“Demokrasi Paketi” için atılacak yasal adımlara ilişkin hazırlık çalışmaları yapan hükümet, “Eve Dönüş Yasası” ve TCK’nın 221. maddesini inceliyor. “Kamu Reformu Yasası” da Meclis’e gelecek.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın koordinatörlüğünde sürdürülen ve henüz çeşitli kesimlerden görüş ve raporların alınması çalışmaları devam eden “demokratik açılım”da bir yandan da yasal düzenlemeler masaya yatırılıyor. Hükümet bu kapsamda özellikle kritik iki yasa üzerinde duruyor.
Kürt sorunun çözümü çerçevesinde kısa, orta ve uzun vadeli adımlar atmayı hedefleyen Hükümet, bugüne kadar çeşitli adlarla çıkarılan ve “etkin pişmanlığı” kapsayan yasaların içeriğini ve sonuçlarını inceleniyor.
1985’ten, 2003 yılına kadar “Pişmanlık Yasası”, “Eve Dönüş Yasası” ve “Topluma Kazandırma Yasası” adları altında toplam 8 pişmanlık yasası çıkartıldı. Hükümet verilerine göre 1985-2003 yılları arasında çıkarılan toplam 8 yasadan, 9 bin 276 kişi yararlandı.
2005 yılında yeni Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından, pişmanlık hükümleri bu yasa çerçevesinde uygulanmaya başlandı.
TCK 221 ne kadar etkin?
Sürdürülen çalışmalarda, TCK’nın 221. maddesinin, örgüt mensubunun, “pişmanlık derecesinin”, “verdiği bilgilerin” yeterli bulunmadığı gerekçesiyle yasanın işletilmesine tam olarak olanak tanınmadığı özeleştirileri yapılıyor. Yine sürdürülen çalışmalarda, yasadan yararlanan örgüt mensuplarının topluma kazandırılması, yeniden dağa çıkmamaları için iş ve meslek sahibi yapılması, sosyal dokuya uyum sağlaması gibi ileriki bir adım bulunmadığına da işaret ediliyor.
Kamu Reformu Yasası
Hükümetin mercek altına aldığı bir diğer yasa ise ilk olarak 2004 yılında TBMM’den geçirilen, ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen “Kamu Reformu Yasası”. Yasa, merkezi hükümetin yetkilerinin yerel yönetimlere devrini düzenliyordu.
Aleviler sözlerin tutulmasını istiyor
Hükümet, Kürt açılımı için çalışmalarını sürdürürken Aleviler kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istiyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyesi bir grup, orta öğretimdeki zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılması için İstanbul Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yaptı. Derneğin Kadıköy Şube Başkanı Fethi Bölükgiray, yaptığı açıklamada, Alevi-Bektaşi Federasyonu’nun, Başbakanlığa başvuruda bulunduğunu ve zorunlu din dersi uygulamasına AİHM kararı doğrultusunda son verilmesini talep ettiğini, ancak uzunca bir zaman geçmesine rağmen cevap verilmemesi üzerine sorunu geçen yıl 13 Ağustos’ta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne iletmek zorunda kaldığını ifade etti.