Organ Nakli Koordinasyon Derneği (ONKOD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve sağlık bakanlığı Organ ve Doku Nakli Ulusal Koordinasyon Kurulu Üyesi Dr. Eyüp Kahveci, 14 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle organ nakline dikkat çekti.
“Bağış yoksa, nakil de yok” diyen Kahveci, Türkiye’deki organ bağışı oranlarını Ankara Hürriyet ile paylaştı. 10 yıl önce yüzde 75 olan organ bağışı oranının, Ocak ayı itibariyle yüzde 22’lere indiğini ifade eden Kahveci, şunları söyledi:
AÇIKLAMAKTA ZORLANIYORUZ
Bu rakamlar ülkemiz açısından bir felakettir ve kırmızı alarm durumudur. AB ülkelerinin ortalamasına baktığımızda yüzde 75 civarında bağış yapıldığını görüyoruz. İyilik ve yardımlaşmanın esas olduğu Müslüman bir ülkede yaşıyor olmamıza rağmen, bağış konusundaki düşüşü açıklamakta zorlanıyoruz. Bir insana hayat vermek iyilik konusunda gelinebilecek son noktadır.”
30 BİN KİŞİ HAYAT BEKLİYOR
Temel problem organ kıtlığı. Ülkemizde çeşitli organ nakilleri bekleyen yaklaşık 30 bin hasta bulunuyor. Maalesef organ bağışı tüm çabalara karşı yetersiz kalıyor ve organ ihtiyacı büyük bir hızla artıyor. Canlı vericiden sağlanan organlarla gerçekleştirilen nakiller kadavradan sağlanan organlardan gerçekleştirilen nakillerden çok daha fazla. Tüm dünya, bağışların büyük bir kısmını kadavradan sağlarken, ülkemizde beyin ölümüne inanılmadığı için organlar genellikle canlı vericiden sağlanıyor.
2 BİN BEYİN ÖLÜMÜ 345 BAĞIŞ
Organ nakli koordinatörlerinin görevlerinden en önemlisi kadavradan yani ölüden organ sağlamaktır. Bunun için hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde meydana gelen beyin ölümlerinin zamanında tespit edilmesi önemlidir. Ardından ailenin organ bağışı yapması en sonunda ise, bağışlanan organların uygun alıcılar ile buluşturulması süreci gelir. Kadavra konusunda Avrupa’daki oran yüzde 80 - 85 iken, ülkemizde yüzde 20 ile 25 oranlarındadır. Geçen yıl bin 477 beyin ölümü tespit edilmiş ve ailelerin izni ile sadece 345 organ bağışı alınmış.”
MAHALLE BASKISI ETKİLİ OLUYOR
İnsanların yüzde 40’ının sosyal ve kültürel nedenlerden yani mahalle baskısından, yüzde 15’inin dini nedenlerden ve yüzde 10’unun da beyin ölümünün gerçekleştiğine inanmamasından dolayı organlarını bağışlamadığını ifade eden Kahveci, şunları söyledi: “Ülkemizdeki ölüden temin edilecek organ kaynaklarına baktığımızda, oldukça yaygın bir yoğun bakım hizmet ağına sahip olmamıza rağmen yeterli sayıda potansiyel organ vericisine ulaşamıyoruz.”