki dönem milletvekillerinden, Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Aydemir, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü programında yaptığı kapsamlı konuşmayı değerlendirirken, meselenin yalnızca hukuki yahut idari bir alan olmadığını, bilakis milletin vicdan köklerinde karşılık bulan bir insanlık meselesi olduğunu ifade etti. Aydemir’e göre, devletin kararlılığıyla toplumun erdemli duruşunun aynı çizgide birleşmesi Türkiye’yi bu mücadelede örnek bir konuma taşımaktadır.
YENİ SAFHA VE MİLLÎ KARARLILIK
Aydemir, konuşmadaki kararlı vurguların Türkiye’nin 23 yılda oluşturduğu güçlü alt yapıyı pekiştirdiğini belirtirken, özellikle saygı kültürünü yeniden derinleştiren beşinci ulusal eylem planının bu mücadelede yeni bir dönemi başlattığını söyledi. Bununla beraber, her hanenin huzurunu, her annenin duasını, her çocuğun güven duygusunu korumayı hedefleyen bu yaklaşımın toplumda ciddi bir sahiplenme oluşturduğunu dile getirdi.
Öte yandan Aydemir, şiddetin tek bir ferdin sorunu olarak görülemeyeceğini, aksine milletin ruh iklimini yaralayan büyük bir toplumsal mesele olduğunu belirtti. Bu çerçevede aileyi kutsal bir çatı, kadını o çatının diriliği olarak niteleyerek, Cumhurbaşkanı’nın aileyi güçlendiren çağrılarını memnuniyetle karşıladığını ifade etti.
AİLENİN KORUNMASI VE ERDEMLİ TOPLUM İNŞASI
Aydemir, aileyi toplumsal diriliğin mihrakı olarak tanımlayarak, şiddetle mücadelede baba sorumluluğuna dikkat çekilmesini mühim gördü. Bunun yanında devletin yürüttüğü hizmet ağının –konukevlerinden izleme merkezlerine, KADES’ten erken müdahale mekanizmalarına kadar– kadınların geleceği için güven veren bir zırh teşkil ettiğini kaydetti.
Ayrıca Aydemir, dünyadaki adaletsiz tabloya da değinerek, Gazze’de kadınların maruz kaldığı zulmün küresel ölçekte büyük bir vicdan kırılması yarattığını belirtti. Cumhurbaşkanı’nın bu konudaki evrensel çağrısını “adaletin tereddütsüz gövde bulmuş hâli” olarak niteledi.
BEŞİNCİ ULUSAL EYLEM PLANI VE TOPLUMSAL BİRLİK
Aydemir, yeni eylem planının beş hedefini toplumun ortak sorumluluğu olarak tanımlarken, özellikle şiddet uygulayanlara yönelik davranış dönüşümü stratejisinin uzun vadeli bir düzen inşa edeceğini vurguladı. Bunun yanı sıra, kadınların iş gücüne ve toplumsal hayata artan katılımının, Türkiye’nin yükselen medeniyet yürüyüşünün tamamlayıcı bir unsuru olduğunu belirtti.
Son olarak Aydemir, kadına uzanan her kötülüğe karşı milletçe yekvücut olunması gerektiğini söyleyerek, “Bu topraklarda kötülük kök salmaz; adalet, merhamet ve insanlık her daim ağır basar.” ifadeleriyle değerlendirmesini tamamladı.