Başbakan’ın ‘Kemal Abi’si var ya.. İki ay öncesine kadar bakan olan..
6,5 yıl maliyeyi elinde tutan..
Cleveland’ta geçirdiği by-pass ameliyatının üstüne Eskişehir’deki yerel seçim yenilgisi eklenince koltuğu bırakmak zorunda kaldı..
Zorunlu istirahat yani..
Kemal Unakıtan, tası tarağı toplayıp İstanbul’a geldi.. Ankara’ya pek uğramaz oldu..
Kemal Abi, biraz çarşı pazar..
Biraz da sanayi sitelerini tur atınca..
Bir kaç işadamı ile samimi sohbetler yapınca..
Gerçeği görmüş..
Kriz insanların ümüğünü sıkmış..
*
Yeni mi anlamış diyeceksiniz?
Evet..
İşte sözleri: “Ben maaşlı adamım. Milletvekilliğim, maaş aldığım için beni etkilemedi. Hatta fiyatlar düştüğü için alım gücüm arttı.. Zaten krizlerde Ankara çok etkilenmez.. Ama İstanbul öyle değil, çok etkilendi.. Bugün bir işadamı geldi. ‘Çok şükür şimdiye kadar kapıya haciz memuru getirmedim’ dedi. Yani büyük bir başarı olarak bunu görüyor. Zor bir iş.”
*
Başbakan’ın, bakanların Ankara’nın krizi hafife alan tavrını şimdi anladınız mı?
Bize bir şey olmaz..
En az biz etkileneceğiz..
Hatta krizden kârlı çıkacağız sözlerini..
Kriz onlara uğramadı..
Devletten maaş aldıkları için..
Maaş alamama, geç alma, eksik alma endişesi yaşamadıkları için..
Güne, bugün işsiz kalır mıyım korkusuyla başlamadıkları için..
Krizi umursamamışlar!..
Kemal Abi ne diyor; krizde alım gücüm arttı diyor..
Başbakan da krizden kârlı çıkacağız dememiş miydi?
Anlıyoruz ki kendi için söylermiş..
Kemal Abi böyle diyor..
*
Çizdiği acı tablodan sonra gazeteciler eski Maliye Bakanı’na sormuşlar; Ama Başbakan teğet geçecek dedi..
Unakıtan’ın cevabı..
“Başbakan kendisini anlatmış olabilir. Ama İstanbul öyle değil.”
*
Biz de siftah yapamadıkça..
Kepenk kapattıkça..
Eve para götüremedikçe..
Borçlar katlanarak büyüdükçe..
İşsiz kalıp kahvenin yolunun tutukça..
Başbakan’ın ‘kriz teğet geçecek’ sözüne şaşıyorduk.. Aklımız almıyordu.. Bu nasıl teğet, delip geçti diye kızıyorduk..
Meğer Başbakan kendi için söylüyormuş..
Kemal Abi böyle diyor!
***
1994’te İstanbul’u kim yönetiyordu?
Başbakan, başarı öyküsünü anlatmak için hep geçmişle bugünü kıyaslar..
Çoğu zaman uygun düşmez ama yapar..
Mesela hâlâ 2001 Türkiye’si ile bugünü kıyaslar.. Gerçi son zamanlar da yapamıyor..
Kriz, 2001’i aratır hale getirdi de..
Neyse..
Dün İstanbul’da yaptıklarını anlatırken yine kıyaslama yaptı..
Mesela..
2004’te 44 kilometre olan raylı sistemi 76 kilometreye çıkardık dedi..
2004’te günde 175 bin yolcu taşıyan İDO günde 410 bin yolcu taşıyor dedi..
Milat 2004..
Öncesi..
İstanbul’u başkaları mı yönetiyordu?
Mesela 1994’te, 1997’de..
Tayyip Erdoğan yönetiyordu..
Bu kenti 15 yıldır aynı zihniyet yönetiyor..
Başbakan İstanbul’u 2004’te devralmışlar gibi kıyaslama yapıyor..
Kendi dönemi dahil geçmişi yok mu sayıyor.. Yoksa 15 yıl önce ile karşılaştırmak ayıp olur diye mi düşündü?
*
Şunu da anlamıyorum..
Sanki Türkiye yerinde sayıyor da İDO’ya gemi almak bile büyük başarı oluyor..
Dünya ne kadar büyüyorsa, gelişiyorsa..
Türkiye de o kadar büyüyor..
15 yılda herhalde bir şeyler yapılacak değil mi?