10 kuyuyla Türkiye’yi geçtiler
Kuzey Irak dün tarihi bir gün yaşadı.
Bölgede çıkarılan ham petrol tarihi boyunca ilk kez ihraç ediliyor.
Petrolü çıkaran konsorsiyumun en önemli ortağı Çukurova Grubu
Başkanı Mehmet Emin Karamehmet ile Mehmet Sepil'in birlikte kurduğu Genel Enerji.
Başka bir deyişle ilk kez bir Türk firması da yurtdışından çıkardığı petrolü Türkiye'ye pompalamış oldu.
Petrolün ihraç yolu Türkiye.
Daha doğrusu Kerkük-Ceyhan boru hattı.
Hattın Irak kısmındaki bölümüne ham petrol pompalandığı için Türkiye'nin herhangi bir onay vermesi gerekmiyor.
Ancak dünkü açılışın Kuzey Irak için ne kadar kritik olduğunu,
Devlet Başkanı Celal Talabani ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani törene birlikte katılarak ortaya koydu.
***
Halihazırda iki petrol bölgesinden günde 100 bin varil petrol pompalanacak.
Tawke ve Tag Tag adlı iki ayrı sahanın petrolü bu şekilde Ceyhan'a akacak.
Bu miktar bir buçuk yıl içerisinde günlük 250 bin varile çıkarılacak.
Kuzey Irak Hükümeti Enerji Bakanı Ashti Hawrani 4 yıl içerisinde hedefin günlük 1 milyon varile ulaşmak olduğunu açıkladı.
Bu miktarların büyüklüğünü anlamak açısından Türkiye'nin halihazırda günlük üretiminin 50 bin varil olduğunu belirtmek yeterli.
Türkiye'nin günlük petrol tüketimi ise 500 bin varil civarında.
Kuzey Irak hedeflediği üretime ulaşabilirse, Irak'ın bugünkü üretiminin de yüzde 50'sine erişmiş olacak.
***
Tag Tag, Kerkük'ün kuzey sınırında bir bölge.
2002'de henüz Saddam görevde iken Genel Enerji ile anlaşmayı Süleymaniye'de Talabani imzalamış.
2003 Şubat'ında kuyu açma ruhsatı verilmiş.
Genel Enerji'nin mühendisleri kuyu açarken, Bağdat'ı bombalayan ABD uçakları üzerinden geçiyormuş.
Genel Enerji rezerv olarak güçlü ama siyaseten istikrarsız bir bölgede büyük risk alarak 6 yıldır çalışmış.
Toplam 16 milyar varile ulaşan ve değeri 6-7 milyar doları bulan (Genel Enerji'ye düşen pay) 5 ayrı sahada çalışma yapıyorlar.
Tag Tag ve Tawke, ilk üretim yapılan sahalar.
Bulunan petrolün kalitesi bir yana, aynı zamanda yüksek tazyik var.
Bu sebeple, petrol sahaları "artezyen" kuyu tarzında.
Yani Türkiye'de görüldüğü gibi "atbaşı" tabir edilen "tulumba" tarzı pompalar yok.
Kuyuların verimliliğini anlatmak açısından, Türkiye'de 750 kuyudan çıkarılan petrole eşdeğer miktar Tag Tag'ta 10 kuyudan çıkarılıyor.
***
Ne var ki, bölgede risk faktörü hâlâ bitmiş değil.
Bağdat Yönetimi ile Kürtler arasında petrolün pazarlanması ve saha anlaşmaları konusunda gerginlik sürüyor.
Petrolün pazarlanmasını SOMO isimli Irak devlet firması üstleniyor.
Satıştan elde edilen gelirin yüzde 12'si Genel Enerji'nin de ortağı olduğu firmalara, yüzde 17'si Kuzey Irak'a, gerisi de Bağdat yönetiminin hazinesine kalacak.
Kürtler, buna karşılık tüm Irak'ın petrol satışından da yüzde 17 pay talep ediyorlar.
Ancak bu yüzde 17 uygulamasının Anayasal dayanağı henüz yok.
Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani konuşmasında, "Adil ve kalıcı bir Gelir Paylaşım Yasası onaylanmazsa sonuçlar ağır olacaktır" dedi.
Barzani konuşmasının devamında şöyle tehditte bulundu: "Ülkenin güvenliği, bütünlüğü ve geleceği risk altında kalır."
***
Bağdat ve Erbil arasında sağlıklı ve adil bir anlaşmaya varılması ve yürümesi halinde, Kürtler'in Irak'tan ayrılma heveslerinin kırılacağı görülüyor.
Dünkü açılışta da bu konudaki vurgular dikkat çekiciydi.
Irak Başbakanı Neçirvan Barzani de Irak Devlet Başkanı Celal Talabani de, Kuzey Irak'ta çıkan petrolün Irak'a ait olduğunu ve halkın refahını artıracağını vurguladı.
Tabii aksi bölgede istenmeyen gelişmelerin, hatta çatışmaların da gündeme gelmesine sebep olabilir.
Petrol üretimi düşmeye başlayan ve geliri açık verdiği için Kuzey Irak'tan gelen sıcak paranın Bağdat'ı da ikna etmesi beklenebilir.
Kısaca Kürt yönetimi Türk şirketinin çıkardığı ham petrolü
"fiili durum" oluşturarak, Türkiye üzerinden ihraç etmeye başladı.
Bölgeye etkilerini bekleyip göreceğiz.
KUZEY IRAK’TA DENGELER DEĞİŞTİ
Kuzey Irak Enerji Bakanı Ashti Hawrani dün doğalgaz konusunda da çalışma yaptıklarını ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya gaz taşıması planlanan NOBUCCO'ya da bağlanacaklarını söyledi.
Yani Türkiye, Irak ve Kuzey Irak üçgeni ikinci bir kemerle de bağlanmış olacak.
Erbil'de dün yapılan sembolik tören, bir yönüyle bölgedeki stratejik değerlendirmeleri de değiştirdi.
"Kerkük ve petrol sahaları olmadan Kürtler ekonomik olarak ayakta kalamaz" tezi çökmüş oldu.
"Kürtler bağımsızlık peşinde, petrolü Bağdat'la paylaşmak istemiyor" görüşü iflas etti.
Kuzey Irak yönetiminin Türkiye ile ticari bağlarını artırması, PKK'nın Kandil'de barınma imkan ve alanlarını da daraltacak.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Kuzey Irak politikasını, değişen parametrelere göre yeniden tanımlaması artık kaçınılmaz.
Musul'un Osmanlı'dan koparılmasına neden olan "neft" bakalım bu kez Türkiye ile Kürtler'i birleştiren "barış kemeri" haline gelecek mi?