Şener, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında bugün açıklanan büyüme rakamını anımsatarak, Türkiye ekonomisinin 2009’un ilk çeyreğinde yüzde 13,8’lik daralma açıklamasının kritik MGK toplantısı ile aynı günde yapılmasına dikkat çekti. Ekonomik verilerin önemli veriler olduğunu, diğer gündem maddeleri içinde boğulamaması gerektiğini ifade eden Şener, Hükümet’in ekonomik sorunları çözmek yerine gündem maddeleri arasına serpiştirdiğini kaydetti. Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında ekonomik krizden en fazla zarar gören, üretim kapasitesi en fazla düşen, küçülme oranı en fazla olan ülke olduğunu vurgulayan Şener, “Bir ülkenin üretimi yok oluyorsa, bütün sektörleri zarar ediyorsa ortada bir sorun var demektir, bu ülkenin ekonomi yönetiminde bir sorun var demektir” diye konuştu.
Türkiye’nin en yüksek işsizlik oranına sahip 3. ülke olarak göründüğünü söyleyen Şener, gerçek işsizlik rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin dünyadaki en yüksek işsizlik oranına sahip olduğunu savundu. Şener, Türkiye’de nüfusun yüzde 30’unun tarım kesimi olduğunu ve tarımın gizli işsizlerin sığınma yeri olduğunu, tarımdışı işsizliğin yüzde 18, genç nüfustaki işsizlik oranının ise yüzde 27,5 olduğunu kaydederek, iş bulamadığı için aramaktan vazgeçenlerin de hesaba katılması durumunda Türkiye’deki gerçek işsizliğin yüzde 30’a yakın olduğunu söyledi.
-“KRİZİN DAMARDAN GİRDİĞİ TEK ÜLKE TÜRKİYE”-
Krizin etkisi bakımından dünyadaki ülkelerini “krizin teğet geçtiği ülkeler”, “krizin damardan girdiği ülkeler” ve “diğer ülkeler” olarak 3’e ayıran Şener, “krizin teğet geçtiği ülkeler” olarak adlandırdığı birinci grupta 2009’un ilk çeyreğinde yüzde 6 büyüyen Çin, yüzde 5.8 büyüyen Hindistan, yüzde 4,4 büyüyen Endonezya, Mısır, Yunanistan, Polonya, Arjantin, Venezuela, İsrail’in yer aldığını, bu ülkelerin krizden etkilenmediklerini, aksine ekonomilerini büyüttüklerini anlattı. “Krizin damardan girdiği ülkeler” olarak adlandırdığı ikinci gruptaki tek ülkenin Türkiye olduğunu öne süren Şener, Türkiye’nin çift haneli küçülme oranına sahip olan tek ülke olduğunu ifade etti. Bu grupta sayılabilecek Singapur ve Tayvan’ın özel durumdaki küçük ülkeler oldukları için hesaba katılmaması gerektiğini bildiren Şener, bu iki ülke hesaba katılmadığında dünyada Türkiye’den başka hiçbir ülkenin bu kadar derin bir küçülme yaşamadığını ifade etti. Türkiye ekonomisindeki küçülmenin Hükümet ve Başbakan’ın ekonomi yönetimine olan duyarsızlığından kaynaklandığını ileri süren Şener, “2007 seçimlerinden beri ‘Şunu yaptık, iyi yaptık’ diyebilecekleri tek bir şey yok” dedi.
-“DÜNYANIN EN BAŞARISIZ HÜKÜMETİ”-
Şener, Hükümet’in ülkede kutuplaşma yaratarak sorunları görmezden gelmeye çalıştığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomi, üzerinde durulması gereken en temel sorundur. Verdiğimiz tablo açıktır. Türkiye, işsizlikte dünya rekoru kırmaktadır, ekonomik küçülmede dünya rekoru kırmaktadır. Ekonomi yönetiminde Recep Tayyip Erdoğan hükümeti dünyanın en başarısız hükümetidir. Halkın taleplerine duyarsız olan hükümetin de dünyanın en başarısız hükümeti olması doğaldır.”
-“ŞU ANKİ KRİZ 2001’DEN DAHA DERİN”-
Bir soru üzerine, şu anki krizin 2001 krizinden daha derin ve yıpratıcı olduğunu ifade eden Şener, bu krizle dünya ekonomisinin yeniden yapılandırılacağını, ancak Hükümet’in kriz sonrası ülke ekonomisinin nasıl yeniden yapılanacağına ilişkin vizyonunun olmadığını, bu yüzden Türkiye’nin krizin merkezindeki ülkelerden daha fazla küçüldüğünü söyledi. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın "Tünelin sonunda bir ışık göründü. Ancak bu ışık tünelin öbür tarafa çıkışını mı gösteriyor, yoksa üzerimize gelen arabayı mı?" sözlerini de değerlendiren Şener, “O ışık tünelde üzerimize yaklaşan bir trenin ışığıdır” dedi.
Türkiye’nin ekonomisiyle dışarıdan yeniden yapılandırıldığını söyleyen Şener, siyasetin dış etkilerden korunması gerektiğini ifade etti. Şener şöyle konuştu:
“Bu ülkenin sahibi bu insanlardır. Biz bu insanlarla birlikte kurumlarımızla birlikte dayanışma içinde olmak zorundayız. Kurumlararası güvensizliğin Türkiye’yi kötü noktalara sürükleyeceği kanaatindeyim. Türkiye’nin kendi geleceğine sahip olması lazım. Ülkede kurumlar ve insanlar birbirlerine güvenmezlerse ülkenin geleceğine ilişkin senaryolar dışarıda hazırlanırlar. Bu, arzu edilen bir durum değildir. Tüm kurumlarla birlikte yeniden bu ülkenin bir araya gelmesi gereklidir.”
Hükümet’in açıkladığı ekonomik teşvik paketini “Dostlar alışverişte görünsün paketi” olarak niteleyen Şener, mevcut sektörler çökerken yeni yatırımlara teşvik vermenin anlamlı olmadığını kaydetti.
Türkiye’nin gündemini bir süredir meşgul eden “İrticayla Mücadele Eylem Planı”na ilişkin soruyu da yanıtlayan Şener, her halûkarda demokrasiden, hukuk devletinden ve insan haklarından yana olduklarını belirterek oluşan gündemin Türkiye’ye zarar verdiğini, demokrasinin güçlendirilmesi için tüm kurumların çalışması gerektiğini ifade etti. “Müdahale dönemleri yargılanabilmelidir” diyen Şener, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin değişikliği temel itibariyle doğru bulsalar da kamuoyunda, komisyonlarda, TBMM Genel Kurulunda görüşülmeden yapılmasını yadırgadıklarını belirterek “Sanki bir yerlerden bir şeyler kaçırılıyormuş gibi olmamalıydı” dedi.