Ergenekon davasının bugünkü duruşmasına İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafında verilen iftar yemeği damgasını vurdu.
İkinci Ergenekon davasının 8’inci oturumuna Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcıları ile yargılamasını yapan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Köksal Şengün ve üye hakim Hasan Hüseyin Özese’nin katıldığı İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafında verilen iftar yemeği damgasını vurdu. Tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan, Emcet Olcaytu ve Hasan Atilla Uğur, Yeni Parti Genel Başkanı Tuncay Özkan savcı ve hakimlerin emniyet görevlileri ile yemek yemelerinin etik olmadığını belirterek eleştirdi. Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan, mahkemeye güveninin kalmadığını belirterek, "Heyetinizin çekilmesi gerekir" dedi.
11’i milletvekili 12 CHP’li de duruşmaya gözlemci olarak katıldı. Milletvekilleri duruşma salonunda avukatlara ayrılan bölümde oturdu.
İkinci Ergenekon davasının 8’inci oturumunda mahkeme heyetine başkan Köksal Şengün mazeretli olduğu için üye hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlık yaptı.
"SAVCILAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULSUN"
Duruşmada iddianamenin okunmasına geçilmeden önce söz alan tutuklu sanık Avukat Emcet Olcaytu, savcılığın dava açıldıktan sonra 29 EK klasörü mahkemeye gönderdiğini belirterek, savcıların suç işlediklerini söyledi. Savcılığın ek klasörleri dava açıldıktan sonra mahkemeye göndererek görevi ihmal suçunu işlediğini belirten Emcet Olcaytı, savcıların ek klasörleri ek iddianame hazırlamadan mahkemeye gönderemeyeceklerini savundu. Emcet Olcaytu, "Ancak bir ek iddianame hazırlanarak bu iddianamenin ekleri olarak mahkemeye gönderilebilirdi. Ancak savcılar bunu yapmamıştır. 20 Temmuz’da başlayan davada üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hala iddianame okunuyor. Eğer iddianame okunmayıp da ifadelere geçilseydi mahkemeniz ek iddianame olmadığı için bu klasörlere ilişkin ifademizi alamayacak doğla olarak da bu 29 klasörü reddetmek zorunda kalacaktı" dedi.
ÜYE HAKİM ÖZESE, "DAVETİNİZE UYARDIK"
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi eski Müdürü tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da 1998’de İstanbul Organize Suçlar Şubesi’ni kurduğunu 2003’e kadar da başında kaldığını söyledi.
Görev yaptığı 5 yıllık süre içinde 5 Ramazan geçirdiğini belirten Adil Serdar Saçan, "Sayın mahkeme başkanınız Köksal Şengün’ü tanıyorum ama sizi tanımıyorum. Siz de beni tanımıyor sunuz. 5 yıllık süre içerisinde sizleri hiç iftar yemeğine davet ettim mi? Sadece Sayın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’i davet ettim. Kendisi birlikte çalıştığımız hatırlatarak etik olmayacağını söyleyerek bu davetimi reddetti. O başsavcının savcıları katıldıkları bu iftar yemeğini etik buluyorlar mı? Beraber yemek yediğiniz adamlar benim hakkımda sahte tutanak tuttu diye şimdi mahkemenize güvenip nasıl anlatacağım. Onlarla oturup yemek yemişsiniz. Gözlerime inanamadım.
Savcıların gizlediği, benim DGM’den soruşturma yapmak için izin aldığım bir örgütten bahsediyorum. Bu örgütün, Fethullahcı kadronun emniyet içinde yapılandığından bahsediyorum. Gözaltına alındığımda bir tek ben nezarete konuldum. Paşalar ve diğerleri nezarete konulmadı. 25 yıl hizmet verdiğim meslektaşlarım bunun hıncını alarak beni nezarete attılar. Çünkü Fethullahçılar. Sizde onlarla beraber yemek yediniz. Sizden nasıl adalet bekleyeceğim. Mahkemenize güvenim kalmadı. Artık size güvenim yok çekilmeniz gerekiyor" diye konuştu.
Mahkeme heyetine üyelik yapan Hasan Hüseyin Özese’nin "Davet etseydiniz sizin görevli olduğunuz zamanlarda da davetinize uyardık" diye konuşması üzerine, "Ben direkt Başsavcı Aykut Beyi davet ettim, Öbür türlü etik olmazdı. Yerimi bilirim ben bir polisim" diye yanıt verdi.
"OLAĞANÜSTÜ YARGILANMAK İSTEMİYORUM"
Bugüne kadar defalarca yargılandığını, ağır ceza mahkemelerinde 90 kez hakim karşısına çıktığına ifade eden Adil Serdar Saçan, Silivri’de yapılan Ergenekon yargılaması ile diğer ağır ceza mahkemelerinde yapılan yargılamaları karşılaştırdı.
Ergenekon davasının Silivirde yapıldığını belirten Adil Serdar Saçan, davanın görüldüğü İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki heyetli olmasının, diğer mahkemelerin aksine iddianameyi hazırlayan savcıların aynı zamanda duruşma savcısı olmasının bu mahkemeyi olağanüstü bir mahkeme yaptığını öne sürdü. Adil Serdar Saçan Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde olağanüstü bir yargılama yapılıp yapılmadığının karara bağlanmsını istedi.
Adil Serdar Saçan sözlerine şöyle devam etti:
"Burada olağanüstü bir yargılama var mıdır? Varsa bu olağanüstü yargılamanın arkasında karşı devrim mi var? Olağanüstü yargılanmak istemiyorum. Cezaevinde yatan binlerce tutuklu var. Onlara yapılan muammelenin aynısının bana da yapılmasını istiyorum. Tıpkı Deniz Seki gibi. 6 ay sonraya gün verip, 6 ay sonra hepimizin ifadesini alıp bir sefer de bitirin. Bana farklı davranmayın. 20 Temmuz’dan beri savunmamızı alın diyorum Tutuklayıp içeri atıyorsunuz. Savunmamızı almıyorsunuz. Ayrıca bu dava da ifade veren gizli tanıkların, sanık olarak kendi yargılandıkları davada etkin pişmalık yasasından yararlanıp yararlanmadıklarının sorulmasını istiyorum."
Adil Serdar Saçan’dan sonra söz alan emekli Albay Hasan Atilla Uğur’da Ergenekon davasın bakan hakim ve savcıların emniyet tarafından verilen iftar yemeğine katılmasının etik olmadığını söyledi.
Radikal