Eğİtİm uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, bu ödevlerin temel amacının öğrencilerin bilgi ve becerilerini gerçek yaşamlarında da kullanmalarını sağlamak olduğunun altını çizdi.. Kutlu, “Böylece eğitim sistemimizin en zayıf yönü olarak yıllardır vurgulanan öğrenilenlerin kullanılmaması veya sadece ezberlenmesi sorununun ortadan kaldırılması hedeflendi” dedi.
Performans ödevlerinin derste işlenen konuların tekrarının yapılması, öğrencilerde bağımsız düşünme ve çalışma, karar verme, yaratıcı düşünme, araştırma ve inceleme becerisi ile problem çözme yeteneğini de geliştirmeyi amaçladığını ifade eden Kutlu, şöyle devam etti:
Koruma isteği zarar veriyor
“Ancak, 2005 yılında eğitim hayatına giren performans ödevleri aradan geçen 5 yıla rağmen halen öğrencilerden çok velileri ilgilendiriyor. Bu durumun ortaya çıkmasında, öğretmenler tarafından verilen ödevlerin bazılarının temelde öğrenci düzeyinin üstünde olması, dersin amacı ve konusuna uygun olmayışı veya yeterince eğitsel değer taşımaması gibi sorunlar da etkili oluyor. Uygulamadaki yanlışlıklar çocuğun aileye, başka kişi veya internet gibi farklı ortamlara bağımlılığını artırıyor.”Kutlu, performans ödevlerinde hedeflenen noktaya gelinememesinde ödevlerin öğrenci düzeyinin üstünde olmasının yanı sıra toplumun geleneksel özelliklerinden biri olan aşırı koruyucu aile yapısının da etkili olduğunu söyledi.
Velilerin, çocuklarına yardımcı olmak amacıyla onların ödevlerinin tamamını veya büyük bölümünü yapmalarının kısa vadede sorunları çözmüş gibi görünse de uzun vadede çocukların gelişmelerine engel olduğunu anlatan Kutlu, şöyle konuştu:
“Aşırı koruyucu anne babalar çocuklarının ödevlerine yardımcı olmak yerine bizzat kendileri yaparak onlara zarar veriyor. Elbette ki anne ve babalar çocuklarının ödevlerine destek olabilirler, onların ödevlerini yapabilmeleri için gerekli koşulları sağlayabilirler. Ancak bu katkının miktarı sınırlı olmalı. Çocuk kendi gücünü görebilmeli, sorunlarını çözmek için mücadele etmeli. Çocuklar ancak böyle gelişebilir, ayakta durmayı, kendine yetmeyi öğrenebilir. Üstelik çözülen her sorun çocuğun zekasının gelişmesine, kendisine olan güven duygusunun artmasına katkı sağlar. Anne ve babalar çocuklarının ödevlerini yaparak değil onlara özgürlük vererek daha fazla yardımcı olabilirler.”