Terörle mücadelede koordinasyonu sağlayacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı için start veriliyor. Müsteşar, örtülü ödenek harcaması yapabilecek. İstihbarat tek elde toplanacak
Bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen tasarılar içinde, çok tartışılacak bir kurumun yasası var: “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı”
Aslında, Meclis’te geçen perşembe günü ele alınacak olan bu tasarı, Danışma Kurulu kararıyla, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki yasa değişikliği öne çekilince, bu haftaya kaldı.
Önümüzdeki günler gösterecek; Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tasarısı, hukuk devleti açısından, tartışılmayı hak eden bir içerik taşıyor.
OPERASYONEL DEĞİL AMA GİZLİ FAALİYETİ OLACAK
Müsteşarlığın amacı, “terörle mücadeleye dönük politika üretmek ve birimler arası koordinasyon sağlamak” diye tanımlanıyor.
Kurumun “operasyonel” olmayacağının altı, hem tasarı gerekçesinde, hem de komisyon raporlarında kalın kalın çiziliyor. Ancak, ne ilginçtir ki, operasyonel olmayan bir yapı, “gizli faaliyetlerde” bulunma yetkisiyle donatılıyor. Dahası, müsteşarlığın kendisi genel bütçeli olmasına karşın, “gizli faaliyetler” için müsteşarlık bütçesine, ayrıca örtülü ödenek konulacak.
16. madde ile 5018 sayılı yasanın (ki, bütün devletin mali sistemini düzenleyen kanundur) “örtülü ödeneği” düzenleyen 24. maddesine atıf yapılarak “gizlilik ihtiva eden işler için 2. madde esaslarına göre müsteşarlık bütçesine ödenek konulur” deniyor.
Bu ifade, CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Atilla Kart’a göre, “Siyasi bir emanet olan örtülü ödeneğin siyasetçiden bürokrata, müsteşara tevdi edilmesi” anlamını taşıyor.
Yeni müsteşarlığın, şimdiden tartışılan o çok özel yapısına dair üç unsur daha dikkat çekiyor:
Esnek istihdam: Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın kadrosu 94 kişilik olacak. Bu kadroda, “dışarıdan”, “yabancı” ve “sözleşmeli” personel bulunabilecek. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, “ucu açık” bu örgütlenme yapısının, “yeni Çatlılar, Yeşiller doğurma potansiyelini, daha doğrusu, illegal kişilere yasal zemin oluşturabileceğini” söylüyor.
- “Doğrudan Müsteşara bağlı bir İstihbarat Değerlendirme Merkezi oluşturulacak. Öyle bir merkez ki bu; tasarıya göre Genelkurmay, Dışişleri, MİT, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik, süper müsteşarın istediği bütün istihbarat belgelerini bu merkeze aktarmakla sorumlu olacak.
(Genelkurmay’ın, tasarının özellikle bu maddesine, “fazla sıcak bakmadığı” kulislerden sızan bilgiler arasında. ) CHP’li Okay ile Kart’ın bu tasarıyla ilgili olarak dile getirdikleri ortak kaygı ise “operasyonel olmayan” ifadesinin, benzerlerine daha önce rastlanan bir geceyarısı önergesiyle “operasyonel” hale getirilmesi.
- Güvenlik politikasıyla sosyo-ekonomik politikaların uyumlu olması için 81 ilde Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü kurulacak. İlçelerde de valilik teklifiyle “ofis” açılacak. Bu model ise CHP’li Kart tarafından “Polis devletini güçlendirecek” bir madde olarak eleştiriliyor.
150 BİN LİRAYA TOBB BİNASI KİRALANDI
Yeni müsteşarlık için TOBB’un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) binası, aylık 150 bin lira karşılığında kiralandı. Bu da TOBB’a yıllık 1.8 milyon lira kira bedeli akması demek. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu’na bu rakamın “nasıl” olduğunu sorduğumuzda “Konumuna ve yapısına göre oldukça uygun” yanıtını aldık. Basın toplantısından henüz çıkmıştı.
Gündeme tahrip kalıbı gibi düşen “Balyoz” darbesi planlayıcılarınca, AKP Hükümeti’ne alternatif Başbakan olarak tasarlanmasına sert bir dille karşı çıkmış, ancak üzüntüsü henüz geçmemişti.
Bir darbe senaryosunun Başbakan adayı suçlamasına maruz kalan toplumsal bir aktörün, darbe yapılacağı iddia edilen iktidara, çok kritik bir kuruluşu için bina kiralaması. Sadece bu güncel durum bile; Türkiye’de algılanması ne kadar güç bir siyasi-yönetsel zemin olduğunu görmek açısından düşündürücü değil mi?
Konuya dönecek olursak, TOBB’un İkiz Kuleler’e taşınmasıyla boşalan Atatürk Bulvarı üzerindeki binanın kapısında, hâlen TOBB’un tabelası bulunmasına karşın, İçişleri Bakanlığı, bina içerisinde tadilat yaptırıyor.
ALA, ŞAHİN VE GÜLER’İN ADI GEÇİYOR
BİNASI hazır olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tasarısı yasalaşırsa, merak edilen ilk konu, “süper müsteşarın” kim olacağı. Tasarı hazırlandığı sırada, kulislerde tartışılan isimler arasında, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in adı geçmişti. Ala’nın adı, Diyarbakır Valiliği dönemindeki “Güneydoğu deneyimi” dolayısıyla telaffuz edilirken, hükümetin diğer iki gözde bürokratı ise hukukçu kökenli.
TOPLAM 1.4 MİLYAR LİRA
Eskİden sadece Başbakan emrine verilen “örtülü ödenek” daha sonra yapılan değişikliklerle “ihtiyaç duyan kurumlar”a da genişletildi. Bir süredir, Başbakanlığın yanı sıra; İçişleri ile Dışişleri Bakanlıkları da örtülü ödenek kullanmakta.
5018 sayılı yasaya göre örtülü ödenek toplamı, bütçe ödeneklerinin binde beşini geçemiyor. Bu yılın bütçe büyüklüğü olan 287 milyar lira üzerinden hesaplandığında, Başbakanlık ile gizli faaliyeti olup örtülü ödenek kullanacak bütün kurumların ödenek toplamı 1 milyar 425 milyon liraya ulaşıyor. Eski parayla yaklaşık 1.4 katrilyon lira....Aynı maddeye göre “örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir. Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir”