Tahvil faizlerindeki hareketlilik varlık fiyatlarının seyrinde belirleyici unsur olarak çalışmaya devam ederken bu hafta merkez bankalarının yoğun bir toplantı trafiğinin olması ise enflasyon-faiz denklemi doğrultusunda para politikası tarafında verilecek sinyallerin de volatilite yaratabileceğine işaret ediyor. Bu kapsamda hafta içinde Fed toplantısının yanında İngiltere Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası’nın toplantılarını takip edeceğiz. Gelişmekte olan ülkelerde ise TCMB ve Brezilya Merkez Bankası’nın toplantıları öne çıkıyor.
Yurtiçi piyasalar açısından haftanın en önemli konu başlığını Perşembe günü gerçekleştirilecek olan PPK toplantısı oluşturuyor. Hatırlanacağı gibi Aralık ayında politika faizini 200 baz puanlık artırımla %17 seviyesine taşıyan Merkez Bankası son iki ayda ise beklemede kalmayı tercih etmişti. Toplantı öncesinde anket sonuçları 100 baz puan civarında bir faiz artırımına işaret ediyor. Özellikle yukarı yönlü bir eğilim izleyen enflasyonun henüz zirve yapmadığını düşünürsek artırım ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Şubat ayında %15,61’e yükselen enflasyonun Nisan ayına kadar yıllık bazda %15-17 arasında hareket etmesini bekliyoruz. Bu noktada atılacak adımın Merkez Bankası’nın özellikle enflasyondan ne derece endişe duyduğuna bağlı olacağını düşünüyoruz.
Haftanın bir diğer önemli konu başlığını ise Fed toplantısı oluşturuyor. Pandemi ile mücadele çerçevesinde oldukça güçlü adımlar attığı için Fed’in Çarşamba günü sonuçlanacak toplantısında para politikasında değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Diğer taraftan, Fed bu toplantıda güncel makroekonomik tahminlerini de açıklayacak. Ancak Merkez Bankası’nın enflasyon konusunda rahat olduğunu düşünürsek üyelerin ortalama faiz tahmininde belirgin bir farklılık göremeyebiliriz. Dolayısıyla özellikle varlık alımlarının seyri başta olmak üzere enflasyonun görünümü ve tahvil faizlerinin seyrine ilişkin aksiyon değişikliğine işaret eden bir yorum gelmezse toplantının genel hatlarıyla piyasalar açısından nötr sonuçlar yaratacağını söyleyebiliriz.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul haftayı 1550 puanın üzerinde kapattı. BIST-100 endeksi ağırlıklı olarak yukarı yönlü bir eğilim sergilediği haftayı %1’lik değer kazanımı ile tamamladı. Endeks böylece son iki haftada sergilediği performansla Şubat ayının son haftasındaki %5,7’lik değer kaybını önemli ölçüde geri almış oldu. 1550 puanın üzerinde kalındıkça endeksin ilk hedefinin 1580 puan olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Yılın başından bu yana direnç olarak çalışan bu seviyenin aşılıp aşılmayacağı ise sonrasında izlenecek patikanın yönü konusunda fikir verecektir.
EUR/USD 1,1950’nin üzerini test etmeye devam ediyor. Geride bıraktığımız hafta başında 190 baz puana yakın olan 10 yıl vadeli ABD ve Almanya tahvil faizleri arasındaki makasın 180 baz puana doğru geri çekilmesi paritenin sıklıkla dikkat çektiğimiz 1,1950’nin üzerini test etmesini sağlıyor. Ancak faiz farkının yeniden 190 baz puanı aşmış olması bu bölgede güçlü bir performans sergilenmesine çok fazla izin vermiyor. Kaldı ki, ECB’nin verdiği mesajların tahvil faizlerindeki yükselişten rahatsız olunduğuna yönelik bir tablo çizmesi de EUR açısından şartları zorlaştırır nitelikte. Risklere rağmen 1,1950’nin üzerinde kapanışlar yapılması ise 1,1975 ara direnç olmak üzere yukarıda 1,2040 seviyesine doğru bir hareket alanı oluşmasını sağlayabilir. Ancak henüz 1,1950’nin üzerinde güçlü bir eğilim oluşmuş değil. 1,1930’un altı ise baskının artmasına neden olabilir.
TL PPK toplantısını bekleyecek. Ağırlıklı piyasa beklentisi son iki toplantısında politika faizini sabit tutan TCMB’nin bu kez 100 baz puan civarında artırım yapabileceği yönünde. Özellikle yukarı yönlü bir eğilim izleyen enflasyonun henüz zirve yapmadığını düşünürsek artırım ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi Şubat ayında TÜFE %0,8 civarında yoğunlaşan tahminlerin üzerinde %0,91 oranında artış göstermişti. Gerçekleşme sonrasında 12 aylık TÜFE %14,97 seviyesinden %15,61’e yükseldi. Nisan ayına kadar yıllık bazda %15-17 arasında rakamlar görme ihtimalimizin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonun görünümü nedeniyle TCMB’nin faiz artırım opsiyonunu kullanması durumunda TL’nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden de pozitif ayrışarak güç kazandığını görebiliriz. Toplantı tarihine kadar küresel risk iştahında ciddi bir değişim olmaz ise kurun haftanın ilk yarısında önemli bir değişim göstermeyerek PPK toplantısını beklemesi ise olası duruyor.
Ons altın güç toplamaya çalışıyor. Endişeleri hafifleten enflasyon rakamı ve başarılı geçen tahvil ihalelerinin ardından yönünü aşağı çeviren tahvil faizleri ABD Başkanı Biden’ın 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketini imzalamasının ardından haftanın son işlem gününde yeniden yükselişe geçince altının ons fiyatının 1700 doların altını test ettiğini gördük. Ancak bu bölgede çok fazla kalıcı olmayan ons altın kısa vadeli göstergelerdeki tepki potansiyeline paralel olarak günün sonunda aşılmasının önem taşıdığını düşündüğümüz 1720 doların üzerinde kapanış yapmayı başardı. Bu seviyenin üzerinde kalınması durumunda yukarıda 1760 doların ana hedef olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Ancak bunun olabilmesi için ABD tahvil faizlerinin geri çekilmese bile sakin bir seyir izlemesi şart.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı