Ekonomiler küresel çapta kademeli olarak açılıyor olsa da özellikle Fed Başkanı Powell’ın açıklamalarının ardından korona virüsün yarattığı tahribatın ortadan kalkmasının uzun zaman alacağına ilişkin tahminlerin güç kazanması ve ABD-Çin gerilimi varlık fiyatlarının hafta içinde belirgin şekilde güç kaybetmesine neden oldu. Riskler geçerli kalmaya devam etse de haftanın son işlem gününe girerken normalleşme adımlarına odaklanan ABD borsalarının pozitif kapanışının genele yayılan bir etki yarattığını görüyoruz. TL ise pozitif haber akışının desteği ile kazanımlarını ileri taşımaya devam ediyor.
Diğer taraftan ekonomilerin görünümüne ilişkin belirsizlik yüksek seyrettiği için verilerin ortaya koyacağı tablonun önem derecesinin arttığını söylemek de mümkün. Bu noktada, ABD’den gelecek Nisan ayı perakende satışlar ve sanayi üretimi rakamları bugün piyasalarda volatilite yaratma potansiyeli taşıyor. Ortalama beklenti her iki verinin de %11’in üzerinde geri çekileceği yönünde. Yurtiçinde ise TCMB’nin açıklayacağı Mayıs ayı beklenti anketini izleyeceğiz. Ankette özellikle gelecek haftaki PPK toplantısı öncesinde politika faizine ilişkin tahminlerin ne yönde değiştiğini görme şansı bulacağız.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul 100 binden uzaklaşmamaya gayret ediyor. TL’deki değer kazanımlarının da desteğini arkasına alarak hafta başından bu yana yurtdışındaki zayıflığa karşın dirençli bir görünüm sergileyen BIST-100 endeksi 100 bin seviyesinin altına sarkmaya başlasa da kayıplarını limitli tutmaya çalışıyor. ABD borsalarının pozitif kapanışının ardından bu sabah Asya borsalarının daha limitli de olsa ağırlıklı olarak değer kazanımı ile işlem görmeleri Borsa İstanbul’da da iyimser bir eğilim görebileceğimize işaret ediyor. Dolayısıyla haftanın son işlem gününde Borsa İstanbul’un 100 bin seviyesinin üzerinde kapanış yapıp yapamayacağına odaklanacağız.
EUR/USD 1,08’in altına sarkmaya başladı. Son birkaç günde riskten kaçış eğiliminin yeniden artması parite üzerinde de etkisini gösterirken özellikle Trump’ın güçlü doları destekleyen açıklamalarının ardından bir kez daha 1,08’in altına doğru geri çekilmeler yaşandığını görüyoruz. Satış baskısı 1,0750 ana desteğinin üzerinde karşılandıkça büyük resimde ciddi bir bozulma olmayacağı gibi bu durum paritenin olası tepki alımları ile yönünü yeniden yukarı çevirmesini de sağlayabilir. Ancak içinde bulunduğumuz konjonktürde paritedeki değer kazanımların bir trende dönüşmesini beklemiyoruz. Kaldı ki 1,0750’nin kırılması durumunda paritedeki baskının daha ileri boyutlara taşınması şaşırtıcı olmayacaktır.
TL küresel risklere rağmen değer kazanma eğilimini koruyor. Son birkaç işlem gününde diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden belirgin şekilde pozitif ayrışan TL, dolar karşısında 7,00 seviyesinin altına indikten sonra da iyimserliğini sürdürüyor. Reuters’da yer alan haberde Türkiye’nin yurtdışından swap hattı sağlamak için görüşmeler yaptığının belirtilmesinin ardından kurda TL lehine hareketin giderek belirginleştiğini görüyoruz. 6,90’ın altındaki kapanışlar teknik açıdan TL’ye daha fazla destek verecektir. Öte yandan Mart ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi %2,8 artış beklentilerinin aksine %2 oranında geriledi. Böylece üç aylık ortalama yıllık büyüme %8,5 seviyesinden %4,4 seviyesine gerileyerek ikinci çeyrek verileri öncesinde üretimde belirgin şekilde ivme kaybı olduğuna yönelik sinyaller verdi.
Risk iştahındaki düşüş ons altını yukarı taşıyor. Fed’in negatif faiz oranlarına sıcak bakmamasının yanında korona virüsünün ekonomi üzerinde yarattığı tahribatın iyileşmesinin uzun bir süre alacağına yönelik görüşün giderek ağırlık kazanması ons altında yukarı yönlü eğilimin sürmesini sağlıyor. Bu kapsamda ons altının kısa vadede önemli direnç noktalarından biri olan 1730 doların üzerini test etmeye başladığını görüyoruz. Zayıf makroekonomik veriler eşliğinde küresel büyümeye yönelik soru işaretlerinin devam etmesi durumunda ons altında yukarı yönlü hareket alanının korunma potansiyeli artacaktır.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı