TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan 28 Şubat-27 Nisan alt komisyonunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazılı olarak yönelttiği soruların cevapları komisyona ulaştı.
Başbakan Erdoğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na gönderdiği cevapta, ''Yakın tarihimizdeki demokrasiye müdahale girişimlerine şahit olmuş, bazı müdahale girişimlerinde bizzat hedef seçilmiş ve mağduriyet yaşamış bir siyasetçi olarak, demokratikleşme sürecinin, öncelikle darbeci ve vesayetçi anlayışla mücadeleden geçtiğine inanıyorum'' dedi.
Erdoğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun kendisine yönelttiği soruları cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan, soruları yanıtlamadan önce yaptığı genel değerlendirmede, şu ana kadar başarılı, cesur ve samimi çalışmalardan dolayı komisyona şükranlarını ifade etti.
Demokrasinin en önemli tecelli mekanı olan TBMM çatısı altında, demokrasiye kasteden girişimlerin ele alındığı böyle önemli bir komisyonun kurulmasının çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun, milletin onlarca yıllık beklentisinin somut bir karşılığı ifade etti.
Erdoğan, sadece Türk siyaset ve demokrasi tarihine değil, ülkenin tarihine de kara leke olarak geçen darbelerin, muhtıra, müdahale ve ihtilallerin, hem Meclis tarafından aydınlatılmasının hem de yargı tarafından soruşturulmasının, demokrasi standartlarını yükselteceği, ülkenin, milletin geleceğine de ışık tutacağını vurguladı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Hükümetimizin ve Grup Başkanı olduğum AK Parti'nin özverili çabaları neticesinde Türkiye son derece cesur şekilde demokrasiye müdahale girişimleriyle yüzleşmekte, demokrasiye müdahale girişiminde bulunanların yargı önünde hesap verebilmeleri için gerekli adımlar atılarak darbelerle siyasi ve hukuki hesaplaşma zemini hazırlanmaktadır.
Demokrasiye müdahale girişimlerinin her zaman hedefi olan TBMM'nin, bu Komisyonumuz marifetiyle ortaya koyacağı kararlılık, inanıyorum ki yeni müdahale girişimlerinin önünü kesecek, darbeci ve vesayetçi zihniyetin etkisizleşmesine katkıda bulanacaktır.
İleri demokrasiye ulaşabilmemiz, darbeci ve vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Bu müdahaleci zihniyetin geriletilebilmesi ise ortaya büyük bir demokrasi ve hukuk mücadelesi koymayı gerektirmektedir.
AK Parti iktidarının, milletimizin gücü ve desteğiyle 10 yıldır verdiği bu mücadelede, demokrasiye inanan tüm toplum kesimlerinin yaptıkları çok değerli katkılar gibi, bu komisyonun yapacağı faaliyetler de Türk demokrasi tarihine altın harflerle not edilecektir.
Demokratikleşme mücadelesinin bir parçası olarak gördüğümüz komisyon çalışmaları, ülkemizin ve aziz milletimizin refah, huzur ve istikrar içinde geleceğe ilerleyişine çok önemli katkılar sağlayacaktır.
Yakın tarihimizdeki demokrasiye müdahale girişimlerine şahit olmuş, bazı müdahale girişimlerinde bizzat hedef seçilmiş ve mağduriyet yaşamış bir siyasetçi olarak, demokratikleşme sürecinin, öncelikle darbeci ve vesayetçi anlayışla mücadeleden geçtiğine inanıyorum.
AK Parti'nin ve AK Parti hükümetlerinin başından bu yana yapmaya çalıştığı, milli iradeyi güçlendirerek her alanda ileri demokrasiyi hayata geçirmek, hukuk devleti standartlarını ve temel hakları ileri düzeylere taşımaktır.''
'VESAYET DÜZENİ TESİS ETMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR'
Başbakan Erdoğan, demokrasiye ve milli iradeye bir gecede kökten müdahalede bulunan darbelerin yaptıkları olumsuz etki ile bürokratik oligarşinin, her gün milli iradeyi örseleyen bir vesayet uygulaması arasında fark olmadığını belirtti.
Darbecilerin, yaptıkları yasal ve anayasal düzenlemelerle siyaseti ve toplumu dizayn etmeye soyunduklarını kaydeden Erdoğan, ''Ülkenin geleceğini ipotek altına alacak bir vesayet düzeni tesis etmeye çalışmışlardır. Müdahale dönemlerinde ülkenin yaşadığı kayıplar yanında, müdahalecilerin yerleştirdikleri vesayetçi anlayış da daha sonra sürekli olarak ülkeye kayıplar yaşatmaya devam etmiştir'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Doğrudan veya dolaylı olarak, bir gecede veya sürekli olarak, silah marifetiyle ya da bürokratik aygıtlarla milletin iradesine ve onun adına yetki kullanan demokratik kurumlara tasallutta bulunan her girişim, her müdahale, her tavrın aynı derecede kötü, aynı derecede demokrasi ve millet düşmanlığıdır.
Gücünü milletten almayan, milli iradeye dayanmayan, temel hukuk devleti normlarını, hak ve özgürlükleri yansıtmayan her türlü iş, işlem, uygulama ve düzenleme demokratik meşruiyetten yoksundur. Darbe dönemlerinde oluşturulan veya vesayetçi mantıkla yorumlanan yasal düzenlemeler de aynı şekilde demokratik dayanaktan mahrumdur.
Bu yüzden siyasetin, yargının, medyanın, sivil toplumun, tüm kurum ve kuralların demokratikleşmesi, milletin iradesine dayanması, ileri demokrasiye ulaşmak için mutlak şarttır.
Türkiye'nin demokratikleşme sürecine önemli ve olumlu bir etki yapacağına inandığım komisyonunuzun çalışmalarına katkı sağlamaktan büyük memnuniyet duyacağımı ifade etmek istiyorum.
Komisyon üyeleri tarafından şahsıma yöneltilen sorulara sözlü olarak cevap vermeyi çok arzu ediyordum; ancak, yurt içinde ve yurt dışındaki yoğun programım sorulara sözlü cevap vermemi mümkün kılmadığı için, cevaplarımı yazılı olarak iletiyorum.''
28 ŞUBAT DOĞRUDAN ŞAHSIMI DA HEDEF ALMIŞTIR
Başbakan Erdoğan, komisyona gönderdiği cevabında, 28 Şubat müdahalesinin TBMM'yi, seçilmiş Hükümeti, millet iradesini, sivil siyaseti hedef aldığı kadar, doğrudan şahsını da hedef aldığını belirterek, bu müdahalenin ülkenin geleceğini ipotek altına alacak bir siyaset mühendisliğinin ürünü olduğunu kaydetti.
Erdoğan, ''28 Şubat, bizi, bizim temsil ettiğimiz siyasi idealleri, bizim şahsımızda milletin tercihlerini ve iradesini silmek, yok etmek, engellemek üzerine kurgulanmıştır'' ifadelerini kullandı.
28 Şubat süreci ile AK Parti ve kendi siyasi çalışmaları arasında kurulan spekülatif ilişkilerin haksız, insafsız ve mesnetsiz olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz, 28 Şubat döneminde hedef alındık, engellendik, mağdur edildik, hatta zorlama gerekçelerle görevden alındık, cezaevine ve siyaset yasağına mahkum edildik. Biz, 28 Şubat'a rağmen, milletimizden aldığımız destek ve istikametle siyasi hayatımızı sürdürüp bugünlere geldik.''
GÖLE ÇALMAK GİBİ AKIL DIŞI
Cevabında, 28 Şubat türünden müdahalelerin göle maya çalmak gibi akıl dışı ve güneşi üfleyerek söndürmeye çalışmak gibi mantık dışı olduğunu belirten Erdoğan, ''28 Şubat müdahalesi karşısındaki cesur ve sabırlı duruşumuz, kararlı mücadelemiz, oyunu bozmuştur'' dedi.
DARBECİ ZİHMİYETİN ENSTRÜMANLARI
Erdoğan, ''Kronik sorunların çözülmesine yönelik girişimlerin sabote edilmesi, terör ve şiddetin tırmandırılması, laik-antilaik, Alevi-Sünni gibi yapay gerilim alanları oluşturulması, darbeci zihniyetin kullandığı enstrümanlardır'' dedi.
'DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ'
Başbakan Erdoğan, kamuoyunda 'Dolmabahçe Görüşmesi' olarak adlandırılan, dönemin Genelkurmay Başkanı ile yaptığı görüşmeye ilişkin olarak da haftalık olağan ve sıradan bir görüşme olduğunu belirtti.
Erdoğan, görüşmenin muhtevasında speküle edilen hususlar veya devam eden davalarla ilgili konuların bulunmadığını ifade etti.
27 NİSAN BİLDİRİSİ
Cevabında 27 Nisan 2007'de, TSK'nın internet sitesinde yayınlanan bildiri karşısındaki tavırlarının net ve kararlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''27 Nisan bildirisi sonrasında yaşananlar, Türkiye'de samimi ve kararlı bir sivil irade bulunması halinde, demokrasiye yönelik tehlikelerin demokratik sistemin kendi dinamikleri ile bertaraf edilebileceğini göstermiştir'' dedi.
MİLLETİMİZ EN GÜZEL CEVABI VERDİ
Başbakan Erdoğan, 28 Nisan günü AK Parti Hükümeti'nin, 22 Temmuz gecesi ise Türk milletinin bildiricilere ve vesayetten medet uman çevrelere en güzel cevabı verdiğini kaydetti.