İsrail'in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne sürdürdüğü saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 59 bini aştı. Filistin Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, son 24 saatte 134 kişi hayatını kaybederken, 1555 kişi yaralandı.
İsrail’in Mart ayında yeniden başlattığı saldırılarda yalnızca bu süreçte 8 binden fazla Filistinli yaşamını yitirdi, 30 bini aşkın kişi yaralandı. Gazze genelinde, sivil yerleşimler ve çadır bölgeleri hedef alınıyor; binlerce kişi hâlâ enkaz altında.
Sivil Bölgeler Hedefte: Yardım Noktaları da Vuruluyor
27 Mayıs’tan itibaren kurulan yardım dağıtım bölgelerinde 1021 Filistinli saldırılarda öldü, 6 binden fazlası yaralandı. Özellikle Han Yunus ve Deyr el-Belah gibi bölgelerde çadır kampları ve yardım kuyrukları bombalanıyor. İsrail savaş uçakları, Gazze kentindeki yerleşimlere ve sivillerin toplandığı alanlara saldırmaya devam ediyor.
Eski İsrail Genelkurmay Başkanı’ndan Tepki: “Savaş Suçu İşleniyor”
Eski Genelkurmay Başkanı Moshe Yaalon, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada İsrail hükümetinin sivillere yönelik uygulamalarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve savaş suçu sayıldığını belirtti. Aç bırakma, zorla göç ettirme, bombardımanlar ve keyfi öldürmelerin ahlaki değerlere aykırı olduğunu vurguladı.
İsrailli Yerleşimcilerden Su Kaynaklarına Saldırı
Batı Şeria’daki Ayn Samiye su tesisleri İsrailli yerleşimcilerin saldırıları sonucu hizmet veremez hale geldi. 70 binden fazla Filistinli temiz suya ulaşamıyor. Filistinli yetkililer, bu sabotajlara karşı uluslararası müdahale çağrısında bulundu.
Gazze’de Yardımlar Yetersiz, Avrupa’dan Tepki Yükseliyor
Almanya, insani yardım dağıtımının yetersiz ve etkisiz olduğunu belirterek, Gazze'deki durumun kabul edilemezliğine dikkat çekti. Belçika Kralı Philippe de Gazze'deki insani felaketi "insanlık adına bir utanç" olarak nitelendirdi.
Philippe, “Bu kriz çok uzun sürdü. Uluslararası toplum insan onurunu savunmalı” dedi.
İsrail'in saldırıları devam ederken, dünya kamuoyunun baskısı ve çağrıları her geçen gün artıyor. Ancak bölgedeki insani kriz, uluslararası hukuk ve temel insan hakları çerçevesinde büyük bir yara olmaya devam ediyor.