ANKARA / Kocatepe Camisi’nde düzenlenen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleştirildi. Fuar, Ramazan ayı boyunca gece 24.00’e kadar açık olacak.
Atalay, açılışta yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın önemli çalışmalar yürüttüğünü ve kitap fuarlarının Ramazan ayına yeni bir dinamizm getirdiğini bildirdi. Birbirini anlamanın yolunun derinlemesine bakmak, analiz etmek, slogancılıktan kurtulmak ve okumak olduğunu anlatan Atalay, “Elinize bir kitabı alıp şöyle kitapla tek başınıza, bir sükunet içinde bir köşeye çekilmenin lezzetini yaşamayan insan çok şeyden mahrum olur” dedi.
İNSANLA KİTAP BULUŞUYOR
Yayıncılara da çağrı yapan Atalay, fuara gelecek gençlere sahip çıkarak teşvik etmelerini gerekirse özel indirimler yapmalarını istedi. Teknolojinin önemli bir zaman tasarrufu sağladığını ancak, derinlemesine okumaya da engel çıkardığını dile getiren Atalay, “Kitaptan uzak insan pek çok şeyden mahrumdur. Çok şeye yüzeysel bakar, hiçbir işi en iyi şekilde yürütemez. Kitap hayatı iyi anlamamız, dini iyi anlamamız, işimizi iyi anlamamız için şart. Hele bugünün dünyasında bu kadar zengin yayın ortamında yani gençlerimize, kardeşlerimize söyleyeceğimiz insanla kitabı buluşturmak için yapılan her faaliyet değerlidir. Bu fuar insanla kitabı buluşturmak için iyi bir platform” dedi.
RAMAZAN’I MAGAZİNLEŞTİRMEYELİM
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de, fuarın Ramazan medeniyetinin bir parçası haline geldiğini ve bu sene fuar sayısının arttırıldığını belirterek, “Bize en büyük kitabı getiren Ramazan’da, kitapla buluşmamıza bu fuarlar vesile olsun diliyorum” dedi.
Fuarın 32 yıllık tecrübesiyle artık uluslararası hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Görmez, şunları söyledi: “Ramazan ayının teması, ‘helal kazanç-helal lokma’dır. Bu konuda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bilhassa böyle orucu neler bozar neler bozmaz üzerinden Ramazan’ı magazinleştirmeyelim. Orucu nelerin bozmadığı 14 asır önce belirlenmiştir ve o bütün ilmihal kitaplarında vardır. Onun yerine hep birlikte bozulan kişiliklerimizi, kırılan onurlarımızı Ramazan’la ve oruçla nasıl tedavi ederiz, nasıl düzeltiriz onun üzerinde durmamız gerektiği düşüncesindeyim. Dindarlığımızı çelişkilerden nasıl kurtarırız daha çok onun üzerinde durmalıyız.”ANKARA /