Telefonu sayesinde hayatta kalan 29 yaşındaki kaynakçı Ali Aydoğan, kanlı darbe gecesini ve yaşadıklarını Ankara Hürriyet’e anlattı:
SOL TARAFIMDA NAMLUYU GÖRDÜM
“TRT’nin önünde yolları kapattık, etraftaki binalardan vatandaşları çağırdık. Yarım saat içinde 500-600 kişi birikti. ‘Yürüyün hep birlikte giriyoruz’ dedik. En önde gidiyordum. Nizamiyede 4 asker vardı, rütbeleri göremedim. Birisi bana tekme atmaya çalıştı, tekmeyi yakaladım yere düştü. O sırada diğer arkadaşı gelip sırtıma dipçikle vurdu. Kaburgamın birisi çatladı. Beni askerin üstünden kaldırırken sol tarafımda namluyu gördüm. Namluyu elimle tuttum, o esnada silah ateşledi. Sol bacağımdan üç kurşun isabet etti. Telefonum sol cebimdeydi. Üçüncü kurşun telefonu geçti, leğen kemiğime saplandı. O kurşun halen kemikte duruyor. Telefona denk gelmeseydi belki de belimden girip iç organlarımı parçalayacaktı. Telefon yavaşlatmış.Bugün olsa yine giderim. 60’daki 80’deki darbeleri okuyup televiyonlardan gördüğümüz için canımız pahasına çıkıp gittik. Artık darbelere izin verilecek zaman da değiliz. ”BU KAHRAMANLARI TARİH UNUTMAYACAK
Öte yandan Ali Aydoğan’a geçmiş olsun ziyaretinde bulunan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül de, “O gece meydanlara çıkan herkesin tek amacı vatanına, demokrasiye ve iradesine sahip çıkmaktı. Bu kahramanlardan birisi de Ali kardeşim. Telefonuna isabet eden kurşun hayatını kurtarmış. Aileleriyle helalleşerek sokağa çıkan bu kahramanları tarih unutmayacak” diye konuştu.