Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin inisiyatifinde partisinin kurmaylarıyla ortak bir metinde uzlaştıktan sonra yemin ederek TBMM çalışmalarına katılan CHP’yi,“CHP diklenmiş ama dik duramamıştır. Ne dediler? ‘İki arkadaşımız yemin etmeden Meclis’e girmeyiz’ dediler. Dün geldiler Genel Kurul’da yeminlerini ettiler. İşte bunlar bu. Benim vatandaşım bunları görmüyor mu? Ne diyor?‘Arkadaş siz doğru konuşmuyorsunuz, dürüst değilsiniz, omurgalı değilsiniz’ diyor.Bunların durumu bu” diye eleştirdi. Erdoğan, kurmaylarına BDP’nin de CHP gibi gelip yemin etmesi için talimat verdiğini belirterek, “Kalkıp da bizden şu anda içerde bulunan, yargının sorunu halinde olan durumla ilgili bir düzenleme istiyorlarsa kusura bakmasınlar; Meclis BDP’siz de çalışır” diye konuştu.
Erdoğan, AKP grup toplantısında da başta CHP olmak üzere muhalefete yönelik eleştirilerini sürdürdü. Erdoğan şunları söyledi.
Dik duramadı: Biz her zaman ne diyoruz? Diklenmeden dik durduk. Dik duracağız, diklenmeyeceğiz. CHP diklenmiş ama dik duramamıştır. Fark bu. Ne dediler? ‘İki arkadaşımız yemin etmeden Meclis’e girmeyiz’ dediler. Dün geldiler Genel Kurul’da yeminlerini ettiler. İşte bunlar bu. Benim vatandaşım bunları görmüyor mu? Ne diyor? ‘Arkadaş siz doğru konuşmuyorsunuz, dürüst değilsiniz, omurgalı değilsiniz’ diyor. Bunların durumu bu.
CHP de beğenmedi: Nasreddin Hoca’ya sormuşlar. ‘Hocam âlimsin, bilgilisin tecrübelisin lakin bugüne kadar bir icat yaptın mı, keşfin oldu mu’ demişler. Hoca ‘ekmekle kar yemeyi ben keşfettim’ demiş. ‘Ama benim bile hoşuma gitmedi’ demiş. Şimdi CHP’nin yaptığı bu. Bir boykot icat etti ama kendisinin bile hoşuna gitmedi. Nitekim dün CHP bu yanlıştan döndü ve yemin ederek nihayet milli iradenin gereğini yerine getirdi. CHP’nin bu seferki çark edişinin diğerlerinin tersine hayırlı bir adım olduğuna inanmak istiyoruz.
27 Nisan muhtıra olsa ne yazar: 27 Nisan açıklamasına destek çıkan CHP olmuştur. Aynı CHP bir taraftan kalkıyor ‘muhtıra mıydı, açıklama mıydı, bildiri miydi’ bunun tartışmasını yapıyor. Muhtıra olsa ne yazar, bildiri olsa ne yazar, açıklama olsa ne yazar? Bu hükümet bunun gereğini ertesi gün yapmış mıdır, yapmıştır. Sen ne yaptın onu söyle? Sen onun yanında yer aldın.
BDP de er ya da geç gelecek: BDP’nin de aynı şekilde gelip yemini etmesini hatta önce kayıtlarını yapmasını da bekliyoruz. Onlar da geç kalıyor, yazıktır. Bu yaz tatilinde yeminsiz milletvekili olarak arazide dolaşmayı onlar da bırakmalı ve gelip onlar da en geç yarın bu yemini yapmak suretiyle parlamentodaki yerlerini almalıdırlar. İkide bir ‘bizi dışladılar’. Hayır, hayır sen kendi kendini dışladın. Diyarbakır’da toplantı yapmak neyine? Toplantı yapılacak yer Ankara. Sen bir defa adresi şaşırdın. Önce adresi bul. Adres yanlış. Grup toplantını yapacaksan gel burada yap. Meselenin sorumlusu olarak hükümeti görenler, uzlaşma yerine tehditler savuranlar göreceksiniz er ya da geç tıpkı CHP gibi gibi gelecekler, yeminlerini edecekler. BDP olmasa da bu Meclis çalışır ve hizmet üretir.
Tutuklu vekiller yargının işi: Boykot sürecek olursa BDP için söylüyorum ne kuru tehditlere pabuç bırakırız ne de yolumuzdan döneriz. Arkadaşlarıma şu talimatı verdim, ‘Eğer BDP’li arkadaşlar CHP’li arkadaşlar gibi yemin etmek için bir araya gelip bu adımı atalım diyorlarsa hay hay bu adımı atalım’. Kalkıp da bizden şu anda içerde bulunan, yargının sorunu halinde olan durumla ilgili bir düzenleme istiyorlarsa kusura bakmasınlar. Bu artık yargının bir sorunudur. Yargı bu işi çözer.
Şehitlerden besleniyor: MHP Genel Başkanı ne de kürsüye çıkan sözcüleri tek cümle ile olsun hükümet programına ciddi bir eleştiri getirmedi, getiremedi. MHP yıllardır okuduğu ezberi, noktasını virgülünü değiştirmeden aynen tekrarladı. Şehit, şehit, şehit... Senin başka bir şeyin yok mu? Sen hep şehitlerden beslenmeye çalışıyorsun, diğeri de terör örgütünden beslenmeye çalışıyor.