Gelişmekte olan ülkelerde kadın girişimciliğinin, ülke kalkınması için çok önemli olduğunu belirten Dağlı, şunları söyledi:
“Uluslararası rakamlara bakıldığında şirketlerin yüzde 25 ila 33’ünün sahiplerinin kadınlar olduğu görülüyor. Yine Dünya Bankası’nın 7 Ortadoğu ülkesinde yapmış olduğu bir araştırmaya göre 4 bin şirket sahibinin yüzde 13’ünün kadın olduğu görülüyor. Türkiye’ye bakıldığında ise durum hiç de iç açıcı değil. Çalışma yaşındaki 24 milyon kadından sadece 6 milyonu çalışıyor. Kadınların tarımsal faaliyetlerden çok ticari ve ekonomik arenada daha bilinçli girişimcilik faaliyetlerine yönlendirilmesi gerekiyor. Kırılgan bir ekonomisi olan Türkiye’de ekonomiyi büyütmenin, istihdamı arttırmanın en önemli ayağı kadın girişimci sayısının arttırılması. Kadınların da üretim hayatına katılması için, destekleyici politikalar geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor.
1-0 yenik başlıyor
Türkiye’de kadın girişimciler, erkek girişimcilere göre iş hayatına 1-0 yenik başlıyor. Erkek girişimci sayısı 1.3 milyon. Bu dengesizliğin çeşitli nedenleri var. Bunun altında ekonomik nedenler, kadının toplumda çalışmasının hala ayıp sayılması, aile ya da eş baskısı gibi nedenler geliyor.
İş kurmak isteyen kadınların en önemli sorunlarının başında, yeterli maddi destek bulamamaları geliyor. İş kurmak isteyen kadını daha büyük bir zorluk bekliyor. Girişimci kadın, finans desteği verebilecek bir kurum ya da ailesinden yeterli maddi destek göremediği için, daha işe başlamadan vazgeçmek zorunda kalıyor. Bazı STK’lar bu konuda duyarlı davranarak geri ödemeli ya da geri ödemesiz kredi imkanları sunuyorlar. Geri kalan kesim için ise aileden gelen bir sermaye yoksa girişimcilik niyeti büyük bir hayal kırıklığı oluyor.
Kadınların iş gücüne katılmaması, ülke kalkınması için işgücünün yarısının atıl halde kalması anlamına geliyor. Girişimci kadınlarımız için destek paketleri hazırlanmalı ve her kurum katkı payıyla bu girişimci paketlerine düzenli destek vermeli.”