Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
HABERLER>SAĞLIK-YAŞAM
10 Temmuz 2021 Cumartesi - 13:38

Kış uykusuna yatan kanser hücreleri

Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy kanser hücrelerinin kemoterapiden saklanmak için nasıl hareket ettiğini ve bu durumda fitoterapinin nasıl etkili olduğunu anlattı.

Kış uykusuna yatan kanser hücreleri

7 Ocak 2021 tarihinde Cell Dergisinde, tehdit altında olduğunu anlayan kanser hücrelerinin kendilerini korumak için ‘çoğalma hızını yavaşlattığını’ anlatan bir araştırma makalesi yayınlanmıştı. Kanser hücrelerinin böyle bir özelliğinin ilk defa keşfedildiği ifade edilen çalışmada, Toronto'daki Princess Margaret Kanser Merkezi'nden Dr. Catherine O'Brien, araştırmaya ilişkin şunları söylemişti: ‘Tümör kendisini yavaşlatarak hayatta kalmak için enerjisini muhafaza eden bütünlüklü bir organizma gibi hareket ediyor. Zor şartlarda hayatta kalmak için bazı hayvanların da benzer şekilde davrandığı örnekler mevcut. Kanser hücreleri bu hayatta kalma stratejisini çok iyi şekilde öğrenmiş gibi görünüyor.

Bilim insanları, 100'den fazla memelinin zor çevre koşullarında embriyolarını güvenli şekilde koruyabilmek için düşük enerji seviyesi durumuna geçtiğini, kanser hücrelerinin de bu embriyonik hayatta kalma yöntemini öğrendiğini gözlemledi.

Princess Margaret Kanser Merkezi Araştırma Enstitüsü'nün başındaki Dr. Aaron Schimmer da hücrelerin "ayılara benzer şekilde" kış uykusuna yattığını belirtti.’

Bu araştırma makalesi, bu yaklaşım çerçevesinde devam ediyor ve tedavide yeni yaklaşımlar ve daha etkili kemoterapi yöntemlerinin önünü açabileceğine dair öngörülerle sonlanıyor. Bu yeni keşif nedense beni hiç şaşırtmadı. Bütün canlılar aleminin yaratılışı gereği, temel davranış şeklinin çok benzer olduğu aşikar olan bir durumdur. Canlı hücrenin, gelişkin bir organizma veya bir insan vücudunun sağlığını koruyabilmek, varlığını devam ettirebilmek için birçok koruyucu mekanizmaya aslında yaratılıştan sahip olduğunu ve ihtiyaç halinde bu mekanizmaların devreye girdiğini insanlık çok uzun zamandan beri bilmektedir. Yaratılmış olan ilk insan ilim ehli yani yaşadığı dünya ve kendi varlığı (biyolojik, ruhsal ve akli kabiliyetleri) ile ilgili bilgi sahibi, bizim ifademizle alim, modern batılı ifade ile aynı zamanda bilim adamı kimliği olan bir varlıktı. Buradan nereye gelmeye çalışıyorum? Sosyal, psikolojik, ekonomik veya biyolojik, yaşadığımız bütün hastalıkların (sorunların) mekanizmaları ve tedavi (çözüm) prensipleri birbirine büyük benzerlikler gösterir. Hayata ve bilime hastalıklı bir bakış açısıyla bakarsanız her adımda tökezler ve insanlığın faydasına yeni keşifler yapma konusunda her zaman sınıfta kalırsınız. Kendi bakışımız ve irademizi ortaya koyabileceğimiz gün gelinceye kadar, bugünkü bilimsel çalışmaların, yöntem ve tedavi şekillerini uygulama konusunda ne yazık ki bir mahkûmiyetimiz var.       

Gelişen teknoloji, üretim şekilleri ve yaşam tarzlarının bütün menfi sonuçlarına rağmen ruh, beden ve akıl sağlığımızı korumak, hastalık ve sorunlarımıza çözüm noktasında yaratılışımıza uygun, geçmişten miras kalan hafızamızdan da faydalanarak doğal ve akılcı yaklaşımları hayatımıza geçirmek bir zarurettir. 

Kanserin tedavisinde, binlerce yıllık bir birikim ve günümüz teknolojik imkânlarından faydalanarak ortaya konulabilen fitoterapötik (bitkisel tedavi) yaklaşımlar bize çok büyük avantajlar sağlamaktadır. Tıbbi bitkilerin, hali hazırda yeni tedavi yaklaşımları geliştiremediğimiz kanser kök hücrelerinden, uyuyan kanser hücrelerine kadar kanserin her aşamasında faydalı etkilerinin olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur. Bir tıp doktoru olarak günümüz klasik tedavi yöntemlerini reddetmem etik ve bilimsel açıdan elbette mümkün değil. Ancak tedavi yaklaşımlarının riskleri ve yan etkileri konusunda duyarsız davranış ve yaklaşımları da kabul etmem mümkün değil. Tedavi yaklaşımları konusunda herhangi bir makinenin onarımını yapan mühendislik (mekanik) bir yaklaşımla değil, hastamızla mutlaka empati kurarak, evladına, kardeşine, ebeveynine duyduğu hissi bir yaklaşımla ‘zarar vermemeyi önceleyerek’ tedavi protokollerini uygulamamız gerekmektedir. 

Klasik tıbbi tedaviler, fitoterapi gibi geleneksel ve tamamlayıcı yöntemler, moral desteği, iyi beslenme, egzersiz ve kaliteli uyku, mümkün ise temiz hava ve huzurlu bir yaşam alanı gibi her türlü olumlu şart bir araya geldiğinde kanserin şifa bulmaması için hiçbir neden yoktur. Doktorun ve sistemin de hastanın iyileşmesi hususunda inancı tam olmalıdır. Hasta iyileşeceğine inanır ve iyileşmek isterse iyileşir. Kanaatimce hastasının tedavi olmayacağına inanan bir hekimin, ona tedavi vermesi de doğru değildir. Bu bir kandırmaca değil bir usuldür. Usülde bir yanlışlık varsa, asıl hükümsüz kalır. Uygunsuz bir usul ile doğru vasıtalar kullansanız bile hedefe ulaşamazsınız.

Yine İbn-i Sina’nın sözüyle bitirelim. “İyileşmeyecek hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka.”

Hibya Haber Ajansı

 
Akciğer kanserinin cerrahi tedavi şansı
 
Bakan Yanık: “Kadına yönelik şiddetle mücadelede üniversiteli genç arkadaşlarımız da devreye girecek”
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Akciğer kanserinin cerrahi tedavi şansı
Akciğer kanserinin erken evrede teşhisinde uygulanan cerrahi tedavinin ...
El-göz teması Covid-19’a davetiye çıkarıyor
Prof. Dr. Özgül Altıntaş, yazın çocukların gözlerini tehdit eden etkenleri ...
Düzensiz beslenme ve sigara gastrit sebebi
Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, ...
 
İnsülin direncinin önüne geçmek için 7 önlem
İnsülin direnci, tüm dünya ve ülkemizde giderek artan obezitenin nedenlerinden ...
Su içmeyi engelleyen 8 davranış
Dr.Fevzi Özgönül konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Horlama zararsız görülmemeli
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ...
 
Nüfus yaşlandıkça sorunlar da çoğalıyor
Yaşlı bireylere bakımın özen gerektiren bir durum olduğunu belirten uzmanlar, ...
Delta mutasyonu hakkında merak edilenler
Hindistan’da ortaya çıkan Delta mutasyonu nedir, belirtileri ve aşıların ...
Canlı doğan bebek sayısı 2020 yılında 1 milyon 112 bin 859 oldu
Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri