Aydemir, küresel gelişmelerin bölgeye yönelik ilgiyi artırdığını, ancak bu ilginin zaman zaman istismara açık riskler taşıdığını vurguladı.
Aydemir, Türk dünyası ülkelerinin Avrupa Birliği ve diğer küresel aktörlerle ilişkiler kurmasının doğal bir süreç olduğunu ifade ederek, bu temasların Türk Dışişleri tarafından “aile içi meseleler” çerçevesinde değerlendirildiğini ve bu yaklaşımın isabetli olduğunu kaydetti. Ancak, bölge üzerindeki dikkat yoğunluğunun sadece diplomatik temaslarla sınırlı kalmadığını belirten Aydemir, “Orta Asya ve Türk dünyası, jeopolitik anlamda yeni bir rekabet sahasına dönüşmüş durumda. Avrupa Birliği başta olmak üzere Batılı aktörler, bölgeyi sadece ekonomik bir geçiş yolu değil, aynı zamanda stratejik bir müdahale alanı olarak da görüyorlar” ifadesini kullandı.
TÜRK DÜNYASININ DAYANIŞMASI VE YENİ JEOPOLİTİK HATLAR
İbrahim Aydemir, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan üçgeninde kurulan güçlü işbirliğinin, bölgedeki stratejik denge açısından hayati önemde olduğunu belirtti. Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne verdiği açık destek ve Pakistan Başbakanı’nın Türkiye ziyaretinde sergilediği güçlü dayanışmanın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Aydemir, bu dayanışmanın sadece diplomatik değil, aynı zamanda askeri ve stratejik boyutlar taşıdığını belirterek, “Türkiye-Azerbaycan-Pakistan hattı, Doğu-Batı ekseninde küresel güçlerin dikkatini çeken bir stratejik set oluşturuyor. Bu hatta yönelik her türlü istismar ve müdahale girişimine karşı dikkatli olunmalı ve kardeşlik hukuku daha da pekiştirilmelidir” dedi.
KÜRESEL AKTÖRLER, YENİ YOLLAR VE ÇATIŞMA RİSKİ
Bölgeye yönelik Batı ilgisinin, Avrupa Birliği ve ABD ekseninde farklı motivasyonlar taşıdığını belirten Aydemir, özellikle Avrupa’nın Orta Asya üzerindeki hedefinin Çin’e ulaşmak olduğuna dikkat çekti. ABD’nin ise Hindistan-Pakistan gerilimi gibi krizler üzerinden bölgeyi yeniden dizayn etme arayışında olduğunu kaydetti.
Cammu Keşmir’de yaşanan terör saldırısının ardından hızla tırmanan Hindistan-Pakistan gerilimine işaret eden Aydemir, bu tür gelişmelerin bölgede yeni çatışma alanları oluşturabileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, Hindistan’dan başlayan, Körfez ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan yeni ticaret yollarının güvenlik ve rekabet dengelerini köklü şekilde değiştirebileceğini belirtti.
TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK ROLÜ VE İSTİSMAR UYARISI
İbrahim Aydemir, Türkiye’nin artık küresel yolların ve stratejik dikkatlerin kesişim noktası haline geldiğini, bunun büyük fırsatlar kadar büyük sorumluluklar da getirdiğini vurguladı. İran, Çin ve Rusya gibi aktörlerin etkisinin bölge üzerinde giderek arttığına dikkat çeken Aydemir, Türkiye’nin bu denklemde dengeli ve milli çıkarlarını önceleyen bir siyaset izlemesi gerektiğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözlerine atıf yapan Aydemir, “İlginin anlaşılabilir olduğu ancak istismara müsaade edilmeyeceği” mesajının altını çizerek, “Türk dünyasının kendi içinde kenetlenmesi, bölgesel dayanışmanın güçlendirilmesi ve istismar girişimlerine karşı müşterek bir refleks geliştirilmesi elzemdir” değerlendirmesinde bulundu.