Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bugün bizim için çok ama çok anlamlı bir gün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47. yıl dönümünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunmanın Kıbrıs Türk halkının milli iradesinin temsilcisi Cumhuriyet Meclisi'nin çatısı altında sizlerle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim.
Bugün aynı zamanda Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki gücünü şehitlerimizin mübarek kanlarından alan ebedi ve ezeli kardeşliğimizi tüm dünyaya isteseler de istemeseler de bir kez daha ilan ediyoruz.
Bugün ve yarın gerçekleştireceğimiz programlarla hem Kıbrıs Türk halkının bayram sevincine ortak olacak, hem barış özgürlük bayramının 47. yıl dönümü gururunu birlikte yaşayacak hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne kazandırılan eserlerin toplu açılışını yapacağız.
Kıbrıs'ta davası nasıl bugünlere sizlerin omuzlarında gelmişse gelecekte de sizlerin omuzlarında yükselmeye devam edecektir.
Türkiye nasıl dünyanın en büyük şehitliği ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de özellikle söylüyorum her karışında bir kahraman yatan şehitler yurdu. Şayet bugün Bizler burada özgürce nefes alabiliyor, evlatlarımızın güvenli büyütebiliyor, geleceğe umutla bakabiliyorsak bunda en büyük pay bu toprakları bir Şehitler Yurdu yapan işte bu kahramanları aittir.
Kıbrıs Türkünü yok edeceklerini sananlar karşılarında Kıbrıs Türk halkının çelikten iradesini buldular. Kıbrıslı kardeşlerimizi kolay lokma olarak görenler Mehmetçiğin ve Mücahitlerimizin destansı mücadeleleri karşısında hezimete uğradı. Bir kez daha 1974 yılında adaya huzur ve barış getiren Mehmetçiklerimizi ve Mücahitlerimizi rahmetle saygıyla minnetle yad ediyorum.
Kıbrıs'ta davasını içeriden çökertmek için yapılan hamilelerde yine Kıbrıs türkünün basireti feraseti dayanışması ile boşa çıkmıştır. Başarımızın anahtarı dün olduğu gibi Bugün de muhabbettir saflarımızı daha da ulaştırmaktır. Birlik ve beraberliğimize hedef alan belli çevrelerin kardeşlik gözümüze fitne mayası çalmasına müsaade etmeyeceğiz bir olacağız diri olacağız kardeş olacağız hep beraber Kıbrıs'ın geleceği için evet beraber yürüyeceğiz.
Bizlerin burada sergilediği birlik beraberlik kardeşlik iklimi Amerika'da birilerini rahatsız etmiş olsa da biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz.
İşgalci zihniyeti temsil ettiğini EOKA Terör Örgütü eliyle canına malına kast etmekten çekinmeyen Rumlar Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman eşit ortakları olarak görmemiştir. Rumların zulmü karşısında anavatan ve garantör Türkiye Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamıştır.
Türk tarafının tüm iyi niyetli ve yapıcı gayretlerine rağmen 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakereler Rum tarafının iktidarı ve refahı Ada'nın eşit sahipleri Kıbrıs Türkleri ile paylaşmayız reddetmesi nedeniyle bir sonuca ulaşamaz.
Avrupa Birliği yine dürüst davranmadı yine doğru hareket etmedi ve verilen söze rağmen Güney Kıbrıs'ta yapılan referandumda ne çıktığını biliyorsunuz. Kuzeyde ne çıktığını da biliyorsunuz Kuzey sözünde durdu.
Birleşmiş Milletler parametrelerinin ardına saklanmaktadır. Yıllardır reddettikleri federasyon modelini savunuyor görüntüsü vermeye çalışarak samimiyetsiz tutumlarını sürdürüyorlar artık bizim bunlara inanmamız 50 yılda kaybetmemiz mümkün değildir.
Adil kalıcı sürdürülebilir bir çözüm ancak ve ancak Ada'nın gerçeklerini esas alan bir yaklaşımla mümkün olabilir. Adada iki ayrı devlet iki ayrı halklar uluslararası toplumda bu gerçeği er ya da geç kabul edecek bu anlayışla öncelikle Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesine ardından da adadaki iki devletin çözüm müzakereleri yürütmesidir.
Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından Cenevre'de sunduğu öneriye desteğimiz tamdır, taviz vermeyiz. Bu Kıbrıs Türkü'nün İstiklal ve İstikbal mücadelesidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tüm önerilerini ellerinin tersiyle itiyor.
Denizdeki işbirliği alanlarını ele almak üzere Avrupa Birliği'ne tüm tarafların katılacağı bölgesel bir konferans düzenlenmesi önerisine bu yapıcı teklifimize de henüz cevap alamadık.
Türk halkının müktesep haklarını da korumaya devam edeceğiz.
Tüm dünyaya ilan etmek istiyorum. Bizim kimsenin toprağında hakkında gözümüz yoktur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının ne doğru dürüst bir Cumhurbaşkanlığı binası veya külliyesi var veyahut ta ne doğru dürüst bir parlamento binası var işte parlamento binası burası tabii biz bunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yakıştırmıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki bina İngilizlere ait bir gecekondu onu da yakıştıramıyoruz. Şimdi Cumhurbaşkanlığının İnşallah bu Külliyesi ile ilgili adımın proje çalışmaları bitti ve inşasına da inşallah yakında başlıyoruz.
Nerede başlıyoruz? Belki onu merak ediyorsunuzdur. Metehan bölgesinde silahlı kuvvetlerimiz görüşerek orada bir 500 dönüm araziyi bu iş için tahsis ettik.
Gönlümden yüreğimden de şu geçiyor değerli kardeşlerim devlet olmanın işte ifadesi budur. bunu İnşallah bu projeyi hayata geçirmek suretiyle nasıl bir Kuzey Kıbrıs Kıbrıs Türklerine ait bir devlet varmış görsünler.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilan edildiği bu tarihi binanın da müze haline getirilerek yeni nesillere bırakılmasının isabetli olacağını düşünüyor sözlerime son verirken 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınızı ve Mübarek Kurban Bayramınızı bir kez daha tebrik ediyorum. Milli davamız uğruna canlarını veren aziz şehitlerimizi tekrar rahmet ve minnetle gazilerimizi şükran ve saygıyla yad hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum."
Hibya Haber Ajansı