Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Ülkelerimizin arasında 6000 km olsa da kalplerin arasına sınır çizilemeyeceğini biliyorsunuz.
Gönül dilini konuşan aynı idealleri savunan yönünü geçmişe değil geleceğe dönen dost bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak aranızda bulunuyorum.
Meclisler millet iradesinin vücut bulduğu ve hayata geçtiği yerler olarak demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Milletimizin Kurtuluş Savaşı'nın sevk ve idaresini yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğu 1920 yılından bugüne kadar karşı karşıya kaldığı zorluklar karşısında yılmadan fedakârca çalışmalarına devam etmiştir.
Milli iradenin temsilcisi olma vasfında önüne çıkan tüm engellere rağmen sıkı sıkıya sahip çıkan meclisimiz demokrasimizin de teminatı olmayı hep sürdürmüştür.
Son olarak 15 Temmuz 2016 tarihinde demokrasimize kasteden Fetö terör örgütünün darbe teşebbüsünün boşa çıkarılmasında meclisimiz önemli rol oynamıştır. Meclisimiz üzerine yağan bombalara rağmen çalışmalarını sürdürmüştür.
Türk demokrasisinin güvencesi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kendi meclisimiz gibi milli birliğin ve millet iradesinin vücut bulduğu Angola Ulusal Meclisinde ülke demokrasisinin teminatı olarak görüyorum.
Angola Ulusal Meclisi'nin 220 üyesinin Angola ekonomik yapıcı rolü yakından takip ediyoruz. Bağımsızlığını elde ettiği 11 Kasım 1975'ten bu yana pek çok zorluğun üstesinden gelen Angola halkının birlik ve beraberlik içinde aydınlık yarınlarını da inşa edeceğine inanıyoruz.
Türkiye olarak kalkınma yolculuğunda dost Angola'nın yanında olmayı sürdürecektir.
Dünyanın yeni bir siyasi ve ekonomik sisteminin kuruluşunun eşiğinde olduğu şu dönemde böyle bir işbirliği tüm taraflar için verimli ve kazançlı olacaktır.
Biz sizlerle bu yolda birlikte yürümeye hazırız. Buradaki temsilcileri başta olmak üzere tüm Angolalı kardeşlerimizin de aynı hissiyat içinde olduğundan şüphe duymuyorum.
Afrika kıtası 1000 yıllık tarihi bağlarımızın bulunduğu ülkemizin en köklü ilişkilere sahip olduğu coğrafyalardan biridir.
Milletimizin Afrika hakları ile münasebetlerinin geçmişi 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu ortak tarihimizin en önemli özelliği ise karşılıklı saygıya samimiyete işbirliğine ve kardeşliğe dayanmasıdır.
Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan kolonyalizm utancı olmayan bir milletiz.
Bunun yanında bir asır önce zaferle taçlandırdığı İstiklal harbini dönemin emperyalist güçlerine karşı yürütmüş bir ülkeyiz.
Bugün de dünya beşten büyüktür diyerek küresel sistemdeki adaletsizliklere karşı mücadele ediyoruz.
İnsanlığın kaderinin İkinci Dünya Savaşı'nın galibi bir avuç ülkenin insafına bırakılamayacak ağını bırakılmaması gerektiğini savunuyoruz.
Dünya değişirken hayatımızın hemen her alanı değişirken diploması ticaret uluslararası ilişkiler köklü dönüşümlerden geçerken küresel güvenlik mimarisinin aynı kalması düşünülemez.
Hal böyleyken değişim ve reform taleplerine kulak tıkamak İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan statükoyu ısrarla devam ettirmeye çalışmak demektir. Değişim taleplerini görmezden gelmenin Afrika kıtasına ve kıtanın Angola gibi güçlü ülkelerde de haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Adil olmadığı gibi sürdürülebilir de değildir. Aynı tabloya bazı sömürgeci güçlerin Afrika kıtasına yönelik yaklaşımında da şahitlik ediyoruz.
Afrika halklarının uğrunda milyonlarca evladını kurban vererek elde ettikleri bağımsızlık özgürlük ve eşitlik kazanımlarını halen kabullenemeyenler var.
Türkiye olarak Afrika Kıtası'na yönelik batı merkezli oryantalist yaklaşımları reddediyoruz. Afrika Kıtası'ndaki tüm hakları hiçbir ayrım yapmadan dostumuz olarak görüyor muhabbetle bağrımıza basıyoruz.
Bu amaçla 2005 yılından itibaren pek çok adım attık. İlki 2008 yılında İstanbul'da ikincisi 2014 senesinde Afrika Ortaklık Zirvelerini düzenledik.
Türkiye burçlarıyla yaklaşık 5000 civarında Afrikalı öğrenci lisans yüksek lisans ve doktora alanında ücretsiz eğitim imkanı sunuyoruz. Son 25 senedir mezun ettiğimiz 11 bin öğrenci ise Türkiye'nin gönüllü elçileri olarak Afrikalı kardeşlerimize hizmet ediyor.
Türkiye Afrika'da bugün itibariyle 43 büyükelçiliği ile temsil faaliyetlerini sürdürüyor. Ankara'da Büyükelçiliği olan Afrika ülkelerinin sayısı ise 37'ye ulaştı.
Türkiye Afrika'nın sahip olduğu önemin farkındadır. Türkiye tarihi ile kültürü ile insanıyla Afrika kıtasının tüm dünyaya katı zenginliklerin ve her alandaki muazzam potansiyelinin bilincindedir.
Türkiye 33 milyonu bulan nüfusu dinamik ekonomisi çalışkan insanları vizyonel siyasi liderliğiyle Angola'nın büyük güçlü ve onurlu bir ülke olduğunun şuurunda İkili İlişkilerde bir taraf kazanırken diğerinin kaybettiği birinin diğerini sürekli tüketici olduğu bir denklemi asla kabul etmiyoruz.
Bizim amacımız birlikte kazanmak birlikte kalkınmak birlikte büyümek birlikte yol yürümektir. Angola doğal kaynakları maden ve petrol rezervleri ile bölgesinin parlayan yıldızıdır. Türkiye'de eğitimden sağlığa sanayiden enerji ulaşımdan turizme kadar hemen her alanda yaptığı atılımlarla dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri toplam nüfusları 120 milyona ulaşan ülkelerimizin birbirinden istifade edeceği pek çok imkan bulunuyor.
500 milyon dolarlık ticaret hacmi hedefinize zamanda ulaşacağımıza inanıyorum.
Angola'nın altyapısının geliştirilmesine ve üretim ekonomiye hizmete her alanda kapsamlı işbirliklerini açığız ve hazırız.
Parlamentolar arası ilişkilerimizi geliştirmekte önceliklerimiz arasında yer alıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde parlamentolar arası dostluk grubu bir dostluk kurumu kurulması hiç şüphesiz ilişkilerimizin gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Bugün şahit olduğumuz tablo geleceğe dair umutlarımızı daha da artırmıştır."
Hibya Haber Ajansı