ANKARA / Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Şangay Uluslararası Film Festivali’nde “Şiirin Tadı” filmiyle Türkiye’yi temsil eden yönetmen Savaş Baykal, festival ve film hakkında değerlendirmelerde bulundu. Baykal, festival boyunca katılımcıların Türk sinemasını yakından takip ettiğini gözlemlediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
TÜRK SİNEMASINA YAKIN İLGİ
“Katılımcılar, Türk sinemasıyla Semih Kaplanoğlu ve Nuri Bilge Ceylan’ın gelecekteki projelerini merakla bekleyecek kadar yakından ilgiliydi. Özellikle bu iki usta yönetmene karşı kendi duyduğum hayranlığı İran, İsveç, Hindistan ve Kanadalı yönetmenlerde de görmek, alakalarını, hayranlıklarını ve ortak görüşlerimizi keşfetmek sahici bir duygu oluşturdu.
AYRI ZORLUKLARLA KARŞILAŞTIK
Şiirin Tadı’nı 2010 yılında yazmaya başlamıştım. Yoksulluk zordur. Çare arayışı içinde Kültür Bakanlığı’ndan Senaryo Geliştirme Desteği alınca biraz rahatladım. Filmin yapımı için Kültür Bakanlığı Sinema Destekleme Müdürlüğü’nce desteklendik. Orada da ayrı zorluklar ile karşılaştık. Kardeşim Zafer Baykal’ın da desteğiyle birçok zorluğu aştıktan sonra, çekimlere başladık.
ÇIKAN SONUÇTAN ÇOK MEMNUNUM
Oyuncularım mahalle sakinleriydi. Çekimler süresince beni iyi dinlediler ve her tekrarda daha iyisini başardılar. Tamamlanan her sahnenin sonunda yapmak istediğime adım adım yaklaştığımı hissettirdiler. Sonuçtan çok memnunum. Bu ‘daha iyi koşullarda’ yaşamak gerekliliğinin istencini dile getirerek, yerine getirdiğim kişisel-bireysel bir sorumluluğun coşkusu. Sinema yapmama neden olan en babayiğit duygulardan biri bu.”
BENZERİYLE BULUŞUNCA GÜÇLENİYOR
Şiirin Tadı, uluslararası bir festivalde seyirci ile ilk kez buluşacak olmasından dolayı gösterimden önce çok şey vardı kafamda. Seyircilerin duygudaşlıklarını göstermelerinden sonra aklımda tek bir şey dolandı durdu. Kimi hikâyeler çok uzaklardan bile gelse kendine benzerliğiyle buluştuğunda güçlenerek çoğalıyor. Bize çarpıp içimizden geçerken biraz da bize benzeyen hikâyeler gibi.ANKARA /