Karabulut, tıp eğitiminde kadavranın vazgeçilmez bir materyal olduğunu ifade etti.
Kaliteli sağlık hizmetinin başta doktorlar olmak üzere sağlık personelinin iyi yetişmiş olmasına bağlı olduğunu belirten Karabulut, “Kadavra kullanımı klasik tıp eğitiminin vazgeçilmezi olmasının yanı sıra, özellikle kadın doğum, ortopedi, üroloji, kulak-burun-boğaz, anestezi, plastik ve genel cerrahi gibi bölümlerin asistan eğitiminde de kullanılmaktadır. Yeni operasyon tekniklerinin denenmesinde ve klinik anatomi çalışmalarındaki önemi de çok büyüktür” diye konuştu.
Altı ay bekleme süresi
Ülkemizde kadavraların farklı yollardan temin edildiğini belirten Karabulut, kişinin ölümünden sonra vücudunu eğitim amaçlı olarak bilimsel inceleme ve araştırma faaliyetlerinde kullanılmak üzere vasiyet edebildiğini söyledi.
Karabulut, yine yataklı tedavi kurumlarında ölen veya bu kurumların morglarına getirilen, kimsesiz ve adli kovuşturmayla ilgisi olmayan kişilerin cesetlerinin de 6 ay muhafaza edildikten sonra öğrenci eğitiminde ve bilimsel araştırmada kullanılmak üzere ilgili yüksek öğretim kurumlarına verilebildiğini bildirdi.
Karabulut, tıp fakültelerinde temel eğitim olarak kabul edilen anatomi derslerinin kadavra sayılarındaki yetersizliklerden dolayı ağırlıklı olarak maketler üzerinde verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Hızla yeni tıp fakültelerinin açıldığı ülkemizde kadavra sıkıntısı gittikçe artmakta ve tıp eğitimini aksatacak seviyeye yaklaşmakta. 70 milyonluk Türkiye’de yılda sadece bir kaç adet kadavra bağışlanmakta. Ülkemizde genellikle kimsesiz cesetlerden kadavra olarak yararlanılmaktadır.”
Batı ülkelerinde öğrencilerin kadavralar üzerinde diseksiyon (kadavraların üzerinde çalışılarak derste işlenen doku ve oluşumların yerinde görülmesi) yapabildiğini bildiren Karabulut, ülkemizde ise kadavra yetersizliğinden dolayı bu işlemi genellikle öğretim elemanlarının yaptığına dikkati çekti.
KADAVRA BAĞIŞI
PROF. Dr. Karabulut, kaliteli bir anatomi eğitimi için bir kadavranın üzerinde en fazla 6 öğrencinin çalışmasının uygun olduğunu ancak bu rakamın ülkemizde fakülteler arasında farklılıklar bulunmakla birlikte çok daha fazla öğrenciye bir kadavra düşecek şekilde olduğunu bildirdi.
Kadavra bağışı konusunda vatandaşları daha duyarlı olmaya çağıran Karabulut, kamu hastaneleri yöneticileri ile illerdeki başsavcılıkları da özellikle kimsesi olmayan cenazelerin Adalet ve Sağlık Bakanlıkları arasındaki sözleşme çerçevesinde üniversitelerin tıp fakültelerine iletilmesi noktasında daha bilinçli ve hassas olmaya davet etti.