BOMBALAR ALTINDAKİ MASUMLARIN DRAMI
Aydemir, “21. yüzyılda, çocuklar, yaşlılar, kadınlar ve hastalar; hepsi canlarını kurtarmak için sokaklara dökülmüş, yollara düşmüş. Kendilerini katliamlardan ve ölümlerden koruyacak bir yer arıyorlar. Bu manzaralar, insanlık adına utanç verici görüntülerdir. Hepimizin bu görüntülerden derin bir utanç duyması gerek,” dedi.
ZULMÜN EVRENSEL YANSIMASI
Aydemir, bu görüntülerin sadece bir bölgeye ait acıların ifadesi olmadığını, bu zulmün, insanlığın her köşesine bir musibet olarak yansıyacağını belirtti. “Çünkü inandığımız gibi, her şeyde Allah’ın bir yansıması vardır. Allah’ın kudretine ve varlığına iman ediyorsak, onun yarattıklarına zulmedenlerin de, bu zulmün bedelini ödeyeceklerini bilmemiz gerekir. Zulme sessiz kalanlar da aynı şekilde bu zalimlikle yüzleşecektir,” ifadelerini kullandı.
İNSAN OLMAK İÇİN ZULME KARŞI DURMAK YETER
Aydemir, yaşananları tarihin en karanlık sayfalarını yeniden aralayan bir soykırım olarak nitelendirdi. “Bu, sadece bir topluluğa karşı değil, tüm insanlığa karşı işlenen bir soykırımdır. Hitler’in Yahudilere yaptığı zulümden bile katbekat fazlası, Filistin’de, Müslüman coğrafyasında, mazlum milletlerin topraklarında işleniyor. Bu bir insanlık soykırımıdır. İnsanları hayattan, kendi topraklarından, yaşama hakkından koparmaya çalışıyorlar. Bu dehşet verici tabloyu hepimiz lanetliyoruz,” dedi.
Aydemir, zulme karşı çıkmanın insan olmanın gereği olduğunu vurgulayarak, “Bu zulme karşı çıkmak için ne din, ne milliyet, ne de başka bir kimlik gerek. İnsan olmak, bu zulme karşı durmak için yeterlidir. İnsanlık, bu acımasızlık karşısında bir araya gelmelidir. Herkes, bu insanlık dışı duruma karşı bir duruş sergilemeli ve bu zulme sessiz kalmamalıdır. Sessiz kalmak, zulmü onaylamak demektir. Bugün, her zamankinden daha fazla, insanlığımızı korumak ve bu zulme karşı dimdik ayakta durmak zorundayız. Allah, bizi bu zilletten korusun ve insanlık adına sesimizi yükseltme gücü versin,” diyerek sözlerini tamamladı.