Dün memleketin hali vahim diye başlamıştım yazıya..
İnsanlar kaygılı, umutsuz, mutsuz..
Türk Kürde..
Kürt Türk’e ters bakar hale geldi diyerek sürdürmüştüm yazıyı..
Önerim şuydu..
Erdoğan ile Baykal.. Erdoğan ile Bahçeli, Türk oturup konuşsunlar..
Sokaktaki tansiyonu düşürmenin en etkin yolu bu..
Erdoğan ile Baykal 3.5 yıldır bir araya gelmiyor..
Erdoğan ile Bahçeli 6.5 yıldır..
Demek ki iktidar ile muhalefet yıllardır ülkenin meselelerini oturup konuşmuyor..
Zamanı gelmedi mi?
* * *
Bu yazım üzerine dün CHP lideri Baykal’la telefonla konuştum..
Sözlerinden çıkardığım flaş cümle şu..
“İktidar bu anlayışıyla devam ettiği sürece biz konuşsak da konuşmasak da bir şey değişmez”
Baykal yeni bir durum söz konusu diyor.. Başbakan’ın çok ciddi değerlendirme yapmasını istiyor..
Peki o zaman?
Yani yeni bir durum söz konusu olursa..
Baykal gülerek sözlerine devam etti..
“Deniz ile Recep bir araya gelince Türkiye huzura kavuşacaksa.. Yapabileceğimiz ne varsa yapmaya hazırız”
Peki, iki lider bir araya gelirse Türkiye huzura kavuşur mu?
Baykal temel bakış farklılıklarına dikkat çekiyor..
* * *
Anladığım şu.. Baykal, konuşmuş olmak için konuşacaksak birbirimizi yanıltmayalım, insanları aldatmayalım havasında..
Zaten 3.5 yıldır hal hatır sormaların dışında konuşmuyorlar..
Baykal; “Başbakan ile ana muhalefet liderinin 3.5 yıldır ülke meselelerini konuşmaması sağlıklı bir durum değil” diyor ve ekliyor:
“Ama yaşanan krizin nedeni değil, sonucu..”
* * *
Baykal, meselenin iyi anlaşılması lazım, iyi değerlendirilmesi lazım diyerek bu gidişatın 2005 yılında başladığını söyledi..
Yeni değil dedi..
“2005 yılının Temmuz ayında Meclis’in son günüydü, tatile giriyordu. Arkadaşlarla toplandık. O zaman şu değerlendirmeyi yaptım. Ülke tehlikeli istikamete girdi. Bu tablo karşısında birilerinin gidişe el koyması lazım dedim. Anayasal kuruluşlar değil vatandaşın duruma el koyması, ülkeye sahip çıkması lazım dedim. 2005 yılında durumu ilan ettim. Dikkate alan olmadı. Siyasi bir konuşma diye geçiştirildi. O zaman büyük gerilimlerin düğmesine basılmamıştı. Bugün bu tespiti artık vatandaşlar yapıyor.”
* * *
CHP lideri Baykal’la Türkiye’nin bugünkü fotoğrafı üzerine konuştuk.. Gerilimlerden, kaygılardan, etnik kimliğe dayalı ters bakışlardan, sokak çatışmalarından..
Baykal; “Açılımın ilk günlerinde bunları söyledik. Aman dikkat dedik. Yapmayın dedik. Bizi suçladılar, onları alkışladılar. Yanlış olduğunu ısrarla söyledik. Şimdi herkes görmeye başladı” dedi..
Baykal’a o zaman Başbakan ile görüşüp bunları söyleseydiniz dedim..
“Oyunun içine bizi de çekmeye çalışıyorlardı. Bu sonucu gördüğümüz için görüşmedik” yanıtını verdi..
Peki ya bugün diye sordum..
Yanıtı netti: “Türkiye’yi buraya muhalefet getirmedi ki. Sorumlusu muhalefet değil iktidardır”
* * *
İktidar ‘kabul, bazı yanlışlar yaptık, amacımız bu değildi’ derse..
Sil baştan yapalım, bu işi sıfırdan ele alalım diye ortaya çıkarsa..
Toplumsal mutabakat ararsa..
Siyasette diyalog kapıları açılır mı?
Baykal ‘o ikinci aşama’ diyerek bugünden yorum yapmadı..
* * *
Türkiye’yi geren bir başka konuda kürsü atışmaları.. Liderlerin birbirini ağır dille suçlaması.. Ankara’nın havası sokağı gerdikçe geriyor..
Baykal’la bu konuyu da konuştuk..
“40 yıllık siyasi hayatımda kimseye bölücü ve hain demedim. En çatışmalı, en gergin günlerde bile demedim. Bugün diyorsam düşünülmesi gerekir. Sonuç bu.. O sözleri küfür diye kullanmadım. Sonuçtur.”
* * *
Gördüğüm şu..
Başbakan’ın tavrı, izleyeceği yöntem siyasette belirleyici olacak..
MEHMET TEZKAN MİLLİYET