TÜRKİYE Barolar Birliği’nin hazırladığı “Tutuklama Raporu”, AKP’nin iktidarda olduğu son yedi yılda, cezaevlerindeki tutuklu sayısının hükümlü sayısını aştığını ortaya koydu. Rapora göre, 2004 yılından bu yana cezaevindeki tutuklular ile hükümlüler arasındaki makas tamamen açıldı. Son yedi yılda cezaevlerindeki toplam tutuklu sayısı 338 bin 520 iken, hükümlü sayısı 266 bin 986 olarak hesaplandı.
Kural değil istisna Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi tarafından “Tutuklama Raporu” hazırlandı. TBB Başkanı Ahsen Coşar raporun sunuşunda, “tutuklama kararının” özgürlük hakkına hukuk yoluyla da olsa tecavüz niteliği taşıdığını ifade etti. Coşar, “Tutuklama kararı, adli yargılama hakkı ile doğrudan ilişkili ve yine ceza değil bir önlem, kural değil bir istisna olduğu için son derece dikkatli biçimde verilmesi gereken bir yargı kararıdır. Ne yazık ki, ülkemizde mahkemeler tarafından çok sık ve çoğu zamanda keyfi olarak verilmekte, tutuklama kararları, istisna ve önlem olmaktan çıkarak kural ve hatta cezaya dönüştürülmektedir” dedi.
Açık daha da büyüdü
Rapora göre, Türkiye’de son yedi yılda cezaevinde bulunan tutuklu sayısı hükümlü sayısını aştı. Raporda, “Rakamlar en genel yorumla, olması gerekenin aksine tutuklu sayısının hükümlülere göre giderek arttığını, CMK düzenlemesinin (2005) ardından beklentilerin aksine, bu açığın daha da büyüdüğünü göstermektedir” denildi. Cezaevlerindekilerin yüzde 56’sı tutuklu konumunda bulunuyor. Rapora göre dünya standartlarında tutuklu ve hükümlü oranlarının “üçte bir tutuklu, üçte iki hükümlü” olarak belirleniyor.
Yargıçlar kolay karar veriyor
TBB İnsan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Rona Aybay da, raporun önsözünde, son günlerde Türkiye’de tutukluluğun önemle üzerinde
durulması gereken güncel bir sorun haline geldiğinin apaçık bir gerçek olduğunu ifade etti. Türkiye’de tutuklama karar ve oranlarına dikkat
çeken Prof. Dr. Aybay, şöyle dedi:
Tutuksuz yargılama
“Tutuklu sayısının ve oranının fazlalığı ile uzayan tutukluluk süreleri, tutukluluk konusunda hukuk devleti açısından gelişmiş olan ülkeler karşısında Türkiye’nin durumunun çok olumsuz bir tablo oluşturduğunu göstermektedir. Yargıçlarımız, tutukluluk kararlarını ve tutukluluk halinin devamına ilişkin kararları, çok kolay verir görünmektedir. Bu yüzden, özellikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile getirilmiş düzenlemeler karşısında bir ‘ayrıksılık’ (istisna) olması gereken tutukluluk ‘kural’ haline getirilmiş, tutuksuz yargılama ise ayrıksılık (istisna) gibi olmuş gibidir.”