Mardin'deki katliamın ardından koruculuk sistemiyle ilgili tartışmalar Ankara'nın gündemine oturdu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sistemdeki aksaklığın gözden geçirilebileceğini belirtirken, Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve Bülent Arınç, koruculara yönelik bir planın üzerinde çalışıldığının işaretlerini verdi. Cumhurbaşkanı Gül, dün Prag'a gidişi öncesinde Esenboğa'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, "Mardin'deki silahlı saldırının ardından koruculuk sisteminin tartışılmaya başlandığının" anımsatılması üzerine "Mardin'deki olay çok üzücü. Tamamen cehaletle ilgili bir iştir bu. Bunun giderilmesi için en önemli konu eğitimdir. Bu konular ayaküstü konuşulacak konular değil. Devletin organları, uzmanlar bütün bunları değerlendirir. Bu, Türkiye'de büyük bir sistemdir. Aksaklıkları varsa gözden geçirilebilir. Sistemin eksiklikleri neyse bunlara bakılabilir. Bunlar en iyi şekilde değerlendirmeyle yapılır. Çünkü bu nihayetinde güvenlik boyutu olan bir meseledir. Bu konulara dikkatli bir şekilde bakarak ne yapılacaksa yapılması gerekir" dedi.
"GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün NTV'nin canlı yayınında, koruculuk sisteminin araştırılmasının zamanı geldiğini söyledi. Arınç, "Emekli olanların yerine yenisi alınmayarak, bir süreç içinde tasfiye edilmesi gibi devletin bir planı var sanırım. Geldiğimiz noktada bunu gözden geçirmeliyiz" görüşünü dile getirdi. Arınç, terörle mücadelenin sadece korucularla yapılmadığını, devletin tüm güvenlik kuvvetlerinin bu süreçte görev aldığını ifade etti. Arınç, "Bölge insanını teröriste karşı bir güvenlik aracı olarak kullanmak faydalı düşünülmüştür, bugüne kadar. Geldiğimiz noktada bunu tekrar gözden geçirmeliyiz'' dedi Arınç, Mardin Valisi'nin kızların ayrı okullara gönderilmesi düşüncesine ise karşı olduğunu belirterek, "Salt kızlar ayrı sıralarda otursun deniliyorsa buna katılmam. Ergenlik yaşı çok aşağılara indi. Bölgenin de yapısı göz önüne alınırsa bu konuda bize göre en iyi yol pedagoglarımızdır" dedi
"AYNI KEFEYE KONULMASIN"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise koruculuk sistemi ile ilgili tartışmaları değerlendirirken konuya çok yönlü bakmak gerektiğini belirterek, "Islahı gerekiyorsa ıslah edilebilir, kaldırılması gerekiyorsa kaldırılabilir, o ayrı konu. Ama değerlendirmeleri hemen tepkisel olarak yapmak bazı sakıncaları geçmişte de beraberinde getirdi'' dedi. Çiçek, şunları söyledi: "Devlet bu konuyu uzun süre düşündükten sonra karar verdi. Sistem içerisinde zaman zaman yanlış yapanlar olabilir. Bugün de bu tartışma gündemde. Konuyu böyle ayaküstü, hemen bir olayın arkasından değerlendirmek yerine, çok yönlü değerlendirmekte fayda var. Aksi takdirde birçok insanı da zan altında bırakmış oluruz. Çünkü devletin şu anda, bildiğim kadarıyla 50 binin üzerinde bu işle meşgul olan, ülkenin birlik bütünlüğü için, asayiş için çaba sarf eden insanı var. Bunların hepsini aynı kefeye koyarak bir tartışmanın içine çekmek ne kadar doğru olur? Onun için konuya çok yönlü bakmakta fayda var. Yani tartışılacak yönleri olabilir ama hemen bir karalama tarzında herkesi böyle bir töhmet altında bırakmak doğru olmaz. Islahı gerekiyorsa ıslah edilebilir, kaldırılması gerekiyorsa kaldırılabilir, o ayrı konu."
Çelik: Bu cehalet katliamıdır
Diyanet'ten Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, Mardin'de yaşanan vahşeti SABAH'a değerlendirirken "Olayı töre cinayeti diye düşünmek, olayı yanlış yerden görmek ve hafife almak anlamına gelir. Bu bir cehalet katliamıdır" dedi. Çelik, "Diyanet görevlilerimiz, bölgede öteden beri terörün ve şiddetin hedefi olmuşlardır" dedi ve köye en kısa sürede din görevlisi göndereceklerini söyledi.
Kurtulmuş: Korucu sistemi kaldırılmalı
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, "Koruculuk sistemi ortadan kaldırılmalı" dedi. Kurtulmuş, BBP ziyaretinde koruculuk sistemi konusunda ilginç bir çıkış yaptı. Mardin'deki katliama değinen Kurtulmuş, "Koruculuk sistemi gözden geçirilmeli ve ortadan kaldırılmalıdır" dedi. Kurtulmuş, seri katiller için idam cezasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Eğitimsiz adama silah veriliyor
Eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu korucuların eğitim görmeden ellerine silah verildiğini söyledi. Diyarbakırlı Ensarioğlu aşiretinin lideri Ensarioğlu, eğitimin altını şöyle çizdi: "Al, altı ay komando eğitiminden geçir. Sonra bunlardan seç. Şu anda 85 bin civarı korucu var. Bunların içinden 10-15 binini seç. O da sana yol göstersin."
Korucunun silah gücü 'töre'yi bile değiştirdi
Yaşanan katliam gözleri bölgede görev yapan 60 bini aşkın korucuya çevirdi. Mardin Baro Başkanı Mahmut Güven, bölgede korucuların PKK'ya karşı köylerini korumaktan çok, köy halkına korku saldığını söyledi. Mardin Adliyesi'ne yansıyan 100'ü aşkın korucu davası olduğunu anlatan Mahmut Güven, "Bunlar yansıyanlar. Yansımayanlar daha ürkütücü. Koruculuk sistemi yeniden gözden geçirilmeli. Adliyeye yansıyan suçlar arasında, kaçakçılık, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, cinayet gibi suçlar var. Vatandaşları sindiriyorlar Bunlar silahlı bir güç'' dedi. Şırnak Baro Başkanı Nurşirevan Elçi, koruculuk sisteminin bölgede kan ve töre cinayetlerinin seyrini değiştirecek kadar ciddi bir tehlikeye dönüştüğünü vurguladı. Elçi, "Cahil insanların eline silah verirseniz olacağı buydu. Toplum bu baskıyı şimdiye kadar hiç bu kadar hissetmedi" dedi. Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar da koruculuk sisteminin altyapısı olmayan bir sistem olduğunu belirterek, "Sistem denetimsiz bir güç oluşturdu. Korucuları Ergenekon destekliyor" diye konuştu.
Silahlar balistik incelemede
Bilge köyündeki katliamın devletin koruculara verdiği silahlarla mı yoksa başkalarıyla mı işlendiği sorusu henüz yanıt bulmadı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, "silahların korucuların" açıklamasına karşın, balistik incelemenin henüz tamamlanmadığı anlaşıldı. Edinilen bilgiye göre güvenlik güçleri, katliamı gerçekleştirenlerin evlerinde ya da üstlerindeki silahlara el koydu. Bu silahların devletin koruculara verdiği silahlar olduğu belirlendi. Ancak, katliamın el konulan silahlarla mı yoksa başka silahlarla mı işlendiği henüz netlik kazanmadı. Katliamın hangi silahlar ile işlendiği devam eden balistik inceleme sonucunda ortaya çıkacak. Öte yandan köyde bulunan 2'si ruhsatsız 27 silahın balistik incelemesinin Diyarbakır'da yapılacağı belirtildi. Dün öğleden sonra Diyarbakır'a götürülen silahların katliamda kullanılıp kullanılmadığının 2 gün süren balistik inceleme sonucunda belirleneceği kaydedildi.
Sabah