Ankara’da kendilerini ‘İkinci Dalga’ olarak tanımlayan genç sokak sanatçıları, eski binalar ve boş duvarlarda grafiti sanatına hayat veriyor. Ankara Kalesi ve çevresi ile ile Kavaklıdere’de 1940-50’li yılların mimari izlerini taşıyan binaları ve apartmanların dış duvarlarını boyayarak, rengârenk eserler ortaya çıkarıyor. ‘İkinci Dalga’ grafiti sanatçıları, Ankara’nın da diğer dünya başkentleri gibi rengârenk olmasını amaçlıyor. “Bu şehir bizim oyun alanımız” diyen Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu grafiti sanatçısı Gökhan Tüfekçi, şunları söylüyor: “Ankara’nın en büyük eksikliği duvar. Bu şehir bizim oyun alanımız. Kuğulu Park’ın duvarının tekrar boyanması lazım. Boyanmıştı ama belediye temizledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin öncü olmasını istiyoruz. Mansur Başkan’a gider mi bilmiyorum ama bu olaya bir el atması lazım. Sinop’ta, Samsun’da bile bu tarz belediye öncülüğünde yapılmış çalışmalar var ama Ankara’da yok.”
BAZEN BİR İŞ YAPIYORUZ ERTESİ GÜN KALDIRIYORLAR
Gerçek ismi yerine lakabının kullanılmasını isteyen Çankırı Karatekin Üniversitesi Resim Bölümü mezunu ‘Stak’ ise kendisine sanatçı denmesini tercih etmediğini belirterek, “Ben boyacıyım, ressamım demek de işime gelmiyor. Grafiti, alternatif bir tasarım öğesi. Hem hızlı, hem de maliyet açısından diğer sanatlara göre daha ucuz. Bazen bir iş yapıyoruz, ertesi gün gelip kaldırıyorlar. Genelde mahalleli tepki göstermiyor ama o bölgenin idari ve yerel yöneticileri, grafitiyi çok bilmedikleri için korkuyorlar ve kapattırıyorlar. Kızılay ve Tunalı Hilmi civarı gibi merkezi yerlerde olmasından ziyade Etimesgut, Sincan, Keçiören gibi bölgelerde de olmalı. Belediye öncü olmalı. Özellikle yeni başlayan çocuklar, boyayacak duvar sıkıntısı çekiyor. Onlara duvar gösterebilirler. Şehirde mural festivalleri olmalı” diyor.
GRAFİTİ TEMEL OLARAK ALT KÜLTÜRÜ ANLATIYOR
‘İkinci Dalga’nın bir diğer sanatçısı ‘Atione’ olarak bilinen Dokuz Eylül Üniversitesi Resim mezunu Fatih Toprak ise çalışmalarını, “Yaptığımız işler genelde hoş karşılanmıyor. Politik bir şey yapıyormuşuz gibi algılanıyor ama öyle değil. Dünyada, ülke ülke gezip tren boyayan adamlar var. Grafiti temel olarak alt kültürü anlatıyor. Ben de kendimi bildim bileli sokaktayım ve sokak kültürüne ait her şeyi biliyorum. Çalışmalarımda alt kültüre ait unsurları işliyorum, bütüne bir mesaj vermek istiyorum” sözleriyle anlatıyor.